OMİCRON Varyantından kendimizi korumak ve bağışıklık sistemimizi daha da güçlendirmek için almamız gereken bazı vitamin ve mineral destekler vardır. Bunların yanı sıra düzenli beslenme, egzersiz ve uyku düzenimizin de ayrıca çok dikkat etmeliyiz.

Tüm bunları uygulayıp yine de bağışıklık sisteminde güçsüzlük hissediliyorsa tamamlayıcı tıp yöntemleriyle günümüz hastalıklarından kendinizi koruyabilirsiniz.

OMİCRON VARYANTI NEDİR?

Dünya Sağlık Örgütü yeni varyantı ‘endişe verici tür’ olarak sınıflandırdı ve Omicron olarak adlandırdı. Bilim insanlarının delta varyantından daha bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu söyledi.

Omicron bir diğer adıyla nu varyantı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kaygı uyandıran varyantlar listesine eklenen beşinci varyant oldu.

Uzmanlar bu varyant içerisinde tam 32 farklı mutasyon tespit edildiğini açıklarken, bu virüsün corona virüsü aşılarına karşı daha dirençli olabileceğini duyurdu.

Bilim insanları, “Bu varyant şu ana kadar karşılaştıklarımız arasında en tehlikelisi olabilir” yorumunu yaptı.

OMİCRON BELİRTİLERİ NELER?

İlk Omicron varyantı hastalarını tespit edip bunu üst mercilere aktaran Dr. Angelique Coetzee de, “Genelde olağandışı semptomlar görülüyor. Aşırı halsizlik gibi. Fakat vakaların hiçbirinde tat ve koku kaybı yok” dedi.

Güney Afrika’daki Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nde görevli Dr. Wassila Jassat da, “Tshwane kentinde tespit edilen Omicron vakalarından hastaneye kaldırılanların yüzde 87’si aşı olmayanlar” dedi.

Öte yandan İngiliz The Guardian, Soweto kentindeki hastanenin yoğun bakım ünitesinin başkanı Rudo Mathivha’nın sözlerine de dikkat çekti. Mathivha, “Şu an Covid-19 hastalarında demografik bir değişim görüyoruz. Gençler yani 20’lerinden 30’larının sonundaki insanlar daha ağır olarak hastaneye geliyor ve yoğun bakıma alınıyor. Bunların yaklaşık yüzde 65’i aşısız. Geri kalanlar da tek doz aşılı” dedi. Fakat bu demografik farklılığın bir sebebinin gençlerde aşılanma oranlarının düşük olması olabileceği kaydedildi.
İngiltere'de yapılan araştırmalarda, varyantın, Covid'den çok soğuk algınlığına benzediği belirtilirken, burun akıntısı, baş ağrısı ve yorgunluk gibi semptomların Omicron'un ayırt edici özellikleri olduğu vurgulandı.

C vitaminli ve çinko içerikli gıdaları daha fazla tüketilmeli.

C vitamini bakımından zengin olan zencefil ve zerdeçalın bağışıklık güçlendirici etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ayrıca zencefil ve zerdeçalın bal ile karıştırılarak tüketilebilir. Bu dönemde Yeşil çay, Ihlamur Kuşburnu, Adaçayı gibi bitki çayları tüketiminin artırılması da çok faydalı olacaktır. Yeşil çay hem bir antioksidan, hem iyi bir bağışıklık destekleyicidir.

Limon, portakal, bergamot gibi bitkilerin kabuklarını kaynatıp tüketmek gerektiğini vurgulayan Bitki kabuklarında çok güçlü polifenoller vardır. Bu polifenoller virüslerin aktivitelerini olumsuz yönde etkiler ve virüsün hücre içerisine girmesini engeller. Bu bitki kabuklarından bazıları limon, portakal, bergamot kabuklarıdır. Bu kabukları birkaç dakika kaynatarak elde edeceğimiz içeceğe biraz bal eklersek, bağışlık sistemini güçlendirecektir. Vitamin kaybı olmaması açısından meyve doğrandığında bekletilmeden tüketilmeli, sebzeler ise çiğ ya da az su ile pişirilerek yenmelidir.

Yapılan Klinik araştırmalar, mürver özünün soğuk algınlığına yakalanma olasılığını azalttığını ve grip hastalarında solunum problemlerinin süresini kısalttığını gösteriyor. Aynı zamanda bolca C Vitamini de bulunur.

Yağlı tohumlar beslenme düzenine eklenmeli

Yağlı tohumlardan ceviz, fındık ve badem E vitamini, bitkisel yağ asidi ve çeşitli mineral içeriği bakımından faydalı. Yağ çeşidi olarak özellikle zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, avokado yağları güçlü antioksidanlardır.

Omega 3 Yağ Asitleri

Hücrelerimizin en iyi şekilde çalışmasını sağlamak için sıvı zarların sağlıklı yağlarla hareket etmesin gerekir. Omega-3’ler, somon, uskumru ve hamsi gibi yağlı balıklardan alabilirsiniz. Keten tohumu ,Kabak çekirdeği gibi tohumlar vejetaryenler için bir seçenektir.

