Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, “Gelişmeyi insani boyutlarda tasarlamak, çalışmayı insani ve beşeri gerçekliği unutmadan insan özgürlüğünü dikkate alarak tasarlamak mecburiyeti vardır. O zaman inanıyorum ki insanlar kendi potansiyellerini daha fazla geliştireceklerdir” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, bakanlık binasından video konferans yöntemiyle Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından düzenlenen “Beceri Farklarının Kapatılması Hızlandırma Programı" tanıtım toplantısına katıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un da katıldığı toplantıda konuşan Bakan Bilgin, bütünüyle beşeri hayatın yeniden şekillendiği tarihsel bir dönemin söz konusu olduğunu aktararak, “Buna bizim hazır olmamız lazım. Bu konuda yeni becerilerin kazandırılması, eğitim siyasetinin baştan aşağı yeniden düzenlenmesi, bu konuda bilimsel birikimi değerlendirerek yeni süreç, pandemi sonrası dönemi de dikkate alarak bu yeni endüstrilerin ne kadar kapsamlı ve derinlikli olduğu çok sayıda teorik çalışmayla ortaya konmuştur” değerlendirmesini yaptı.

Söz konusu dönüşümün hızlanmasından dolayı sorumlu politikacılar olarak duruma daha fazla adapte olmak mecburiyetinde olduklarının altını çizen Bakan Bilgin, “Yetişkinlerin uluslararası alandaki gelişmeleri takip etmesi, bunlara uygun eğitim politikalarının yeniden gerçekleşmesi sadece okul sürecinde ya da eğitim çağında çocukların, gençlerin değil, yetişkinlerin de doğrudan doğruya iş ortamında bulunan, üretim sürecine katılanların da bu aşamada yeniden beceriler kazanması gerekir” diye konuştu.

“İnsani bir gelişme modeline ihtiyacımız var”

İnsansız üretim amaçlı bir ekonominin, insanı dışlayan bir ekonominin bir sorun olarak insanların karşısına çıkabileceğini ifade eden Bakan Bilgin, şunları söyledi:

“İnsansız üretim amaçlı bir ekonomi, insanı dışlayan bir ekonomi tabii ki ciddi bir sorun olarak da karşımıza çıkabilir. Biz şunu biliyoruz ki, insanın kendisine ayırdığı zamanı artıran bir üretim biçimine ne kadar adım atarsak, insanın kendisini sosyal bakımdan geliştirmeye o kadar fırsat oluşturabiliriz. Ama asla vazgeçmeyeceğimiz şey şu; insanın beşeri varlığını aynı zamanda gerçekleştirdiği zamanda gerçekleştirdiği alanlardan birisinin de üretim süreci olduğu gerçeğidir. Bu gerçekten uzaklaşırsak, insansız bir ekonomi, robotlarla kurulu bir ekonomi, robotlarla tasarlanmış bir toplum, bizi insan özgürlüğünden uzaklaştırır, bizi toplumsal ve siyasal özgürlüklerimizden uzaklaştırır. Bu çağrışımlar bize bir anlamda negatif olarak 1984 romanını (George Orwell) hatırlatacaktır. Elbette böyle bir toplumsal tasarım bizim demokrasiyi, özgürlükleri yaşayan, onun önemini fark eden bütün ülkeler için kabul edilebilecek bir şey değildir. İnsani bir gelişme modeline ihtiyacımız var. Yeni teknolojiler bu imkanı bize daha fazla verebilir fakat bunu biz sosyal politikalarla bütünleştirerek, daha önemlisi de küresel ölçekte sosyal politikalarla bütünleştirerek gelişmekte olan ülkelerin de bu yeni fırsatlardan faydalanmasına imkan sağlamak bizim önümüzdeki insani bir ödevdir.”

Pandeminin aşının dağıtılmasında eşitsizlik ortaya koyduğuna dikkati çeken Bilgin, “Sağlık hizmetlerinin birçok ülkede yetersiz olması, sadece gelişmiş ülkelerin hastane manzaralarını kastetmiyorum, Afrika’nın birçok ülkesinde sağlık altyapısı olmayan, dünyanın geri kalmış ülkelerinde doktor, ilaç, sağlık tesisi vesaire hizmetlerin sunumunda sorun yaşayan ülkelerin yaşadıkları zorluklar hepimiz için bir ağırlık vermektedir. Çünkü insanlık için birlikte var olunabilecek, birlikte mücadele edilebilecek tehlikelerin ortada olduğunu, sürpriz olmadığını pandemi bize göstermiştir” değerlendirmesini yaptı.

“Çalışmayı insani ve beşeri gerçekliği unutmadan insan özgürlüğünü dikkate alarak tasarlamak mecburiyeti vardır”

Bakan Bilgin, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

“Gelişmeyi insani boyutlarda tasarlamak, çalışmayı insani ve beşeri gerçekliği unutmadan insan özgürlüğünü dikkate alarak tasarlamak mecburiyeti vardır. O zaman inanıyorum ki insanlar kendi potansiyellerini daha fazla geliştireceklerdir. Yeni beceriler kazanma arzusunu, motivasyonunu daha fazla hissedeceklerdir. Daha iyi bir dünyaya adım atmanın mümkün olduğunu bilen, birikeme sahip olduğumuzu bilen bir yönetim anlayışıyla bu süreçlerin daha iyi yönetilebileceğini, yeni çalışma ilişkileri içerisinde insanların teknolojiyi daha insani amaçlarda kullanabileceğini ve sadece toplumsal eşitsizlikleri değil, küresel ölçekte yaşanan ülkeler arasında eşitsizliklere de daha iyi müdahale edebileceklerini ümit ediyorum.”

Bakan Varank ve Bakan Selçuk’un yaptığı açılış konuşmalarının ardından bakanlar ve Dünya Ekonomik Forumu Genel Müdürü Saadia Zahidi, video konferans olmasına rağmen anı fotoğrafı çektirdi.