Ayakta polikliniklere başvuran korona hastalarının entübasyona gitme süreçlerini değerlendirmek isteyen Doç. Dr. Onur Öztürk ve arkadaşları, 2020 yılında hastaneye yatmış 733 hastanın verilerini içeren bir çalışma yaptı. Hem entübe olan hem de entübe olmayan hastalar bir arada değerlendirildiğinde yüzde 96’larda bir başarı tespit edilen çalışma bilim dünyasında üst sınıf bir dergi olan ‘Current Medical Research and Opinion’da araştırma makalesi olarak yayımlandı.

Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniğinde görev yapan Doç. Dr. Onur Öztürk, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde çeşitli departmanlarda görev yapan bazı akademisyenlerin eşliğinde bir çalışma yaptı. Üretilen skorlamada 2020 yılında hastaneye yatışı yapılan 733 korona hastasının 6 farklı değeri (yaş, kanser varlığı, lenfosit sayısı, nötrofil/lenfosit oranı, LDH değeri ve CRP değeri) kullanıldı. Bu değerler sonucunda ayaktan polikliniklere başvuran korona hastalarının hastalık seyirlerinin nasıl ilerleyeceği öngörülebiliyor. Yapılan çalışmanın sonuçlarına bakıldığında ise hem entübe olan hem de entübe olmayan hastalar bir arada değerlendirildiğinde yüzde 96’larda bir başarı oranı yakalandı. Ayrıca bu skorlamanın ismi olarak baş yazarların soy isimlerinin ilk harfleri (OTO) kullanıldı. Uluslararası tıp literatüründe, Covid-19 ile ilgili bir makalede Türk bilim adamlarının soy isimleri vurgulandı.

Yüksek başarı oranı

Çalışma hakkında bilgi veren Doç. Dr. Onur Öztürk, “Kendi kendine nefes alamayan, solunumu geride kalmış hastaların bir tüp yardımıyla dışardan soluk borusuna o tüpü bağlamak suretiyle nefes alıp verme işlemine entübasyon diyoruz. Bu çalışmada Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin 2020 yılı verileri kullanıldı. Oradan 5 akademisyen bana yardımcı oldu. Bazı yazarlarımız veri toplama süreçleriyle ilgilendiler. Yazının planlanması, yazımı ve dergi süreçleri bana aitti. Ortak iş birliği içine girdik. Çok güzel bir skorlama üretildi. Bu skorlamada hastaların entübasyona gitme süreçleri değerlendirildi.

TIKLA İZLE

Bu doğrultuda 733 hastanın geriye dönük 33 tane verisi değerlendirildi. Analizler yapıldı. Bu doğrultuda 33 tane parametrenin 6 tanesi bu skorlama için kullanılabilir bulundu. Bunlar hastanın yaş, kanser varlığı, lenfosit sayısı, nötrofil/lenfosit oranı, LDH değeri ve CRP değeriydi. Bu skorlamanın ne kadar işe yaradığını değerlendirmek için yaptığımız testlerde de spesifitesinin çok yüksek yüzde 99’larda olduğu, sensitivitesinin yüzde 81’lerde olduğu ve hem entübe olan hem de entübe olmayan hastalar bir arada değerlendirildiğinde yüzde 96’larda bir başarı tespit ettiğini göstermiş olduk” dedi.

“Gereksiz bir şekilde yoğun bakım ünitelerinde yatışları önleyebilir"

Bu çalışmanın birçok açıdan yararı olduğunu belirten Dr. Öztürk, “Bu testin skolarlamasını aslında 3’e ayırabiliyoruz. Yüksek düzeyde entübasyona gitme oranı, orta düzeyde entübasyona gitme oranı ve düşük düzeyde entübasyona gitme oranı hesaplanabiliyor. Yoğun bakım ünitelerinde yatan fakat tedavisi iyi yönde ilerleyen hastaların gösterilmesini sağlayabilir. Gereksiz bir şekilde yoğun bakım ünitelerinde yatışları önleyebilir. Sağlık kaynaklarının maliyetini daha etkin kullanılmasını sağlayabilir. Ayaktan başvuran hastaların sağlık durumlarının daha da ciddi olduğunu bize gösterebilir. Skorlamanın bir diğer önemi ise isimlendirmesinde kullandığımız harflerdir. Bunun bir skorlama olması sağlık sistemine katkı sağlamaktadır. Türk akademisyenlerinin soy isimlerinin baş harfi olarak kullanılması gurur verici bir olaydır. Japonya’da ve Kanada’da herhangi bir akademisyen bu skorlamayı bizim soy isimleri kullanarak yapacak” diye konuştu.