Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, katılım finans kurumları açısından 2021 yılının 3. çeyreğinin başarılı geçerken, büyüme açısından sektörün üzerinde bir performans sergilendiğini söyledi. Katılım bankacılığının toplam aktif büyüklüğünün bir önceki yıla göre yüzde 21,5 büyürken, kredilerde yüzde 17, katılım fonlarında ise yüzde 23,1 artış meydana geldiğini belirten Osman Akyüz, “Net kâr yüzde 8,7 artarak 3,1 milyar TL seviyesinde gerçekleşti. Türk bankacılık sektörünün 2021 yılının 3. çeyreğinde KOBİ’lere ayırdığı nakdi krediler yüzde 23,2 civarında iken katılım bankalarında bu oran yüzde 31 olarak gerçekleşti.

Bu oran, katılım bankalarının reel sektörle olan sıkı ilişkisini teyit ediyor. Hükümetimizin, katılım bankacılığı sistemine vermiş olduğu desteklerle, katılım finans kurumları güçlenerek, hedeflerine emin adımlarla ilerliyor” dedi. Son 5 yılda katılım bankalarının, bankacılık sektör payının yüzde 5’ten yüzde 7,5’e yükseldiğine değinen Osman Akyüz, “Önümüzdeki dönem, katılım finans sektörünün Türkiye’deki ana temsilcisi olarak sektörün Türkiye ekonomisine yaptığı katkı konusundaki farkındalığı artırmak için kamu, düzenleyici kurumlar ve diğer paydaşlarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Ülkemiz, uluslararası arenada İslami Finans piyasasında büyük bir aktör olacağının işaretlerini tüm dünyaya gösterdi.

Sektörümüzün, makroekonomik dalgalanmalara rağmen güçlü sermaye yeterliliğini korumayı sürdüreceğine ve ülkemizin büyüme hedeflerine paralel bir stratejiyle çalışmalarını yürüteceğine inanıyorum” diye konuştu. Uluslararası finans merkezi olabilmek için itibar ve güven unsurunun çok önemli olduğuna dikkat çeken Osman Akyüz, “Siyasi iradenin konuyu tekrar gündeme taşıması ve 2023 yılına kadar finans merkezi olma konusunda ciddi bir hedefin belirlenmiş olması bizi umutlandırıyor.

Projenin sahipliğini Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi üstleniyor. Uluslararası bir finans merkezi olmak için öncelikle İstanbul’u bölgesel finans merkezi olarak zirveye taşımalıyız. Potansiyel hedefimiz; Doğu Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler olarak belirlenmeli ve o doğrultuda politikalar geliştirilmeli. Projenin hayata geçirilmesinde, koordinasyon ve gelişimi oluşturacak etkin ve etkili özel sektör ağırlıklı güçlü bir yönetim oluşturulması gerekiyor. Sahip olduğumuz kültürel miras, jeopolitik konum, ekonomik büyüklük ile hâlihazırda katılım finans merkezi olmak için birçok şartı karşılıyoruz.

İstanbul’un katılım finans merkezi olması için tüm sektör paydaşları yoğun mesailer harcıyor. Çabalarımızın neticesinde katılım bankacılığının sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde gelişimini sağlayabileceğine ve bu sayede katılım finans alanında önemli bir merkez haline gelebileceğimize inanıyoruz” şeklinde konuştu. Osman Akyüz, sözlerine şöyle devam etti: “Katılım bankacılığının sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde gelişmesi misyonunda, günümüz bankacılık koşullarının değişimi ve yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınının bankacılık sektöründe kurumsal/bireysel müşteri davranışlarında yarattığı değişiklikler dikkate alındığında önceki dönemde varolan Strateji Belgemiz üzerinde güncelleme ihtiyacı oluştu.

Birliğimiz ile bağımsız bir danışmanlık şirketi ile birlikte 2020 yılının son çeyreğini kapsayan dönemde ilgili rapor çalışmamız güncellendi. Güncellenen strateji raporu çalışmalarında; katılım bankacılığı küresel ve yerel mevcut durumun incelenmesi, 2015 yılında tanımlanmış eylemlerin mevcut statülerinin belirlenmesi ve 2021- 2025 yıllarına ait dönemi kapsayacak şekilde yeni stratejilerin güncellemesi gerçekleşti. 2015 yılında belirlenmiş olan 2025 yılında yüzde 15 pazar payına ulaşma hedefi, güncellenen strateji raporumuzda da yerini koruyor.”