Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Ermenistan’daki darbe girişimiyle ilgili yaptığı değerlendirmede, “Yani Ermenistan’ın arsızlığı ile ilgili önemli bir cümle. Sonuçta bu Toçka füzeleri ile birlikte İskender Füzelerini ordu üzerinde kullanmadılar sadece. Sivil halk üzerinde de kullandılar. Yani masumları katlettiler. Masumları katlettikleri bir füze olunca, tabii buradan Azerbaycan masumlarının laneti de diyebiliriz" dedi.

Ermenistan ordusu yayımladıkları bildiri ile Başbakan Nikol Paşinyan ve hükümetin istifasını istemişti. Yayımlanan bildiride, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığının, Silahlı Kuvvetler Birinci Genelkurmay Başkan Yardımcısının görevden alınmasına karşı kararlı bir şekilde itirazını dile getirdiği belirtildi. Ordunun ülkenin çıkarlarını gözettiği ve ülkenin içinde bulunduğu zor koşullarda böyle bir kararın “devlet karşıtı” ve "sorumsuzca atılan bir adım" olduğu vurgulandı. Başbakanı Paşinyan, bu bildiri sonrasında yaptığı açıklamada Genelkurmay’ın yayımladığı bildiriyi ‘darbe girişimi’ olarak nitelendirmişti. Darbe girişimine karşı vatandaşları sokağa davet etti. Meydanlara çağırdığı destekçileri ile Savunma Bakanlığı binasının bulunduğu Cumhuriyet Meydanı’nda buluşan Paşinyan, destekçilerine seslenerek, darbe girişiminin engellendiğini duyurdu.

“İskender füzelerinin yüzde 90’nın savaş sırasında neden patlamadığı tartışılıyordu”

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Ermenistan’daki darbe girişimi hakkında İHA’ya değerlendirmelerde bulundu. Ermenistan’da bir istikrarsızlık beklediğini söyleyen Ağar, “Savaşı kesin olarak kaybetmiş bir ordu, bir devlet ve bir siyasi. Bunun bir şekilde bedelini birilerinin ödeyeceği belliydi. Bununla ilgili temel bir risk fotoğrafı zaten Ermenistan için mevcuttu. Şimdi tabii konu nereden patlak verdi. Konu İskender füzeleri üzerinden patlak verdi. Şimdi Ermenistan’da birkaç gündür savaş sırasında kullandıkları ve Rusya’dan temin ettikleri ellerindeki en güçlü silah, İskender füzelerinin yüzde 90’nın savaş sırasında neden patlamadığı tartışılıyordu. Bu nedenle özellikle Ermenistan ordusunun güçlü bir şekilde siyasi kanat tarafından suçlandığını görüyorduk” ifadelerini kullandı.

“Paşinyan’ı hedef alarak siyasetçilerin öngörüsüzlüğü, basiretsizliği ve yanlış kararları uluslararası alanda vermiş oldukları yanlış kararlar ve tercihler büyük bir bozguna dönüştü”

Ermenistan ordusunun savaşı kaydetmiş, son derece yüksek travmaya sahip ve ciddi anlamda büyük bir bozgun yaşamış olduğunu vurgulayan Ağar, “Bir şekilde kendisini toparlamaya çalışırken savaşı beraber yapmış olduğu siyasi eksen ve toplumsal katmanlarda buna dayalı yoğun suçlama ve eleştiri ile karşı karşıya kalınca ve işin Rus füzeleri gibi önemli bir detayı olunca karşılık verdi. Önce şunu söyledi; Bizi son derece olumlu bir şekilde Ermenistan ile yaptık ama Paşinyan’ı hedef alarak siyasetçilerin öngörüsüzlüğü, basiretsizliği ve yanlış kararları uluslararası alanda vermiş oldukları yanlış kararlar ve tercihler büyük bir bozguna dönüştü. O da onların suçladı. Böyle olunca açıkçası işin kökeninde İskender Füzelerinin olması son derece önemli bir detay. Bunu kim fişekledi bunu bilmiyoruz. Sadece bununla ilgili muhakeme yapabiliriz ama İskender Füzeleri Rusların taktik balistik seviyedeki en önemli unsurlarından, silah sistemlerinden bir tanesi. Rusların füze teknolojisine karşı geliyor. Şimdi siz bunun üzerinden Ermenistan ordusunu suçlamaya kalkarsanız, bunun arkasında başka bir takım siyasi veya jeopolitik gerekçeleri aramanız gerekir” şeklinde konuştu.

“Yani Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri arasında jeopolitik bir rekabetin sonucu bir istikrarsızlık fotoğrafı ile karşı karşıya kaldık”

Rusya karşıtı bir eksenin konuyu tahrik ettiğini ifade eden Ağar, “Tabii buna karşılık da darbe girişimi diye tanımlanan istifa et çağırışı ordu tarafından Paşinyan’a bunun arkasında da diğer ekseni aramamız gerekir. Yani Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri arasında jeopolitik bir rekabetin sonucu bir istikrarsızlık fotoğrafı ile karşı karşıya kalmış olabileceğimizi öngörmemiz gerekiyor. Nereden çıktı? Sonuçta son derece hırpalanmış bir siyasi irade var, son derece hırpalanmış bir ordu var. Bir füze sistemi üzerinden birbirlerini yemeye başladılar ve iş darbe girişimine kadar gitti. Bu açılardan bakınca hani olayın derin bir olay olduğunu ifade etmeliyim” diye konuştu.

