Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, Sağlık Bakanlığı Bilkent Yerleşkesi'nde bir araya geldi. İkili, Bilim Kurulu toplantısının ardından ortak bir basın açıklaması düzenledi.
Bakan Koca, pandemi sürecinde DSÖ'nün tüm dünyanın gözünün ve kulağının üzerinde olduğu bir kuruluş olarak ön plana çıktığını belirtti.

Küresel sağlığın en önemli kurumunun en üst düzeyde temsil eden birisini Türkiye'de misafir etmenin küresel anlamda Türkiye'ye olan güveninin de bir göstergesi olduğunu aktaran Koca, “Gün boyunca yaptığımız görüşmelerde Sayın Bölge Direktörü ile COVID- 19 ile mücadele başta olmak üzere bölgemizi ve tüm dünyayı ilgilendiren birçok sağlık konusunu enine boyuna ele alma fırsatı yakaladık.

Pandemi sürecinin her aşamasında da zaten kendisi ile rutin olarak görüşüp bilgi ve tecrübe paylaşımında bulunuyorduk. Zira hepinizin de yakından takip ettiği gibi Türkiye'nin pandemi yönetimindeki politikaları, Bilim Kurulumuz tavsiyeleri ve DSÖ rehberleri çerçevesinde şekillenmiştir. Bugün bu kapsamda Bilim Kurulumuzun üyeleri ile Sayın Bölge Direktörü'nü bir araya getirerek görüş alışverişi ve tecrübe paylaşımında bulunma fırsatını da yakalamış olduk” diye konuştu.

“Türkiye'nin COVID-19'la mücadeledeki başarılarını anlatan ortak bir yayını da kaleme aldık”

Bundan sonraki normalleşme süreci ve sonrasında yapılacak planlamalarda yine DSÖ ile yakın işbirliği içinde olacaklarını söyleyen Koca, “COVID-19 sürecindeki her bir bilgi ve tecrübenin insanlığın ortak değeri olarak belgelendirilmesi gerektiği inancını taşımaktayız. İşte bu anlayışın tezahürü olarak Şahsımın ve Sayın Bölge Direktörü'nün editörlüğünde Türkiye'nin COVID-19'la mücadeledeki başarılarını anlatan ortak bir yayını da kaleme aldık” şeklinde konuştu.

“Ofis'in en kısa sürede faaliyetlerine başlamasını planlıyoruz”

DSÖ ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi konusunda Kluge ile tam bir mutabakat içerisinde olduklarını vurgulayan Koca, “Türkiye'nin sağlık alanında son dönemde Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde elde ettiği başarılar ve DSÖ teknik kapasitesi temelinde şekillenen birçok uluslararası ortak çalışmayı önümüzdeki dönemde uygulamaya koyma kararlılığı içerisindeyiz. Bu anlayışın en somut örneklerinden biri olarak İnsani ve Sağlık Acil Durumlarına Hazırlık DSÖ Ofisini hızla İstanbul'da hayata geçiriyoruz. Ofis'in kurulmasına ilişkin nihai anlaşma biraz sonra sizlerin huzurunda imzalanacak olup Ofis'in en kısa sürede faaliyetlerine başlamasını planlıyoruz” ifadelerini kaydetti.

“Ofis, yapacağı çalışmalarla COVID-19 kapsamındaki güncel ihtiyaçların karşılanması konusunda rehberlik edecektir”

Bakan Koca, Ofisin DSÖ Avrupa Bölgesi'nde COVID-19 başta olmak üzere sağlık acil durumları konusunda faaliyet göstereceğinin altını çizerek, “Alanında tek olması nedeniyle DSÖ açısından özel bir konuma sahip olan Ofis, yapacağı çalışmalarla COVID-19 kapsamındaki güncel ihtiyaçların karşılanması konusunda rehberlik edecektir. Tüm dünyanın COVID-19 pandemisi ile mücadele etmeye çalıştığı bu dönemde insani krizlere müdahale, acil durumları önleme, hazırlık, risk yönetimi ve kapasite geliştirme alanlarında faaliyet gösterecek olan bu Ofis'in İstanbul'da açılması ülkemizi uluslararası bir merkez haline getirecektir” dedi.

DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge de gerçekleştirdiği konuşmada, Türkiye ve Avrupa genelinde pandemi ile mücadelenin ön saflarında çalışan tüm sağlık çalışanlarına bir kez daha teşekkürlerini iletti.

