Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Programı’nda konuştu. Erdoğan, “Yüz yüze eğitimi devam ettirmekte kararlıyız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sultanahmet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlenen 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı Açılış Programı’na katıldı. Törende konuşan Erdoğan 2021-2022 yılının öğrenci ve öğretmenler için hayırlı olmasını diledi.

Başarının tesadüften öte disiplin, azim ve fedakarlıklarla dolu uzun bir mücadelenin meyvesi olduğunu söyleyen Erdoğan, "Her başarılı eğitim kurumunun gerisinde çalışkan öğrencilerle beraber mesleğine aşık eğitimcilerin imzası vardır. Her biri ayrı değer olan öğretmenlerimizin evlatlarımızın eğitim için harcadığı emek olmaza, elbette bu başarılar yakalanamazdı. Evlatlarımızı yetiştiren öğretmenlerimizin hakkını asla ödeyemeyiz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak siz öğretmenlerimizin şahsında eğitim öğretim camiamızın tüm mensuplarına hizmetleri ve engin sabırları için ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu vesile ile Necmettin Yılmaz, ve Aybüke Yalçın gibi daha ömürlerinin baharında bölücü terör örgütü tarafından alçakça katledilen şehit öğretmenlerimiz rahmetle yad ediyorum. Üzerimde hakkı olan kendi öğretmenlerimi de saygı ile anıyorum. Biz onlarla var olduk. Onların emekleri ile hayatı çok çok farklı şekilde yaşamaya başladık. Yine ilk defa bu eğitim sezonunda okulla tanışmanın heyecanını yaşayan yavrularımıza başarılar diliyorum. İnşallah yeni eğitim öğretim yılı Türkiye’nin her alanda gerçekleştirdiği büyük atılıma, tarihi değişime ivme kazandıracak, ülkemizi ve milletimizin önünde yeni ufuklar açacaktır” ifadelerini kullandı.

“Virüsün öldürücü etkisinin yüksekliği sebebiyle geçtiğimiz dönemde ihtiyatlı davrandık”

Korona virüs salgınının son 1.5 yılda dünyanı derinden sarstığını vurgulayan Erdoğan, “Salgını kontrol altında almak için hemen her ülke sokağa çıkma yasağı dahil çok sert tedbirlere başvurdu. Biz de virüsün öldürücü etkisinin yüksekliği sebebiyle geçtiğimiz dönemde ihtiyatlı davranmak zorunda kaldık. Öğretmenlerimizin, ailelerimizin, öğrencilerimizin sağlığını tehlikeye atmamak için azami hassasiyet gösterdik. Bilim kurulumuzun tavsiyesi doğrultusunda salgının seyrine göre kimi zaman okulları açarak, daha çok uzaktan eğitimle bu dönemi geride bıraktı. Salgının yol açtığı sıkıntılara rağmen eğitim faaliyetlerini ülke çapında kesintisiz sürdürebilen birkaç devletten biri olduk. Devletimiz tüm imkanlarını seferber ederek salgının yoğun seyrettiği dönemlerde evlatlarımızın eğitimden kopmamalarını temin ettik. Bu kapsamda 2 milyon tablet bilgisayarı öğrencilerimize ulaştırdık. Yine bu dönemde eğitim bilişim ağı dediğim televizyon ve internet platformları ile uzaktan eğitimi başarı ile yürüttü. TRT EBA İlkokul, TRT EBA ortaokul ve TRT EBA lise kanallarından eğitimin devamını temin ettik. Uzaktan eğitimde çocuklarımızın kendi öğretmenleri ile aynı sınıftaymış gibi ders yapabilmeleri için EBA canlı dersleri devreye aldık. Türkiye’deki tüm cep telefonu abonelerine aylık 8 GB kadar EBA’ya ücretsiz erişim sağladık. Bu adımları atarken diğer yandan yüz yüye eğitimin ikamesinin olamayacağı gerçekliğinden hareketle yeni eğitim öğretim yılı için hazırlıkları devam ettirdik. Özellikle aşının etkinliğine dair bilimsel verilerin açıklanması bize yüz yüze eğitim konusunda daha çok cesaretlendirdi. Hazırlık sürecinde bilim insanlarımızın yanı sıra eğitimin tüm paydaşlarının fikrine başvurduk. Mili Eğitim ve Sağlık Bakanlığımız okullarda alınması gereken önlemeleri birlikte belirlediler. Hijyen, temizlik malzemeleri, maske tedarikini sağlayarak velilerimizin çocuklarını güvenle okula gönderebileceği bir altyapı sağladık” diye konuştu.

