Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Bir alçak, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde tüm Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in sayfalarını parçalayarak yaktı. Eylem sahasında İsveç polisinin güvenlik önlemleri aldığını fakat bu güvenlik önlemlerinin bu alçak eylemi gerçekleştiren haysiyetsizi korumak için olduğunu gördük” dedi.

BBP Genel Başkanı Destici, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Destici, İsveç’te Kur’an-ı Kerim’e karşı yapılan saldırıyı değerlendirerek, “Bir alçak, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçiliği önünde tüm Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’in sayfalarını parçalayarak yaktı. Eylem sahasında İsveç polisinin güvenlik önlemleri aldığını fakat bu güvenlik önlemlerinin bu alçak eylemi gerçekleştiren haysiyetsizi korumak için olduğunu gördük. Dün benzer bir provokasyon Hollanda’da meydana geldi. İslam karşıtı PEGIDA grubu Hollanda sorumlusu Lahey’de benzer bir soytarılığı gerçekleştirdi. Eylemlere seyirci kaldıkları için İsveç ve Hollanda yönetimlerini kınıyorum. İki ülke yönetimi, Avrupa’da yaşayan milyonlarca Müslüman’ın hedef gösterilmesine izin veriyor. Irkçılık, ayrımcılık ve nefret suçlarının asla demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Son bir ayda yaşananlar, İsveç Türkiye ve NATO ile ilişkileri bağlamında belirleyici olması gerekiyor. İsveç bu kafayla giderse Türkiye’den ve TBMM’den NATO vizesi alamaz ve almamalı" dedi.

HDP’nin kapatılma davası süreciyle ilgili Destici, “Kapatılacağını anlayan HDP, can havliyle Anayasa Mahkemesine bir başvuru yaparak, kapatmayla ilgili kararın görüşülmesinin seçim sonuna bırakılmasını talep etti. Yarın da Anayasa Mahkemesi bunu görüşecek. Aslında Anayasa Mahkemesinin böyle bir talebi gündemine alıp görüşmesi dahi bize göre Anayasa’ya uygun değil. Uluslararası hukuka ve kanunlara göre siyaset, demokrasi ve millet iradesi; suç, şiddet ve terörle kirletilemez. Yanlış ve tuhaf olan HDP’nin kapatılması değil; PKK ve PKK’nın eylemleriyle, cinayetleriyle arasına mesafe koymaya gerek bile duymadığı şartlarda varlığını devam ettirmesi. Sırtlarını PKK/PYD’ye dayadıklarını söylediler. Bebek katili terör örgütü elebaşının, önderleri olduğunu, heykelini diyeceklerini söylediler. Yeter, bu devlet ve millet düşmanlarından biz de bıktık milletimiz de bıktı. Geleceğimizi belirleyecek seçimlerin, Türkiye’ye savaş açan, binlerce şehidimizin, on binlerce masum insanın katili bir terör örgütü tarafından manipüle edilmesine izin verilemez, verilmemeli. Bu yönde hukuk doğrultusunda bir karar çıkacağına inanıyorum. Anayasamız çok açık; hiçbir siyasi parti terör örgütüyle iltisaklı olamaz, terör örgütlerinin savunucusu olamaz. Bunlar her gün Mecliste, her yerde, her ortamda PKK’nın sözcülüğünü ve savunuculuğunu yapıyor. Bununla da kalmayıp bizzat içlerinde geçmişte teröristlik yapanlar var. Bugün de terörle ve teröristle yan yanalar. Bunun için kapatılmaktan başka bir yol yok, bunun dışında çıkacak her karar millet vicdanında karşılık bulmayacak ve kötü örnek olacak" şeklinde konuştu.

Seçim tarihine ilişkin konuşan Destici, “Bu tarih güncellemesini, Anayasa’mıza göre 5’te 3 çoğunlukla Meclisimizin yapması halinde memnun olacağımızı ifade ettik. Meclis’teki bütün gruplara çağrımız, bu kararın Meclis tarafından alınması yönünde. Şayet Meclis, Cumhur İttifakı dışında kalan partiler kendi siyasi çıkarlarını öne koyarak bu kararı almazlarsa elbette yine Anayasa’mıza göre Cumhurbaşkanı’mızın Türkiye’yi seçime götürme yetkisi var ve Cumhurbaşkanımız elbette bu yetkisini kullanır. 2023 seçimlerinde aday ve seçim süreciyle ilgili herhangi bir ihtilafımız ya da tereddüdümüz yoktur. Safımız da tarafımız da belli. Adayımız Cumhurbaşkanı’mız, safımız da Cumhur İttifakı’dır. Çalışmalarımızı istişare ve fikir birliğiyle sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.