CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, herkesin bir gerçeği gördüğünü ve o gerçeğe tanık olduğunu belirterek, 19 yıldır Türkiye'yi tek başına yöneten siyasal iktidarın ülkeyi bugün hangi noktaya getirdiğini sordu.

Hangi partiden, hangi görüşten olursa olsun, ülkesini, bayrağını seven herkesin, huzur içinde yaşamak istiyorsa bunu sorgulaması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Ne oldu da 19 yılın sonunda Türkiye bir ekonomik ve sosyal buhranla karşı karşıya? Hangi ekonomik ve siyasal tercihler Türkiye'yi buraya taşıdı? Bu ekonomik ve siyasal tercihler alınırken Cumhuriyet Halk Partisi'nin pozisyonu neredeydi? Diğer partilerin pozisyonu neredeydi? Hangi siyasal partiler Türkiye'nin geleceğini düşündü ve öneriler getirdi ama hangi siyasi parti 'dediğim dediktir' mantığından yola çıkarak Türkiye'yi bu noktaya getirdi?

Her birimiz ülkemize karşı bir sorumluluk duyuyorsak, ailelerimize karşı, çocuklarımıza karşı bir sorumluluk duyuyorsak aynı sorumluluk içinde ülkenin sorunlarını da evde masaya yatırmak zorundayız, kahvede masaya yatırmak zorundayız, dükkanda masaya yatırmak zorundayız, tarlada masaya yatırmak zorundayız, lokantada masaya yatırmak zorundayız, sokakta, caddede masaya yatırmak zorundayız ve konuşmak zorundayız. Oturup konuşmazsak, tartışamazsak, kimin doğru kimin haksız olduğunu nasıl öğreneceğiz? Aklımız varsa bunu kullanmak zorundayız. Ölçmek ve tartmak zorundayız. Eğriyle doğruyu ayırmak zorundayız. Eğer ülke bir ekonomik buhranla karşı karşıya ise 19 yılın sonunda 10 milyonlarca kişi işsiz ise milyonun üzerinde üniversite mezunu iş bulamıyorsa, üniversiteyi bitiren kadınlar evlerde temizliğe gitmek zorunda kalıyorsa oturup düşünmek zorundayız. 19 yılda ne oldu da Türkiye bu hale geldi? 19 yıl önce konuşmadığımız pek çok sorunu neden 19 yıl sonra konuşmaya başladık? Neden hala ve hala 'dediğim dedik' mantığıyla Türkiye Cumhuriyeti yönetiliyor. Her birimize sorumluluk düşüyor. Sadece Cumhuriyet Halk Partililere, sadece AK Partililere değil. Bu ülkede sandığa giden ve oy kullanan her vatandaşa sorumluluk düşüyor."

Eğitim sisteminin durumunun kötü olduğuna yönelik değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, 21. yüzyılın Türkiye'sinde 2 milyon 658 bin 40 öğrenci EBA'da eğitime ulaşamıyorsa ne sınavı yapılacağını sordu. 

Eğer ülke bir ekonomik buhranla karşı karşıya ise 19 yılın sonunda 10 milyonlarca kişi işsiz ise milyonun üzerinde üniversite mezunu iş bulamıyorsa, üniversiteyi bitiren kadınlar evlerde temizliğe gitmek zorunda kalıyorsa oturup düşünmek zorundayız.

"Hava Harp Okulu öğrencileri yıllardır hapiste"

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 21. yüzyılın Türkiyesi'nde birleştirilmiş sınıflar, ikili eğitim olduğunu belirterek, konu eğitime gelince iktidarın "para yok." dediğini söyledi.

Bir kişinin iradesiyle devlet yönetilirse Türkiye'nin bu hale geleceğini, bugünkü tablonun da bunu gösterdiğini savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kim adaletsizliğe uğradıysa, bizi sevsin veya sevmesin, bizim yanımızda olsun veya olmasın, ona destek vermek, onun hakkını, hukukunu korumak zorundayız. Hava Harp Okulu öğrencileri yıllardır hapisteler. 15 Temmuz'dan sonra içeri alındılar. Askeri kampta eğitim yapıyor öğrenci bunlar. 15 Temmuz akşamı bindiriyorlar otobüse, komutanları talimat vermiş, öğrenci 'Komutanım seni dinlemiyorum.' diyebilir mi? Hayır, askerliğin kuralı vardır. Şimdi Hava Harp Okulu öğrencileri müebbet hapisle yargılanıyorlar. Bazı komutanları 15 yıl hapis. Söylüyorlar, 'Bize emri veren komutanı mahkemeye çağırın, tanık olarak dinleyin.' Hakim reddediyor. 'Mağdur vatandaşlar var, çağırın, öğrenciler olarak onlara bir şey yaptık mı?' Çağırıyorlar, 'Hava Harp Okulu öğrencilerinden bir zarar görmedik.' diyorlar. Hiçbir olumsuz eylemde bulunmadıklarını söylüyorlar. 'Ama ben bunları mahkum edeceğim.' Bunları müebbete mahkum ediyorlar. Dava görüşülüyor. Aynı pozisyonda olan bazı askeri okullarda hakim diyor ki, 'Bunlar öğrenci, cezayı vereceksen komutana vereceksin. Kaldı ki öğrenci ne zamandan beri darbe yapma gücüne sahip olabilir?' Onları berat ettiriyor. Bunlar 35-40 kişilik koğuşlarda yatıyorlar, aileleri ve bunlar da perişan. Kim haksızlığa uğrarsa biz onların yanında olacağız."