“Yüz yüze eğitim devam ettirmekte kararlıyız”

Türkiye’nin farklı kaynaklardan aşı teminine önem vererek vatandaşlarına aşı imkanı sağladığına dikkat çeken Erdoğan, “Gönüllülük esası ile devam ettirdiğimiz aşılama çalışmalarında uygulanan toplam doz sayımız 100 milyon sınırına doğru gidiyor. İsteyen her vatandaşımız ücretsiz, hızlı şekilde aşıya ulaşabilmekte. Halen birçok ülkenin kitlesel aşılamada ciddi sorunlarla karşılaştığını göz önüne aldığımızda bu tablo ülkemiz adına önemli bir başarıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nda kurduğumuz dijital alt yapı ile okullarımızdaki süreci, hastalığın seyrini yakından izliyoruz. Yüz yüze eğitim devam ettirmekte kararlıyız. Tüm velilerimizin ve çocuklarımız özellikle müsterih olmasını istiyorum. Bu vesile ile sırası gelmiş vatandaşlarımıza, velilerimize, eğitim camiamıza aşılarını olmaya davet ediyorum. Devlet olarak bu hususta zorlayıcı yollara başvurmak istemiyoruz. Ancak salgına karşı en etili koruyucu silahımız olan aşı imkanını değerlendirmemiz şarttır. Aşı ile ilgili sosyal medyada yayılan bilgi kirliliğine vatandaşlarımız itibar etmesin. Salgının yayılasını engellemek, öğrencilerimiz, öğretmelerimiz velilerimiz başta olmak üzere hepimizin önlemlere uymasına bağlıdır. Çocuklarımızı çok özeldekileri okullardan mahrum bırakma lüksümüzün olmadığı bilinci ile hareket etmemiz şart. Tedbirlere riayet konusunda herkesin gereken hassasiyeti göstereceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

“Eğitim bütçemiz 211 milyar lirayı aşıyor”

Eğitim alanında harcanan her bir kuruşu ülkenin geleceğine yapılan bir yatırım olarak gördüklerini anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“2002 yılında Milli Eğitim bütçesi sadece 7.5 milyar lira iken, 2021 yılında bu rakam 147 milyar liraya yükselmiştir. Yüksek öğretimi de dahil ettiğimizde eğitim bütçemiz 211 milyar lirayı aşıyor. Anne babalar okullar açılınca ders kitabı peşinde koşmasın diye okul kitaplarını ücretsiz dağıtıyoruz. Biz teksir kağıtları ile hazırlanmış kitaplardan okulumuzu okuduk. Onlar da tabi teksir makinesinin mürekkepleri ile rezil hale gelirdi. Abilerimizden onları isterdik vermezlerdi. Biz bunu yaşadığımız için dedik ki yeni nesil aynı durumu yaşamasın. Kuşe kağıtla kitaplarınızı hazırladık ve masaların üzerine bunları koyduk. Ülkemiz genelindeki derslik sayısı neydi 343 bin. Bunu 601 bine taşıdık. Neden. Sınıflarımızın hem kalabalık olmasın, sınıflarımızda öğrenci sayısı azalsın. 2002 yılından bugüne kadar 700 bin öğretmenimizin atamasını gerçekleştirdik. Cuma günü yaptığımız 20 bin öğretmen ataması ile eğitim ordumuzu daha da güçlendirdik. Eskiden boş geçen dersler ya da farklı branş öğretmenlerinin girdiği dersler varken bu tür sorunlar ortadan kalkmıştır. Türkiye’de ortalama sınıf mevcudu ilkokullarda bugün Birleşik Krallık, Avustralya, Fransa gibi daha düşüktür. OECD ortalamasına göre liselerde öğretmen başına 13 öğrenci düşerken, bizde bu sayı 12’dir. Okuma becerileri alanında puanını en çok arttıran ikinci ülke, matematik ve fen okur yazarlığında puanını en çok arttıran birinci ülkeyiz. İnanıyorum ki bu mesleki eğitimde sizler bize çok daha büyük başarılar getireceksiniz. Bunda eğitim sistemimizi komplekslerinden kurtararak daha özgürlükçü, çoğulcu, adaletli yapıya kavuşturmamızın payı var. Yıllarca ötelenen, haksızlığa maruz bırakılan imam hatip okulları ve meslek liseleri, diğer okullarla ile eşti hale getirdik. Kat sayı uygulaması son bulması ile meslek liseleri, 28 Şubat öncesinde sahip olduğu cazibesini tekrar kazanmaya başladı. Meslek liselerimiz artık patent dahi alabilecek düzeyde yeniliklere imza atıyor. Meslek liselerimiz 2020 yılında 12 patent, 8 faydalı model, 109 tasarım ve 59 marka tescili olmak üzere 188 ürünün tescilini almıştır. Bu yıl hedefi 250 ürün tescili olarak belirledik. İnşallah buna da ulaşacağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin istihdamda ara eleman ihtiyacına dikkat çekerek, “Bu ara elamanın yetiştiği yerler burası. Artık sağı solu araştırmaya gerek yok. Ara eleman mı lazım Sultanahmet Meslek Lisesi. Bugün rekordan rekora koşan özel sektörün en çok sıkıntı çektiği hususların başında bu ara eleman meselesi geliyor. İlla üniversite bitirmeniz şart değil. Siz buradan çıktıktan sonra ara elman olarak hemen istihdam edilecek imkanı bulacaksınız. Tabii ardında üniversite geliyor. Üniversite ile birlikte işin yükseği yapmış olacaksınız. 28 Şubat zihniyetinin sırf imam hatiplerin önünü kesmek amacıyla eğitim sisteminde açtığı bu derin yarayı bir an önce kapatmamız gerekiyor. 2020 yılının Ekim ayında başlatılan ‘mesleki eğitimde bin okul’ projesi mesleki eğitimde gerçekleştirilen iyileşmenin tüm mesleki ve Teknik Anadolu liselerine yaygınlaştırılması yönünde attığımız önemli bir adımdı. Projede belirlene bin liseye bir yıldan daha az sürede toplam 1 milyar liralık alt yapı ve eğitim desteği sağlanmıştır. İstanbul’da valimiz dahil çok ciddi gayretle okullarımızın adedini de arttırmak suretiyle buradaki Teknik Anadolu Meslek liselerinin sayısının artması bizim öğrencilerimizin sayısal olarak da daha düşük sayıda sınıflardan yer almalarını sağlayacak ve böylece sizlerin süratle oralardan mezun olarak inşallah hayatınızı çok daha zengin kılacaktır. Bu liselerin tümünde laboratuvar eksikleri giderilmiştir. Eskiden teknik meslek liselerinde böyle garip gureba makineler vardı. Torna makineleri falan acayipti. Şimdi oralara da tamamen yeni makineler getirilmek suretiyle teknolojisi de dijital olmak üzere artık bu makineler geliyor. Siz şimdi aynı zamanda asrı da yakalıyorsunuz okulunuzda. Bununla beraber de inşallah gideceğiniz kurumlarda, fabrikalarda hiçbir şeyin yabancılığını çekmeyeceksiniz. Mesleki eğitimi özendirmeye devam edeceğiz. Milli eğitim bakanımızın gayretleriyle İnşallah Türkiye’yi bu alanda daha farklı bir konuma taşıyacağız” açıklamalarında bulundu.

