Ağız ve dilin yeterince temizlenmemesinin ağız kokusuna neden olduğunu vurgulayan Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Tuğçe Serdaroğlu, “Ağız kokusu, kişilerarası sosyal iletişimi etkileyen ve bireyler için problem oluşturan bir durumdur. Bireylerin ağız sağlığına yönelik alışkanlıklar kazanması, bu tarz problemler yaşamamaları için oldukça önemlidir” dedi.

Medical Park Ordu Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Tuğçe Serdaroğlu, ağız kokusuna karşı alınabilecek önlemler hakkında uyarılarda bulundu.

Her 4 kişiden biri ağız kokusu yaşıyor

Dt. Serdaroğlu, dünyada ağız kokusunun, diş çürükleri ve periodontal hastalıklardan sonra diş hekimliği kliniklerine başvurma sebeplerinde 3. sırada yer aldığını ve her 4 kişiden birinin ağız kokusu problemi yaşadığının altını çizdi.

Bireyler için problem oluşturur

Ağız kokusunun yeterince ağız ve dil temizliğinin sağlanamamasından kaynaklandığının altını çizen Dt. Tuğçe Serdaroğlu, “Ağız kokusu, kişilerarası sosyal iletişimi etkileyen ve bireyler için problem oluşturan olumsuz bir durumdur. Bireylerin ağız sağlığına yönelik alışkanlıklar kazanması, bu tarz problemler yaşamamaları için oldukça önemlidir” diye konuştu.

Bu nedenler göz ardı edilmemeli

Ağzı kokusunun sebeplerinden bahseden Dt. Tuğçe Serdaroğlu, “Genel olarak ağız kokusu özellikle tükürükteki, diş eti oluğundaki, ağızdaki ve dildeki mikroorganizmaların çürümeye sebep olan aktivitesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Ağız kokusuna, ağız sağlığına yeterince özen gösterilmemesi neden olabileceği gibi farklı birçok problemden dolayı da yaşanabilir. Bunlar; ağız içerisindeki yemek artıkları, diş üzerindeki plaklar, çürükler, boğaz ve bademcik iltihapları, uzun süren açlık, dengesiz beslenme, diş eti iltihapları, mide ve bağırsak hastalıkları, gastroözefageal reflü, şeker hastalığı, fazla alkol tüketimi, takma dişler, sık kahve tüketimi, gömülü diş, sigara tüketimi, bazı vitamin eksiklikleri ve solunum sistemi hastalıkları olarak sıralanabilir” ifadelerini kullandı.

Başka hastalıkların habercisi olabilir

Ağız kokusunun bir hastalık olmasa da birçok hastalığın belirtisi olabileceğini dile getiren Dt. Tuğçe Serdaroğlu, “Genellikle ağız kokusu, kişilerin ve çevresinin fark edebileceği netlikte belirtiler gösterir. En belirgin ağız kokusu belirtileri arasında diş çürükleri bulunur. Bunun yanı sıra kişiler, patolojik durumlardan dolayı ağız kokusu problemiyle de karşı karşıya kalabilirler. Ağız hijyenine dikkat eden ve buna rağmen bir süredir ağız kokusu şikâyetleri bulunan kişiler, altında yatan sebepleri öğrenmek için vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına danışmalıdır” açıklamasında bulundu.

Dt. Tuğçe Serdaroğlu, ağız kokusuna neden olabilecek hastalıkların sinüzit, boğaz hastalıkları, farenjit, şeker hastalığı, mide kanseri, reflü, mide hastalıkları, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, yemek borusu kanseri, akciğer enfeksiyonu olduğunu vurguladı.

Ağız kokusunu önlemek için bu önerilere dikkat edin

Dt. Tuğçe Serdaroğlu, ağız kokusunun oluşmasını önlemek için öncelikle kişilere doğru ağız hijyeninin nasıl yapılacağına dair eğitimlerin verilmesinin, bireylerin ağız sağlığına yönelik alışkanlıklar kazanmasının, bu tarz problemler yaşamamaları adına oldukça önemli olduğunu söyledi.

Ağız kokusunu korumaya yardımcı önlemlere değinen Dt. Tuğçe Serdaroğlu,şu bilgileri verdi:

“Günde en az ikişer dakika boyunca ve en az iki kez diş fırçalama alışkanlığı edinilmeli. Dil ve yanaklardaki dokularda da artık birikimini engellemek ve mikroorganizma oluşumunu engellemek amacıyla bu bölgelerin de fırçalanması sağlanmalı. Ağızdaki ve dişlerdeki besin artıklarının temizlenmesi için diş tipi kullanmak faydalı olacaktır. Ağzın; temizliğin ardından gargara ya da antibakteriyeller ile çalkalanması gereklidir. Protez diş kullanılıyorsa, protezler geceden çıkartılmalı ve temizliği yapmalıdır. Yılda en az iki defa ağız ve dış muayenesi rutini oluşturulmalıdır. Kullanılan diş fırçaları, 3-4 ayda bir değiştirilmeli ve fırçaların üzerinde üreyebilen mikroorganizmalara karşı fırça korunmalıdır. Tüketilen besinlerden paketli gıdaların, çok şekerli yiyeceklerin çıkarılması da diş sağlığını koruyarak ağız kokusunu önlemek için katkıda bulunabilir”

Dil ve yanaklar mutlaka fırçalanmalı

Ağız kokusu tedavisinin uygulanabilmesi için öncelikle ağız kokusunun asıl kaynağının tespit edilmesi gerektiğini söyleyen Dt. Tuğçe Serdaroğlu, şu bilgileri paylaştı:

“Ağız kokusunun kaynağını tespit etmek için öncelikle hastaların tıbbi öyküleri dinlenir. Genellikle ağız kokusunun kaynağı ağız ve diş hastalıklarıdır. Ağız kokusu tedavisi için öncelikle hijyen oldukça önemlidir. Diş fırçalamanın yanı sıra, dilin ve yanakların da fırçalanması gerekir. Ağız içerisinde eskimiş köprü ve diş protezleri zamanla gıda birikmelerine yol açacağı için kötü kokulara sebep olabilir. Bu durumda, düzenli bir beslenme rutini oluşturulabilir ve eksik dişler için gerekli tedavi uygulanabilir. Çürük dişler, içerisindeki bakterilerin besin artıklarını sindirerek kötü kokulu sülfür bileşikleri salmalarına sebep olurlar. Bu nedenle çürük tedavisi de oldukça önemlidir. Tüm bunların dışında diş taşı temizliğinin de sürekli şekilde uygulanması ve kişilerdeki diş eti hastalıklarının tedavilerinin yapılması gerekir. Ağız kokusu şikâyetiyle sağlık kuruluşlarına başvuracak bireyler, ağız ve diş sağlığı bölümüne gidebilirler. Tanı ve teşhis sonrasında problemin çeşidine göre uzman hekimler kişileri en doğru biçimde yönlendireceklerdir.”