Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “Tarih Türk yargısının darbecilere karşı vermiş olduğu onurlu mücadeleyi asla unutmayacaktır” dedi.

Adalet Bakanlığı, 15 Temmuz darbe girişiminin 5. yılında bir program düzenledi. Programda 15 Temmuz’un destansı bir gece

olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hain darbe girişimindeki alçak saldırının bütün dillerde anlatılacağını ifade etti. 15 Temmuz’da yaşananların dünyanın en büyük demokrasi zaferi olduğunu söyleyen Gül, “15 Temmuz tarih boyunca gördüğümüz en alçak, en hain, en sinsi saldırılardan biri olarak tarihe geçmiştir. Bugün bizim için iki ayrı duyguyu yaşadığımız bir gündür. Hem bir hüznü yaşıyoruz hem de bir gururu yaşıyoruz. Hüznü ve kederi yaşıyoruz, bu alçak hain saldırıya karşı canlarını vatan millet için siper etmiş 251 şehidimiz, vatan evladımız canlarını bu vatan için verdiler. Gazilerimiz var, o gün hem şehitlerimiz hem gazilerimizin ayrıca bir hüznü kalbimizde yerini tutuyor. Ama diğer yandan dünyanın en büyük meydan okumasıdır, en büyük direnişidir, demokrasi zaferidir. Bundan dolayı da haklı bir gurur yaşıyoruz. Bu vatanı Türkiye geçilmez diyerek, bu mücadeleyi gösterdiğimiz çok önemli destansı bir gecedir 15 Temmuz. Hem keder var hem de haklı bir gurur var. Bunun yüzde 1’i başka bir ülkede olsaydı herhalde demokrasi siyasi tarih kitaplarında olsaydı altın harflerle yazılırdı. Bir işgal girişimine karşı milletin nasıl çıplak elleriyle bu alçak saldırıyı durdurduğunu, bütün dünya kıyamete kadar Türk milletinin 15 Temmuz destanı olarak bütün dillerde anlatılacak bir destandır. O gece şehit olan kahramanlarımız, 7’den 70’e Anadolu’nun her tarafında, memleketimin her yerinde şehit olan canlarımız, kahramanlarımız var. Onları rahmetle, minnetle yad ediyoruz. Gazilerimiz var o gece vatanımız için bu direnişi ortaya koyan, gazilerimize de rabbimden sağlıklı huzur dolu nice yıllar diliyoruz, minnetlerimizi sunuyoruz” diye konuştu.

“Bu dünyada işgal etmemiş ve işgale uğramamış tek millet Türk milletidir”

FETÖ’cülerin milletin vergileriyle alınan silahlarının namlularını o gece milletin kendisine doğrulttuğunu vurgulayan Gül, “15 Temmuz gecesi demokrasimize, milli iradeye, anayasaya, hukuka ağır bir saldırı girişimiydi. Esas itibarıyla da bayrağımıza, vatanımıza, ülkemize, devletimize yönelik bir saldırıydı. Bir işgal girişimiydi. Bu girişim milletimizin kahramanca direnişiyle başarıya ulaşamadı hamdolsun. Bu gözü dönmüş vatan millet düşmanı FETÖ’cüler, milletin vergileriyle, emniyetini sağlamak

için alınmış helikopterleri, savaş uçaklarını, silahları bu milletin kendisine doğrultma alçaklığını göstermişlerdir. Zerrece yargılama sürecinde de görüyoruz ki gözlerini kırpmadan bu millete namlularını çevirmektedirler. Bu milletin seçilmiş cumhurbaşkanına karşı suikast girişiminde bulunmaktan gözlerini bir an bile esirgememişler, 84 milyon milletin varlığına, birliğine namlularını çevirmişlerdir. Kurtuluş Savaşı’nda bile düşmanların cesaret edemediği Türkiye Büyük Millet Meclisimiz bu alçaklar tarafından bombalanmıştır. Gazi Meclisimiz o gece bir kez daha gazi olmuştur. Çok şükür ki o gece milletimiz istikbaline, ay yıldızlı bayrağına ve vatanına sahip çıkmıştır. Bu işgal girişiminde bulunanlar ve destekleyen bütün güçler şunu unutmuşlardır; bu dünyada işgal etmemiş ve işgale uğramamış tek millet Türk milletidir. Kıyamete kadar da hiçbir zaman işgale maruz kalmayacaktır. Bunu unutanlar o gece bir kez daha hatırlamışlardır. Bu milletin azmiyle, kararlığıyla, cesaretiyle bunu unutanlara bir kez daha hatırlatmışlardır” ifadelerini kullandı.

“Tarih Türk yargısının darbecilere karşı vermiş olduğu onurlu mücadeleyi asla unutmayacaktır”

Darbecilere karşı Türk yargısının büyük bir cesaretle görevini yaptığını söyleyen Gül, “O gece bir kez daha görülmüştür ki en büyük güç tanklar, tüfekler, toplar, uçaklar değil, iman dolu bir cevher, milletin kalbi, yüreği tankı da, silahı da, F-16’ları da yenmeyi bilmiştir. Bu milletin iman dolu göğsü, her zaman istiklalin ve istikbalin sembolü olmuştur. Gurur verici diğer bir husus da Türk yargısı da o gece milletimizle birlikte omuz omuza bu mücadeleye büyük bir destek vermiştir. Darbenin, cuntacıların karşısında büyük bir cesaretle hukukun, demokrasinin ve anayasasının gereğini yapmıştır. O gece bu destanı ortaya koyan meslektaşlarımız Türk milletinin aziz hakim ve savcıları da o gecenin çok önemli kahramanlarıdır. Bu onurlu mesleği gururla taşımaya hakkımız var. O gece çok büyük destan, çok büyük bir hukuk mücadelesini Türk yargısı göstermiştir. İlk andan itibaren sorumluluğun bilincinde olarak görevi ifa etmiştir. Cuntacılarla ilgili yakalama, gözaltı kararları verilmiştir. Demokrasi, hukuk sınavı o geceden itibaren hala devam etmektedir. Milletimiz ve gazilerimiz müsterih olsun. Yargı verdiği ve vereceği kararlarla hem adaletin tecellisini sağlıyor hem de bu hainlere hukuk içerisinde gereken cezayı veriyor. Tarih Türk yargısının darbecilere karşı vermiş olduğu bu onurlu mücadeleyi de asla unutmayacaktır. Başta hakim ve savcılarımız olmak üzere bütün yargı çalışanlarımız o kara geceyi destana dönüştürmeyi bilmiştir. Darbeye selam duran yargıdan, darbecileri yargılayan bir yargıya o gece dönülmüştür. Darbeye selam durulmamış, darbeciler yargılanmıştır” şeklinde konuştu.