İlk olarak 2019'un son günlerinde Çin'in Wuhan kentinde görülen ve buradan dünyanın dört bir yanına yayılan korona virüs (Kovid-19) Dünya genelinde 5 milyondan fazla insanın canına mal oldu.

Gezegenimizin bir numaralı ortak gündemi olmaya devam eden virüsü yenmek için çalışmalar sürüyor. Ancak virüsün nereden ve nasıl ortaya çıktığı sorusu hala cevap bekliyor.

Bu konu hakkında pek çok komplo teorisi mevcut. Onlardan en popüleri ise virüsün Wuhan'daki labrotuvardan sızdığı iddiası. DSÖ'nün de mercek altına aldığı iddia sızan son belgeler ile bir kez daha gündeme geldi.

YAZIŞMALAR İLE ORTAYA ÇIKTI

İngiliz Telegraph gazetesinde yer alan habere göre, EcoHealth Alliance ile ABD hükümeti fon sağlayıcıları arasındaki elektronik posta yazışmalar ortaya çıktı. Söz konusu e-postalar, Laos'taki yarasalardan viral örnekler toplandığı ve inceleme için Wuhan Viroloji Enstitüsü'ne geri gönderildiği bilgisine ev sahipliği yapıyor.

Hürriyet'teki habere göre; Başka bir deyişle sızan belgelere göre Wuhan'daki bilim insanları, Kovid-19'a en yakın akrabanın bulunduğu ülke olan Laos'ta yaşayan yüksek riskli yarasa türlerinin viral örneklerini incelediler söz konusu tesiste inceledi.

2017'DE BAŞLAMIŞLAR

Bilgi Edinme Özgürlüğü Talebi kapsamında yayınlanan e-postalara göre, yarasalar ve diğer yüksek riskli türlerden alınan viral DNA'lar Haziran 2017 ile Mayıs 2019 arasında Wuhan'daki tesise gönderildi.

Hem Yunnan hem de Laos'tan toplanan genetik diziler, Wuhan enstitüsünde çevrimiçi bir veri tabanında tutuldu. Ancak bu bilgilerin tamamı Eylül 2019'da Çin tarafından kaldırıldı.

Çin'in bu hamlesi ile uzmanların laboratuvarda tam olarak hangi suşların çalışıldığından emin olmamasının önü kesilmiş oldu.

ÇİN'İN KORONA BELGELERİNDEKİ ŞOKE EDEN İFADELER

Söz konusu rapor Çin - virüs ilişkisini bir kez daha gündeme taşıdı. Önceki haftalarda ise Çin'in 'Koronavirüs belgeleri' ABD'li yetkililer tarafından ele geçirilmiş ve Çin'in sır gibi sakladığı proje deşifre olmuştu.

ABD basınında geniş yer bulan söz konusu belgelere göre, Çinli bilim adamları son altı yıldır koronavirüs dahil biyolojik ve genetik silahlar üzerinde araştırmalar yürütüyor.

Söz konusu belgelerde bu proje bir savaş durumunda 'zaferin temel silahı' olarak adlandırılıyor ve detaylı incelemeler sunuyor. Belgelerde Üçüncü Dünya Savaşı'nın beklenenin aksine kimyasal ve nükleer silahlar ile değil, biyolojik silahlar ile yapılacağı tezi yer alıyor.

ABD tarafından Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan iki atom bombasına atıfta bulunan belgelerde biyolojik silahların yeni bir dünya savaşında 'zafer için temel silah' olacağının altı çiziliyor.

Halk Kurtuluş Ordusu'nda görev alan bilim adamlarının hazırladığı dosya, hastalıkların 'daha önce hiç görülmemiş bir şekilde' silah yapmak için manipüle edilmesini incelediğini iddiası yer alıyor.

Belgelerde biyolojik silahların maksimum etkiyi göstermesi için gereken koşullar da özetleniyor. Belgelerde 'biyolojik saldırı gece veya şafak vakti sabit rüzgar yönü olduğu zamanda yapılmalı' ifadesi yer alıyor.