İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Myanmar’ın Londra Büyükelçisi Kyaw Zwar Minn’in elçilik binasına alınmamasına tepki göstererek, “Londra’da Myanmar askeri rejiminin dün yaptığı zorbalığı kınıyoruz” dedi.

İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Myanmar’ın Londra Büyükelçisi Kyaw Zwar Minn’in, ülkesindeki darbeyi desteklemediği için elçilik binasına alınmaması ve büyükelçilik personelinin binayı terk etmesinin istenmesine tepki gösterdi. Raab sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Londra’da Myanmar askeri rejiminin dün yaptığı zorbalığı kınıyoruz. Kyaw Zwar Minn’e cesareti için saygılarımı sunuyorum. Birleşik Krallık, darbeye ve korkunç düzeydeki şiddet eylemlerine son verilmesi ve demokrasinin hızla yeniden tesis edilmesi çağrısını sürdürüyor” dedi.

Öte yandan İngiltere, Myanmar’ın büyükelçi değişikliğini kabul etti. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Myanmar’daki askeri yönetimden gelen bildirimi aldığını ve uluslararası diplomatik ilişkilere ilişkin Viyana Sözleşmesi kapsamında, "Myanmar yönetimi tarafından alınan kararı kabul etmesi gerektiğini" doğruladı. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Büyükelçi Yardımcısı Chit Win’in, Minn’in görevini devraldığına ilişkin iddialara yönelik olarak ise, “henüz konuya ilişkin resmi bir bildirim gelmediğini" bildirdi.

Viyana Sözleşmesi’ne göre, bir büyükelçinin görevi ev sahibi ülke bilgilendirildikten sonra resmi olarak sona eriyor.

Protestocular binanın önünde toplandı

Minn ve büyükelçilik personelinin elçilik binasına tekrar girmesinin engellenmesi amacıyla binanın önünde polisler görevlendirildi. Büyükelçinin içeri alınmadığı haberinin yayılması üzerine protestocular binanın önünde toplandı.

“Londra’nın ortasında bir tür darbe"

Elçilik binasında kontrolün askeri ateşede olduğunu ve binaya girmesine izin verilmediğini belirten Minn, kendisine artık Mayanmar’ı temsil etmediğinin söylendiğini açıklamıştı. Minn olayları, "Londra’nın ortasında bir tür darbe" olarak nitelendirmişti.

Ne olmuştu?

Myanmar ordusu 1 Şubat’ta askeri darbeyle yönetime el koymuştu. Darbeci cuntanın yönetimi ele geçirmesinin ardından ülkede başlayan protestolarda çocuklar da dahil olmak üzere 500’den fazla kişi hayatını kaybetti.