"Teröre karşı durmak da bizim temel görevimizdir"

Kemal Kılıçdaroğlu, terörü Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşayan, bu topraklarda babasının ve dedesinin mezarları olan hiç kimsenin savunamayacağını vurguladı.

Terörü bir insanlık suçu olarak değerlendirdiklerine işaret eden Kılıçdaroğlu, masum insanların öldürülmesinin asla kabul edilemeyeceğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "Bu sadece bizim ülkemize özgü bir şey de değil, terör dünyanın neresinde olursa olsun insanlığın ortak tavır takınması lazım. Teröre karşı ortak mücadele edilmesi, ortak bir davranış sergilenmesi lazım. Terör, kimden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin bir insanlık suçudur, teröre karşı durmak da bizim temel görevimizdir." şeklinde konuştu.

Terör, kimden gelirse gelsin, nasıl gelirse gelsin bir insanlık suçudur, teröre karşı durmak da bizim temel görevimizdir

İktidar teröre karşı durduğunda itiraz etmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"(Mücadele edeceğiz, yurt dışına gideceğiz.) dediler de karşı çıkan oldu mu? Hayır. Teröre karşı mücadele ciddi bir olaydır, sıradan bir olay değildir. Yurt dışı destekçileri olabilir. Yurt dışı destekçileri var ve finans kaynaklarının büyük bir kısmı oralardan sağlanıyorsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne düşen temel bir görev var. Terörle mücadelede en etkin araç, terör örgütünün finans kaynaklarını kesmektir. Bu yapıldı mı, bu konuda çaba harcandı mı? Terörle mücadele etmek, sadece teröristi öldürmek demek değildir. Bu çözmüyor olayı. 40 yıldır yapıyoruz bunu zaten. Terörün beslendiği bütün kaynakları kesmek zorundasınız ve bunun için uluslararası arenada mücadele etmek zorundasınız."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Gara'daki operasyona ilişkin iktidar tarafından TBMM Genel Kurulunda yapılan bilgilendirmenin aynısının, kendisine de yapıldığını anlattı.

Bu konuda iktidara, geçen haftaki CHP TBMM Grup Toplantısında 5 soru yönelttiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "5,5-6 yıldır bunlarla neden ilgilenmediniz? 13 kişi terör örgütünün elinde, neden ilgilenmediniz? Soru haklı, makul. Terör örgütünün elebaşından gittiniz, mektup aldınız, 'İstanbul seçimlerinde bize oy verin.' diye. Kardeşim, kendi seçimin için 'oy ver.' diye mektup alıyorsun da neden 13 kişinin hayatını kurtarmak için mektup almıyorsun? Ben bu soruyu sormak zorundayım, sormazsam görevimi yapmış olmam. İstanbul seçimleri, şehitlerimizden daha mı önemliydi?" ifadelerini kullandı.

İstanbul Havalimanının 2018 ve 2019'un 18 milyar liralık kira bedelinin daha önce ertelendiğini şimdi de 2020-2021'in kira bedelinin ertelendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz ödemeyeceğiz kira bedelini" dendiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Esnafa gelince aslan, bunlara gelince tipik bir kedi." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sandığın bugün veya yarın, ne zaman olursa olsun önlerine geleceğini dile getirerek, demokratik yollarla, dünyaya örnek olacak şekilde, halkın başına bela olan bir siyasal iktidarı göndereceklerini savundu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak dünya siyaset tarihinde bir ilki gerçekleştireceklerini vurgulayarak, "Farklı görüşleri olan siyasi partilerle beraber, demokrasiyi savunan dostlarımızla beraber bir dikta yönetimini sandıkta yeneceğiz ve onları göndereceğiz." ifadelerini kullandı.

Bu güzel ülkeye beraber huzuru getireceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, A, B, C partili, hangi partiden olursa olsun hep beraber, birlikte bütün zenginlikleriyle huzur içinde yaşayacaklarını söyledi.

Esnafın, çiftçinin faiz borçlarını sileceklerini, öğrencilerin kredi borçlarını sıfırlayacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bu ülkeye hizmeti gerçek anlamda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yapacağız, hortumculara değil. Hortumcular 19 yıl yeteri kadar beslendiler. O hortumcular ülkeye yatırım değil, paralarını yurt dışına götürdüler. Onların paraları Londra, Katar, Malezya, vergi cennetlerinde. Onlar parayı Türkiye'de kazanıp yurt dışına gönderiyorlar. Hangi esnaf parasını yurt dışına götürüyor?" değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada toplantıyı, yerel seçimler öncesinde CHP'den istifa eden ve partisine yeniden katılan Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu da izledi.