“Mülteciler ve göçmenler dahil olmak üzere herkese COVID-19 testi, tedavisi ve bakımı sağlayarak insani bir yaklaşım benimsediniz”

Türkiye halkının, pandeminin en kötü saflarıyla karşı karşıyayken tüm dünyaya en iyi ve en gerçek karakterini gösterdiğini belirten Kluge, “Bu yılın Mart ve Nisan aylarında pandeminin asıl yüküyle karşı karşıya kalan diğer ülkeler gibi Türkiye de günlük 4 bin 500 vaka ve 100 ölümle birlikte Nisan ayında vakaların ve ölümlerin zirve noktasını gördü. 80 milyondan fazla nüfusunun yanı sıra Türkiye, dünya genelinde en büyük mülteci sayısı olan 3,5 milyondan fazla Suriyeli mülteciye ve 500 binden fazla göçmene ev sahipliği yapıyor. Mülteciler ve göçmenler dahil olmak üzere herkese COVID-19 testi, tedavisi ve bakımı sağlayarak insani bir yaklaşım benimsediniz. Dahası, 138'dan fazla ülke ve 5 uluslararası örgüte koruyucu ekipman ve başka materyal desteği sağlayarak ülke çapında küresel dayanışma gösterdiniz” dedi.

Türkiye'deki insani ve sağlık acil durumları için hazırlılık konusunda uzmanlaşmış bir DSÖ ofisinin açılmasına olanak sağlayan mali bir anlaşmaya imza atacaklarını vurgulayan Kluge, bunun şu aşamada başka kanıt gerekmese de Türkiye'nin en zor koşullarda bile sağlığı korumaya olan derin bağlılığının bir kanıtı olduğunu aktardı.

“Veriler, Türkiye'nin COVID-19 mücadelesinde kritik noktayı atlattığını ve vaka yükü ile ölümleri yüzde 75 oranının üzerinde azalttığını göstermektedir”

Kluge, pandeminin henüz bitmediği konusunda uyarıda bulunarak, “Nisan ayından beri, bildirilen veriler Türkiye'nin COVID-19 mücadelesinde kritik noktayı atlattığını ve vaka yükü ile ölümleri yüzde 75 oranının üzerinde azalttığını göstermektedir. Sağlık sistemlerinin dönüşümü, acil durum hazırlığı ve hazır olma durumu, yerel tanı testlerinin geliştirilmesi, testlerin güçlendirilmesi, temas takibi ve tedavi, koruyucu ekipman ve akciğer ventilatörleri yerel üretimi, hava yolculuğu düzenlemeleri, toplumla iş birliği ve risk iletişimi gibi birçok faktör bu başarıda rol oynamıştır.Şimdi, bu başarının sürdürebilmesi için birlikte çalışmaya devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.

Bazı önlemlerin Haziran ortasında gevşetilmesinden sonra Türkiye'de de diğer ülkeler gibi vakalarda ve hatta hastaneye yatışlarda bir artış görüldüğünü hatırlatan Kluge, yeniden düşük seviyelere dönüldüğünü ancak bunu sürdürmek için tedbirli olmak gerektiğini vurguladı.

“Hedefe yönelik müdahalelere ihtiyacımız var”

Influenza mevsimi olan sonbaharda özellikle yaşlıların karşılaşacağı yüksek riskleri ele almak için hazırlıklı olmak gerektiğini dile getiren Kluge, “Türkiye'nin bugüne kadar yaşlılar arasındaki düşük COVID-19 mortalite başarısını sürdürebilmek için grip aşıları, enfeksiyon önleme ve kontrol gibi hedefe yönelik müdahalelere ihtiyacımız var” dedi.

DSÖ ve Türkiye'nin işbirliği içinde olduğuna işaret eden Kluge, şu ifadeleri kaydetti:

“Bu iş birliği, Alman hükümetinin cömert desteği ve UNDP, UNFPA ile UNICEF gibi kardeş kurumlarımız sayesinde gerçekleşmiştir. DSÖ, 60 yıldan fazla bir süredir Türkiye'de varlığını sürdürmektedir. Cömert bir şekilde ev sahipliği yaptıklarınıza ve Türk halkına sağlık ve refah ulaştırmada sarsılmaz ortağınızız ve ortağınız olmaya devam edeceğiz. Bu virüsle mücadeledeki dayanışmanız diğerlerinin örnek alacağı türdendir. Nerede olursa olsun KOVİD-19'u ortadan kaldırmada kararlı olmalıyız. DSÖ, bu uğurda sizi şimdi ve gelecek yıllarda destekleyecektir.”