Plastik ve mikroplastiğin zararları ile ilgili 12 yıldır bilimsel çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, plastik ve plastiklerden meydana gelen mikroplastiklerin hem canlılara hem de doğaya zarar verdiğini söyledi. Temel, “Bakıyorsunuz toprakta çözüldüğü zaman toprağın fiziksel, kimyasal özellikleri değişiyor. Suya geçtiği zaman suda çözünerek suda mikroplastikler meydana geliyor. Hayvanlar içiyor, yiyor onları ve bu mikroplastikler onlara geçiyor. Hatta eğer çözülmezse vücutlarında yaralanmalarına, hatta ölmelerine neden oluyor ve en sonunda da bize geçiyor” diye konuştu.

“Soluduğumuz havada bile artık bu mikroplastikler var”

Havada dahi mikroplastiklere rastlandığına dikkat çeken Temel, “Yani biz yıllardan beri söylüyorduk. Ben bir gün bol plastik katkılı musluklardan akan suları içmeye hazır mıyız demiştim. Son yıllara baktığımız zaman bu sularımızda inanılmaz derecede mikroplastikler tespit edildiği gözleniyor. Bakıyorsunuz anne karnında plasentadaki bebeklerde mikroplastikler tespit edilmiş. Bu ne demektir biliyor musunuz? Yani çocuk daha annesiyle tanışmadan önce mikroplastiklerle tanışıyor. Bakıyorsunuz anne sütünde, insan dışkısında mikroplastikler tespit edilmiş ve daha da vahimine doğru geliyoruz. Bakın akciğerlerde de mikroplastikler tespit edilmiş. Bu akciğerlerde tespit edilmesi demek artık son nokta diyebiliriz, çünkü soluduğumuz havada bile artık bu mikroplastikler var. Peki bunlar neye etki ediyor? Bakın inanılmaz derecede artık dünyada kanser vakaları artmış. Yani son günlerde son birkaç yıldır hep böyle korona virüsten bahsediyoruz ama çok daha gizli bir tehlike bence. Eğer biz bu mikroplastiklerin, plastik atıkların önlemini almaz isek ileride çok daha büyük, çok daha farklı problemlerle karşılaşacağız” şeklinde konuştu.

“Yediğimize içtiğimize dikkat etmeliyiz”

Dünyada ilk defa pet şişelerde 5 kimyasal madde bulduklarını da söyleyen Temel, “Bizim yediklerimize, içtiklerimize dikkat etmemiz lazım. Çünkü eğer bir alışverişe gittiğiniz zaman artık her şeyin plastik ile hapsedildiğini görüyoruz. Yani bu hapsedilme plastiklerin durduğu yerde durmadığını artık çalışmalarda görüyoruz. Çünkü yiyeceklerimizin, içeceklerimizin hepsine plastikler girmiş. Biz de gerçekten dünyada ilk defa aslında ‘naylon aşkı öldürür’ dedik. Çünkü eğer siz bu plastik sevdasından, naylon sevdasından vazgeçmezseniz naylon sizi gerçekten bir gün hasta edecek. Aynı şekilde ‘susuz aşk yaşanmaz’ dedik. Çünkü kitapların isimlerini biraz farklı yaparak insanların merakını uyandırmaya çalıştık. Ama bu kitaplarda hem sosyal boyutu hem bilimsel boyutunu ele aldık ve her insanın

okuyabileceği şekilde kitaplar haline getirmiş olduk” ifadelerini kullandı.