Selenyum Desteği

Viral enfeksiyonlar, kardiyovasküler hastalıklar, çeşitli kanserler, duygu-durum bozuklukları gibi rahatsızlıklarda, kişinin mevcut tedavisine ek olarak selenyum seviyesinin yüksekliğinin bağışıklık yanıtının normal fonksiyonlarına katkı sağlaması ile tedavinin daha iyi sonuçlandığına dair ilişki tespit edilmiştir. Selenyum takviyesiyle hastalıları daha hafif bir şekilde atlatabilirsiniz.

Çinko desteği daha hızlı toparlanmanızı sağlar.

Çinko güçlü bir antioksidan mineraldir. Bu yüzden bağışıklığınızı güçlendirmeye ve ya hastalandığınızda daha hızlı toparlanmanıza destek olacaktır. Dolayasıyla Mineral takviyemiz içerisinde olması gerekenlerden biriside Çinkodur.

Probiyotik

Araştırmalar, probiyotiklerin bağışıklık sisteminde de önemli bir rol oynadığını göstermektedir

probiyotiklerin bağışıklık sistemini destekleme yollarından biri, patojenik bakterilerin büyümesini engellemektir. Probiyotiklerin patojenik bakterilerin büyümesini engellemek için birçok farklı taktiği vardır; büyüme ve çoğalma için hayati olan besinler için patojenlerle rekabete girmek, patojenleri öldüren veya büyümelerini engelleyen maddeler üretmek, bağırsak epiteline bağlanmak için patojenlerle rekabet etmek bu yollardan birkaçı  Çalışmalar, probiyotiklerin bariyer fonksiyonunu arttırarak bağışıklık sistemini desteklediğini göstermiştir.

D vitamini

D vitamini eksikliği olan kişiler enfeksiyonlara daha yatkın olabilir. Bir çalışmada, yeterli D vitamininin Covid enfeksiyonu riskini %54 oranında azaltabileceğini gösterdi. Ayrıca, D vitamini yeterli kişilerin Covid 19’dan kaynaklanan ciddi komplikasyonlar açısından önemli ölçüde daha düşük riskleri vardır.

Günlük Alınması Gereken A Vitamini Miktarı

Besinlerde A vitamini retinol ve A vitamini ön maddesi karoten olarak bulunur. Günlük ihtiyaç yetişkin erkek için 1000 mcg, kadın için 800 mcg‘dir.

Günlük Alınması Gereken E Vitamini Miktarı

Erişkinler için günlük ihtiyaç miktarı 8-10 mg / gündür.

Uykunun gücü

Uyumak çok önemlidir çünkü ertesi gün enerji ve iştah seviyelerini dengelerken vücudun yenilenmesine yardımcı olur. Bu yüzden uzmanlar virüslerden ve hastalıklardan korunmak için düzenli bir uyku düzenin olmasını şiddetle tavsiye ediyorlar.

Orta derecede egzersiz yapın, aktif kalın, iyi yiyin

Ölçülü egzersiz yapmak, hareket etmek ve aktif kalmak, bağışıklığı yüksek tutmanın çok basit ama çok etkili yollarından bazılarıdır. Mümkünse bol oksijenli açık alanda egzersiz yapmak güçlü bir bağışıklık sistemi için gereklidir.

Nefes egzersizleri

Sakin ve stresli kalmak bağışıklığınızda harikalar yaratabilir ve bunu başarmanın en iyi yolu bazı temel nefes ve yoga egzersizleri yapmaktır. Nefes egzersizleri hücrelerinize oksijen verecek ve sizi daha sağlıklı hale getirecektir.

Bol su tüketmeli

Uzmanlar, insanları sadece kahve ve çay değil, bol su içmeye çağırıyor. Ayrıca rafine şekerler, unlar, işlenmiş ve abur cubur ve gazlı içeceklerden uzak durmak gerekir.

Bağışıklık güçlendirici alternatif terapiler:

 Ozon Sauna

Ozon Terapi (Rektal ve Kandan Ozon) Ozon, kanıtlanmış yüksek antibakteriyel ve antiviral etkilere sahip bir bileşendir. Ozon Sauna, bağışıklık sisteminin güçlendiren ve birçok viral hastalığın tedavi sürecinde kullanılan destekleyici bir terapidir. Ozon Terapi vücuttaki oksijen seviyesini artırarak ve kan dolaşımını hızlandırarak bağışıklık sistemini güçlendiren bir terapi şeklidir. Özellikle mevsimsel grip ve diğer salgınlardan kolay etkilenen ve risk grubunda yer alan kişiler üzerindeki koruyucu etkisi oldukça güçlüdür.

Glutatyon Nedir?

Glutatyon vücutta bulunan serbest radikallerin ile birlikte vücutta bulunan reaktif oksijenin yok edilmesi sağlar. Oldukça güçlü bir özellik gösteren antioksidan özelliği vardır. Glutatyon vücut tarafından üretilmekte olan bir antioksidandır. Bu sebeple de oldukça önemlidir. Glutatyon antioksidandır. Bu sebeple de oldukça önemlidir ve Covid19, Omicron gibi hastalıklarla savaşmanızı yardımcı olur.