Bir aşı, Covid-19'a neden olan koronavirüs gibi belirli bir bulaşıcı ajanı bağışıklık sistemine tanıtmayı amaçlar. Bağışıklık sistemi, virüsün neye benzediğini ve nasıl savaşacağını öğrendikten sonra virüs vücuda girerse saldırır. 

Virüsler bir kat proteinle sarılmış DNA veya RNA'dan oluşan bir gen çekirdeği içerir. Protein tabakasını yapmak için virüsün DNA veya RNA genleri haberci RNA (mRNA) yapar; mRNA daha sonra proteinleri yapar. 

Belirli bir yapıya sahip bir mRNA, belirli bir yapıya sahip bir protein üretir. Bazı geleneksel aşılar zayıflatılmış virüs kullanırken, mRNA aşıları virüsün protein kaplamasının sadece kritik bir parçasını kullanır. Covid-19 durumunda da bu kritik parça başak proteini…

30 YIL ÖNCESİNE UZANIYOR

Kavram yeni duyulmuş olsa da, mRNA aşılarının engellerin üstesinden gelmesi için onlarca yıllık çalışma yapıldı. Bilim adamları, şiddetli bağışıklık sistemi reaksiyonları üretmeyecek şekilde mRNA'yı nasıl değiştireceklerini, bağışıklık sistemi hücrelerini kandaki mRNA'yı yutmaya nasıl teşvik edeceklerini öğrendiler. Ardından, büyük miktarlarda kritik protein parçasını yapmak için bu hücreleri nasıl ikna edeceklerini ve mRNA'yı kanımızdaki kimyasallar tarafından yok edilmekten korumak için mikroskobik olarak küçük kapsüller içine nasıl kapatacaklarını keşfettiler. 

mRNA üzerine yapılan 30 yıllık araştırmalar, teorik olarak herhangi bir bulaşıcı hastalığa karşı doğru mRNA dizisini ekleyerek bir aşı oluşturmak için zemin hazırladı. Covid-19'dan sorumlu virüsün tanımlanması ve gen yapısının belirlenmesiyle birlikte, mRNA aşısı tasarımı üzerinde çalışmalar başladı. Virüsün ortaya çıkmasından 11 ay sonra mRNA teknolojisi kullanan etkili bir aşı üretildi. 

KANSER İÇİN DE DENENDİ

Covid-19'un aşı olmadan durdurulamayacağı anlaşıldığında onlarca farklı olası aşı üzerinde çalışmalar başladı. Başından beri de en çok mRNA aşıları konuşuldu. Bunun en büyük nedeni de şu ana kadar hiçbir mRNA aşısının bulaşıcı hastalıklar için ruhsatlandırılmamış oluşu. 

mRNA aşılarının dikkat çeken bir diğer özelliği geleneksel inaktif aşılardan daha güçlü olmaları. Edinilmiş bağışıklığın yanında doğuştan gelen bağışıklığı da tetikleyebiliyor. Bu da bağışıklık sisteminin, tehlike oluşturan bir patojene karşı hazır olmasını ve güçlü bir tepki vermesini sağlıyor.

Bir bağışıklık tepkisini tetiklemek için mRNA'yı kullanmaya yönelik çalışmaların çoğu şimdiye kadar kanser üzerine yapıldı ve tümör mRNA'sı, insanların bağışıklık sistemlerinin kendi spesifik tümörleri tarafından üretilen proteinleri tanımasına ve bunlara yanıt vermesine yardımcı olmak için kullanıldı. 

mRNA aşıları hakkında, ancak insan denemeleri yoluyla yanıtlanabilecek oldukça temel pek çok bilinmeyen var elbette. Şu an en çok merak edilen; bu aşıların insanda gerçekten yeterince koruyucu bir bağışıklık tepkisi oluşturup oluşturmayacağı. 

Aşı için seçilen proteinlerin koronavirüs enfeksiyonunu önlemek için doğru olanlar olup olmadığı, bağışıklık tepkisinin bu özel koronavirüsü nasıl hedeflediği, herhangi bir bağışıklığın ne kadar süreceği ve bunun bir yan etkisinin olup olmadığı gibi sorular da merak edilen konular arasında.

Covid-19 özelinde düşünüldüğünde böylesine bulaşıcı bir hastalığa karşı mRNA aşıları kısa üretim süreci sayesinde de ön plana çıkıyor. Hızlı üretim toplum bağışıklığı sağlamak için büyük ölçekli aşılamalara olanak sağlıyor.