Reklam mal ve hizmetlerin tanıtılmasında, anlatılmasında, mal ve hizmeti müşteri ile ihtiyacı olan ile buluşturmada eski bir yöntem. Eski ama hala geçerli bir yöntem. Eskiye oranla araçları değişmiş olabilir ama hala reklam bir ihtiyaç. Bazı firmalar bu ihtiyacın farkındalar, müşteriyi veya potansiyel müşteriyi bıktırmadan kıvamında ve uygun şekilde reklam yaparak akılda kalıyor ve tercih ediliyorlar. Reklam için düşünerek bütçe ayırıyorlar. Biliyorlar ki reklama ayırdıkları bütçe, katlanarak ciro olarak geri dönecek. Bazı firmalar ise bu konuda son derece cimri. Firmalar mı? Hayır, aslında bu konuda karar veren ara ve üst kademe yöneticiler cimri davranıyorlar. Global markalar neden her gün reklam veriyorlar? Global markalar bütün dünyada tanındığı halde neden hala devamlı reklam veriyorlar dersiniz? Zaten tanınıyorlar, tercih ediliyorlar, satışları da oldukça iyi. Neden reklama hala önemli bütçeler ayırıyorlar. Reklam veren daha çok güçleniyor ve bir anlamda rakiplerinin psikolojik direncini kırıyor. Reklam veren hem rakibine hem de müşterilerine gücünü gösteriyor, akılda kalıyor, akılda pozitif algı bırakıyor. Müşterinin bu gün ihtiyacı olmasa bile, yarın ihtiyacı olduğunda reklamını gördüğü ürünü tercih ediyor. Çünkü beynimiz eskilere daha çok güvenir. Yeni gördüğünü önce tartar, güvenmez ve şaşırır. Diyeceksiniz ki ben perakende ürün satmıyorum, ara mamul veya hizmet satıyorum. Hiç fark etmez. Bilinirlik, firma veya ürün adınızın hatırlanması önemli. Büyük bir işletme de olsanız, orta boy bir KOBİ de olsanız fark etmez. Reklam her sektör için gerekli. İşletme yöneticileri bu konuları elbette gayet iyi biliyorlar ama nedense yıllık bütçelerini yaparken geniş görüşlü davranamıyorlar. Reklam mecrası çok bunu kabul ediyorum. Ürün ve sektörünüze göre öncelikli reklam mecralarınız mutlaka vardır.

GELENEKSEL MEDYAYI REKLAM VERİRKEN İHMAL ETMEYİNİZ

Fakat geleneksel medyayı reklam verirken ihmal etmeyiniz. Klasik medyada yani bildiğiniz, gazete, sektör dergileri, ekonomi dergileri, çeşitli baskılı yayınlarda (hepsinin internet sitesi zaten var) firmanızın haberlerini görmekten mutlu oluyorsunuz değil mi? PR şirketiniz şirket etkinliklerinizin bu dergilerde ve diğer yayınlarda yer alması için akla geldik ve gelmedik çeşitli çalışmalar yapıyor değil mi? O zaman bu yayınların yaşaması için reklam şart. Yani kazan-kazandır ilkesi ile hareket etmek gerekiyor. Yayınlarda reklam vermek size kazandıracak, sizin verdiğiniz reklam yayın kuruluşlarına kazandıracak ve devamlılığını sağlayacak. Medya, iş dünyası için olmazsa olmaz bir mecra. “Daima haberim çıksın isterim, bu mecranın nasıl yaşayacağı beni ilgilendirmez” diyorsanız, bu da başka bir bakış açısı tabii. Biraz bencilce. Ne dedik, “ kazan- kazandır” ilkesi her yerde geçerli. Kuruluşlar reklam verdiklerinde pek çok açıdan kazanıyorlar. “Hem reklam vermeyeyim, hem tanınayım, hem de satışım artsın” bu zamanda böyle bir düşünce olamaz.

SADECE WEB SAYFANIZA GÜVENMEYİNİZ
Kendi web sayfanda mı reklam yapıyorsunuz? O sayfaya giren zaten sizi fark etmiştir. Önemli olan sizin web sayfanıza kadar müşterilerinizi getirebilmek. Yani bu kadar kalabalığın arasında fark edilmenizi sağlamak. Sektörünüzde tek misiniz? Bu yüzden reklama ihtiyacınız yok mu? Ne zamana kadar? Bu kalabalık ortamda tek olmak artık kolay değil. Birileri alanınızı fark edip girecektir. Kuvvetli bir reklamla girdiğinde ise kısa zamanda unutulacağınız ise garanti. Sözün özü; Reklam vermede cimri olmayınız. Siz yayın mecralarını yaşatınız, onlarda sizi yaşatsın, kazanın, kazandırın, hep bana düşüncesi artık geçerli değil. Siz, reklamın önemini biliyor ve reklam vermede cimrilik yapmıyorsunuz değil mi?