İçişleri Bakanlığı, bazı basın yayın organlarında yer alan ’Türkiye’nin uyuşturucu ile mücadelesine yönelik’ haberler hakkında, "1937 yılından beri uyuşturucuyla mücadele tecrübesi olan bir teşkilatlanma olarak bu tip karalamalarla yeni karşılaşmadığımızı biliyoruz" açıklamasını yaptı.

Son günlerde bazı basın ve yayın organlarında yer alan ’Türkiye’nin uyuşturucu trafiğinin merkezi haline geldiği ve uyuşturucuyla yeterince mücadele edilmediğine dair’ haberlere ilişkin İçişleri Bakanlığının sosyal medya hesabından açıklama yapıldı. Son yıllarda uyuşturucuyla mücadelede Türkiye’nin en kapsamlı, planlı ve mücadeleci bir süreci yürüttüğü ifade edilen açıklamada, 2017 yılında 941 olan doz aşımı ölüm sayısının 2021’de 270’e düştüğü hatırlatıldı. Açıklamada, güvenlik güçlerinin operasyonlarda yargı makamlarıyla sağlanan uyum ve işbirliği sayesinde 2016 yılında 35 bin civarında olan uyuşturucu suçları tutuklu/hükümlü sayısının şu anda 135 bin civarında olduğu kaydedildi. 2022 yılının ilk gününden bugüne kader 168 bin 659 uyuşturucu olayına müdahale edildiği ve bu olaylarda 215 bin 274 şüphelinin yakalandığı ve 19 binden fazla tutuklama olduğuna dikkat çekildi. Uyuşturucu ile mücadelede tarihin en kapsamlı eğitim projelerinin yürütüldüğünü belirten Bakanlık, sahada yürütülen arzla mücadele faaliyetlerine bilimsel destek sağlandığını da kaydetti. Ayrıca açıklamada atık su uyuşturucu analizinden bilişim teknolojisi destekli narkotik eğitim tırlarına, il ve ilçelerin risk durumundan En İyi Narkotik Polisi Anne Eğitim Projesi’ne, uyuşturucu suçlu profili çıkarılmasından suç bildirimlerinin en seri şekilde alınmasını sağlayan "UYUMA" uygulamasına kadar teknoloji ve bilimin öncülüğünde mücadele edildiğinin altı çizildi.

"Bu tip karalamalarla yeni karşılaşmadığımızı biliyoruz"

Açıklamada Türkiye’de yapılan uyuşturucuyla mücadelenin uluslararası kamuoyu tarafından da takdir edildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Mezkur yayın organlarının ve bu haberleri yapan kişilerin düşmanca tavır gösterdikleri, uyuşturucu mücadelesine destek değil, mücadeleci kurumları karalama ve töhmet altında bırakma amacı taşıdıkları izlenmektedir. 1937 yılından beri uyuşturucuyla mücadele tecrübesi olan bir teşkilatlanma olarak bu tip karalamalarla yeni karşılaşmadığımızı biliyoruz. Geçmişte de ülkemiz yönetici ve bürokratlarının uyuşturucu ticaretiyle birlikte anılmasını isteyen, bu yönde haberler yapan kişileri ve yayın organlarını tanıyoruz. Başbakanlarımızı eroin şırıngalarıyla aynı fotoğraf karesine koyanları hatırlıyoruz. Tarihimizde yaşanan bu karalamaların günümüzde de Stockholm sendromuna kapılanlar tarafından sürdürülmesine şaşırmıyoruz. Bunların ülkemiz yöneticilerini ve mücadeleci birimlerini itibarsızlaştırma amacından başka bir önceliklerinin olmadığını, yurtiçinden veya yurtdışından suç odakları tarafından yönlendirildiklerini, uyuşturucu kaçakçılarıyla benzer amaca hizmet ettiklerini görüyoruz.”

Ayrıca açıklamada, öncelikli hedefin toplum ve çocukların korunması olduğu bildirildi. Başta narkotik birimleri olmak üzere tüm kolluk birimlerinin birbirleriyle ve uluslararası karşılıklarıyla eş güdümlü içinde çalışmalarını sürdürdüğü de kaydedildi.