Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından kentte intihar olaylarının önüne geçilebilmesi ve intihar olaylarını azaltmak amacıyla basın mensuplarına eğitim verildi. Eğitimde konuşan Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikolog Hanife Zengin Dönmez, “Eğer haber yapılacaksa yalnızca gerekli bilgilerle yetinilmeli, yönteme değinilmemeli, en basit bilgilerle ayrıntılara değinilmeden haber yapılmalı, natifler uygulanmalı ve hiçbir zaman intiharı yüceltmemek gerekiyor” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın Ulusal Ruh Sağlığı Eylem Planı çerçevesinde Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından basın mensuplarına yönelik ‘İntiharı Önleme Konusunda Farkındalık Oluşturulması ve İntiharın Azaltılması’ eğitimi gerçekleştirildi. Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü, basının intihar olaylarını önlemede etkin rolü ve bu konuda dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında basın mensuplarına yönelik bilgilendirmede bulundu. Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğün konferans salonunda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısına İl Sağlık Müdürü Dr. Yüksel Kutlu ile Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Mehmet Fatih Şerifoğlu ve basın mensupları katıldı.

Toplantı öncesinde konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürü Dr. Yüksel Kutlu, basına eğitim faaliyeti gerçekleştirmek için bilgilendirme toplantısı yaptıklarını söyledi. Basının görevinin kamuoyunu ilgilendiren konuları haberleştirmek olduğunu belirten Dr. Kutlu, bu haberleşmeyi yaparken özendirici olmaması ve caydırıcı olarak yapılabilecekler konusunda vatandaşları bilgilendirmenin önemine işaret ederek, “İntihar eyleminde olan kişilerin çevresine verdiği bazı sinyaller olabilir. Birdenbire kalkıp ‘Ben intihar girişiminde bulunayım’ şeklinde olmuyor. Bununla ilgili bir sıkıntısı olan birisi varsa gerekli uzmanlarımıza yönlendirilmelidir. Bununla ilgili de vatandaşlara ulaşmak, faydalı ve eğitici bu bilgileri verebilmek adına sizleri bu toplantıya çağırdık. İlginiz ve alkanız için sizlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Kutlu, dünyada 40 saniyede bir intihar girişimi olduğunu ifade ederek, “Aslında ciddi bir halk sağlığı problemi. Dünyada her yıl yaklaşık 1 milyon kişi intihar ederek yaşamına son veriyor. Amacımız sizin aracılığınız ile doğru bilgileri vatandaşlarımıza ulaştırmaktır” dedi.

“Hiçbir sebebi yokken intihar etti’ şeklindeki haberler etik dışı bir haber yöntemi”

Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikolog Hanife Zengin Dönmez ise, “Medyada İntihar Davranışı” adlı sunum gerçekleştirdi. Dönmez, sunumuna intiharın tanımıyla başlayarak, “TDK’ye göre ‘bir kimsenin toplumsal ve ruhsal nedenlerin etkisi ile kendi hayatına son vermesi’ olarak tanımlanmış yani burada kişinin bazı nedenlerden dolayı intihar ettiği vurgusu var ama bazen medyada ‘hiçbir sebebi yokken intihar etti’ şeklinde haberler görmemiz mümkün. Bu etik dışı bir haber yöntemi. Kadınların intihar girişiminde bulunma ihtimali biraz daha yüksekken erkeklerde bunun ölümle sonuçlanma ihtimali daha yüksek. Dünya Sağlık Örgütü’nün elbette intiharı önlemeye yönelik pek çok aldığı önlem var. Bunlardan bir tanesi de medyanın intiharı sunma şekli konusunda bazı etik çerçeveler var, bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Etik kurallar çerçevesinde haber yapılmazsa kopya intiharlar başta olmak üzere pek çok yıkıcı sonuçla karşılaşabiliyoruz. Örneğin toplumda tarihin her döneminde benzer kopya intiharlar oluşmuştur. Genç Werther’in Acıları diye bir roman var. Bu romanda genç bir adam bir aşk yaşıyor, karşılık bulamayınca en sonunda kendini öldürüyor ama bu romanda içselleştirilerek çok güzel aktarıldığı için benzer durumu yaşayan kişiler bir çözüm olarak zamanında intiharı bulmuşlar. Bu romandan sonra intihar oranlarının arttığı gözlemlenmiş ve bir dönem yasaklanmıştı bu roman. Benzer örnek bizde de var. Yazar ve çevirmen Beşir Fuad da damarını keserek intihar ediyor ve o sırada yaşadığı deneyimi bir not olarak bırakıyor gerisinde ve gazetede hiç sansürlenmeden yayımlanıyor. Sonrasında intihar vakaları bir anda İstanbul’da artış gösteriyor. Bu biraz da toplu intiharların ilki olarak kabul ediliyor. O dönemde Beşir Fuad’ın arkadaşı olan Kaymakam Ömer Bey de aynı yöntemi kullanarak intihar ediyor. Yani bu intiharın kopyalandığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Haber yapılacaksa yalnızca gerekli bilgilerle yetinilmeli, yönteme değinilmemeli”