“Bu darbe girişimi ülkede bir kırılganlık ve kaos oluşturacak”

Ermenistan ordusunun mağlubiyetini unutturmak için olmadığını düşündüğünü söyleyen Abdullah Ağar, “Zaten mağlubiyet ile ilintili bir şey. O mağlubiyet sonrası tarafların birbirini suçlamaları ve buradan ülkenin geleceği ile ilgili yeni bir denklemin oluşturulması. Şimdi bu anlamda önem taşıyor zaten. Bu darbe girişimi ülkede bir kırılganlık ve kaos oluşturacak. Bu ortaya çıkan fiili durum üzerinden yeni bir güçler dengesi ve bu güçler dengesine bağlı yeni bir denklem kurulacak. Bu denklemi Ermenistan kendi başına kuramayacak. Dışarıdan bir müdahale var. Yani arka kapı diplomasisi şu an çok net olarak çalışıyor. Neler döndüğünü bilmiyoruz. Herkes bir şekilde Ermenistan’ı kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmak üzere yönetimini ele geçirmeye çalışıyor. Böyle bir temel denklem var. Bu tabii bir savaş sonrası savaşı kesin bir yenilgi ile kabullenmek zorunda kaldıkları için hatta başka bir ifadeyle Azerbaycan ordusunun elinden Ermenistan ordusunun ve Ermenistan’ı Ruslar kurtardığı için denklem ona göre şekilleniyor. Yoksa büyük bir travma var orada. Eğer savaş Şuşa’da durmasaydı, Ermenistan ordusu tamamen yok olacaktı. Karmaşa başlamıştı ve bir diğer tarafında belki Ermenistan’ın içinde büyük bir istikrarsızlığa sebebiyet verecekti. Gerek ordunun kurtarılması gerek Ermenistan’ın kurtarılmasındaki temel rol Rusya’ya aittir. Bu temel denklem üzerinden Rusya Karabağ’da ve diğer alanlarda bir anlaşma üzerinden jeopolitik müdahalede bulundu. Bu jeopolitik mücadele ile ilgili yeni bir safha bu aslında” diye konuştu.

“Buna Azerbaycan masumlarının laneti de diyebiliriz”

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in darbe ile ilgili açıklamasının son derece anlaşılır olduğunu belirten Ağar, “Yani Ermenistan’ın arsızlığı ile ilgili önemli bir cümle. Sonuçta bu Toçka füzeleri ile birlikte İskender Füzelerini ordu üzerinde kullanmadılar sadece. Sivil halk üzerinde de kullandılar. Yani masumları katlettiler. Masumları katlettikleri bir füze olunca, tabii buradan Azerbaycan masumlarının laneti de diyebiliriz. İskender füzeleri Azerbaycan ordusunu vuramadı ama Ermenistan’ı vurdu diyebiliriz. Rusya’nın içişlerine müdahale etmiyorum diye bir cümle kurdu ama ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Rusya Ermenistan’da bir boşluk bırakamaz böyle bir lüksü yok. Ermenistan’da bir boşluk bıraktığı zaman bunu Atlantik doldurur, Fransa doldurur, ABD doldurur, İngiltere doldurur. O sadece kurması gereken cümle ama arka kapı diplomasisi şu an çok yoğun bir şekilde çalışıyordur” ifadelerine yer verdi.

Ermenistan’daki bu olayların devam edip etmeyeceği sorusunu cevaplayan Ağar şunları kaydetti:

“İşleyen bir süreç var. Parametreler değişken. Bir anda bir başka etken ortaya çıkıp sürecin seyrini bambaşka bir tarafa çevirebilir. Yani bir kaos fotoğrafı bu. Kaos Ermenistan’ı kendi iç dinamiklerinde ortaya çıkan bir fotoğraf değil. Kendi iç dinamikleri açısında bir risk var. Ülke içindeki güçlerin karşıtlaşması mümkün. Paşinyan ordu ile karşıtlaşıyor, yanına birtakım güvenlik kuvvetlerini alabilir. Polisi hala emir komuta ettiğini görünüyor çünkü. Şimdi bu karşıtlaşma ordu içerisinde ve polis teşkilatı ve deniz içerisinde birtakım karşıtlaşmalara kırılmalara sebebiyet verebilir. Bu Ermenistan’ı bir silahlı taşıma olursa kaosa sürükler. O açıdan bakıldığında riskli bir fotoğraf. Bu süreci sadece Ermenistan içindeki güçler yönetmek ve yönlendirmek istemeyecek. Yani dışarıdaki özellikle Rusya süreci bir şekilde gördüğümüz ve görmediğimiz tarafları dahil olacak. Aynı şey ABD ve Fransa başta olmak üzere Batı dünyası da deneyecek. Dinamik bir süreç, ilgili şöyle olacak böyle olacak gibi kahinvari cümleler kuramayız. “