"Gözü ve gönlü pas tutmuşların umudunuzu karartmasına izin vermeyin”

Konuşmasının sonunda öğrencilere tavsiyelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:

"Sizler tarihi ile büyük, hedefleri ile büyük, değerleri ve vicdanı ile büyük bir milletin evlatlarısınız. Sizler milletimizin umudu, aydınlık yarınlarımızın teminatısınız, ne yapıyorsak sizler için yapıyoruz. Sizlere daha güçlü, daha itibarlı bir ülke bırakma gayesiyle gece gündüz çalışıyoruz. Eğitim çağındaki evlatlarımızın en nitelikli şekilde yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Öğretmenlerinizi ve aileniz de sizin hayallerinizi gerçekleştirmek için emek veriyor. Sizlere tavsiyem Allah’ın her birinize bahşettiği yeteneklerin, özünüzde bulunan o gizli hazinelerin farkına varmanızdır. Yaratılmışların en şereflisi olan insan bu dünyada ulvi bir gaye için vardır. Bizler sadece kendimizden değil ailemizden, arkadaşlarımızdan, çevremizden, milletimizden de sorumluyuz. Başarılı bir mühendis, doktor, siyasetçi, iş adamı, sporcu olmayı isterken aynı derecede iyi insanlar olmayı da hedeflemeliyiz. Hele hele şu son Tokyo Paralimpik Olimpiyatlarında o azmin neticesinde altın, gümüş, bronz alanları izledik. Bir kol, bir diğer kol yok, ayaklar yok. Ama altına gitti. Demek ki azmin, gayretin, inancın önünde hiçbir şey dayanmıyor. Bunu hangi branşta yapıyor yüzmede. Kulvarında giderken de sağa sola sapma yok. Aynen kulvarında durumu koruyor. Neyle. Azmiyle inancıyla. Bence o gencimizin başarısı bize örnektir. İnşallah bizler de sizler de bu gençlerimizin başarısını aynen sağlamalısınız. Niye sizler de birer Sümeyye olmayasınız. Kol yok ama Sümeyye altına yüzüyor. Hayatta vicdanlı, ahlaklı, merhametli, öz güven ve sorumluluk sahibi bireyler olmak en az okuldaki ve işteki başarı kadar önemlidir. Akıl ve kalp. İnsanı iyi insan yapan en önemli iki rehberdir. Bunun için sizlerden ufkunuzu geniş, zihninizi açık, merakınızı canlı, kalbinizi temiz, vicdanınızı önde tutmanızı bekliyoruz. Lütfen kimsenin içinizdeki heyecanı örselemesine müsaade etmeyin. Gözü ve gönlü pas tutmuşların umudunuzu karartmasına izin vermeyin. Kendinize inanın, milletinize inanın. Her karışında şehit yatan bu güzel ülkemizin gücüne inanın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan daima iftihar edin. Yüzlerinizde umudu, gözlerinizdeki ışığı görüyor, ülkemizin aydınlık geleceğine bütün kalbimle inanıyorum."