Özendirici şekilde hazırlanan ve çözüm olarak gösterilen intihar haberlerinin bazı kişiler tarafından kopyalanabildiğinin altını çizen Dönmez, “Sosyal olarak öğrenmeye çok meyilliyiz. Bu yüzden de intihar haberinin nasıl yayımlandığı önemli. Peki, hangi durumlarda intihar haberi yapılabilir? Diyelim ki kişi kamuoyuna açık bir alanda intihar girişiminde, pek çok kişi buna şahit olduğu için o olayı duyulma ihtimali azalıyor. Kulaktan kulağa yayılan bu bilginin çok daha hızlı yayıldığını veya değiştirilebildiğini görebiliriz. Burada basının doğru haber verme misyonu biraz daha önemli oluyor. Olaya dahil olan kişiler tanıdık olduğunda da aynı durum söz konu oluyor. Daha fazla kişinin bunu öğrenme ihtimali var ve yanlış bir şekilde aktarılma ihtimali var. Bu yüzden medyada yer alması gerekiyor. Basında intihar haberi sık sık yer alırsa kötü etkileri de var. Bu toplumda gerçekten travmatik olan bir süreç. Sürekli haber yaptığımız zaman bir taraftan da değersizmiş, sıradanmış, sürekli oluyormuş ve çözüm olarak sunabilirmiş gibi bir algı yaratabilir insanlarda. Çünkü artık bilgiye çok hızlı ulaşılabiliyor. İnternetten istediğimiz zaman ve geriye dönük bilgilere ulaşabiliyoruz” dedi.

“İntihar haberlerinde isim kullanılması kişiyi ve ailesini etkiliyor”

İntihar haberlerinde isim kullanılmasının kişiyi ve ailesini etiketlediğini dile getiren Dönmez, “İntihar etmiş kişinin direkt fotoğrafını paylaşmak da ciddi bir etik ihlaldir. İntiharın ele alış şekli olarak da ‘Gizemli, hiçbir sebep yokken’ olmuş gibi sunulması insanların kontrolsüz bir biçimde intihar ettiği izlenimini veriliyor. Haliyle çok iyi bir işimiz, çok iyi bir ekonomik durumuz varsa ve her şey çok yolunda gidiyorken bile ‘bir anda gidip intihar edebiliriz’ fikri ortaya çıkıyor ama bu gerçekçi bir fikir değildir. Bir ara ‘ekonomik kriz yaladığı için köprüden atladı’ haberi çok yapılıyordu. Herkesin borcu olabilir, her borcu olan oradan gidip atlamıyor yani tek başına gidip ekonomik kriz o kişinin intihar etmesinin sebebi değil ama muhtemelen o kişinin problem çözme becerisi az veya ailesinden sosyal destek görme ihtimali az. Bu yüzden eğer çok yerelde gerçekleşen bir olaysa habere yer verilmemesi daha iyi olabilir. Bu kişileri gerekli sağlık kuruluşlarına yönlendirilecek haberler ile metin sonlandırılsa bu daha bir fayda sağlayacaktır” diye konuştu.

Sunumun sonunda Dönmez, basın mensuplarının yazacakları haberlerde nelere dikkat etmeleri konusunda sorularını da yanıtladı.