Türkiye ekonomisinde önemli bir yer tutan, kamuoyunda faizsiz konut ve taşıt edindirme sistemi olarak bilinen tasarruf finansman sistemine ilişkin “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Sektörün öncü kuruluşları arasında yer alan Katılımevim, kanun tarafından belirlenen yükümlülükleri tamamlamak üzere verilen 30 günlük süre dolmadan hazırlıklarını yaparak 18 Mart Perşembe günü BDDK’ya (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) intibak başvurusu yapan ilk tasarruf finansman şirketi oldu. Katılımevim Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Turhan ile yeni kanunun tasarruf finansman sektöründe oluşturacağı etkileri konuştuk. Serdar Turhan, “Bu kanun ile şirketlerin sektörde güven ve istikrara zarar vermeyecek bir yapıya, deneyimli ve yetkin bir yönetime, yeterli mali güce, teknolojik altyapıya ve gerekli organizasyon yapısına sahip olması amaçlanıyor” dedi. Serdar Turhan, bundan sonraki sürecin tamamıyla BDDK’nın kontrolü altında yönetileceğini ve bunun da sisteme olan güvenin artmasına katkı sağlayacağını söyledi.

“SEKTÖRE GÜVEN VE İSTİKRAR GELECEK”

Sayın Turhan, 7 Mart 2021 tarihi itibari ile yürürlüğe giren Tasarruf Finansman Kanunu ile birlikte sektörde önemli gelişimler de olacak. Önümüzdeki süreçte nasıl bir değişim bekliyorsunuz?

Sektörümüz uzun zamandır ciddi bir değişim yaşıyordu, sektöre olan talebin artışıyla şirket sayısı da artmaya başladı. Bu durum aslında vatandaşlarımızın ihtiyaçları olan ev ve araba alımının cazip bir alternatif modeli olduğunu ve vatandaşlarımız tarafından benimsendiğini göstermekteydi. Bu talep karşısında sektörün herhangi bir devlet kurumuna bağlı olmaması hem şirketler adına hem de tasarruf sahipleri adına ciddi riskler taşıyordu. Bu kanun ile şirketlerin sektörde güven ve istikrara zarar vermeyecek bir yapıya, deneyimli ve yetkin bir yönetime, yeterli mali güce, teknolojik altyapıya ve gerekli organizasyon yapısına sahip olması amaçlanmakta. Bu şartları yerine getirebilen şirketler faaliyetlerini sürdürebilecek, bundan sonraki süreç de tamamıyla BDDK’nın kontrolü altında yönetilecektir. Bu da sisteme olan güvenin artmasına katkı sağlayacak. Bu değişim sürecinin başlangıcı olarak sektörde faaliyet gösteren şirketler, intibak süreci başvurusunda bulunacaklar. Yasa maddeleri ve yönetmelik şartlarına uyum sağlayan veya sağlama ihtimali yüksek olan şirketler, intibak sürecinin başlamasıyla lisanslama sürecine dahil olmuş olacaklar. BDDK’nın incelemeleri neticesinde lisanslama işlemi de tamamlanmış olacak. Kısacası iki aşamalı bir regülasyon sürecinin yaşanacağını söyleyebiliriz. Biz bu kanunun yürürlüğe girmesini uzun zamandır bekliyorduk ve yasanın getireceği düzenlemeler doğrultusunda hazırlıklarımızı yapmıştık. Kanun tarafından belirlenen yükümlülükleri yerine getirerek 18 Mart 2021 Perşembe günü BDDK’da intibak başvurusunu gerçekleştirdik. İntibak başvurusunu yapan ilk şirket olduk.

“YIKICI REKABETİN ÖNÜNE GEÇİLDİ”

Tasarruf Finansman Yasası ile sektördeki rekabette nelerin değişeceğini bekliyorsunuz?

Bizler finans sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Bu sektör fiyat üzerinden rekabeti kaldırabilecek bir sektör değil. Yaptığımız iş her ne kadar organizasyon işi gibi görünse de temelinde finans yönetimi, risk yönetimi var. Bilimsel verilere dayanmayan ve sürdürülebilirliği mümkün olmayan, sadece büyüme üzerine kurgulanmış iş ve satış modellerinin uzun vadede ayakta kalması mümkün olmayacak. Son bir yıldır artan arz karşılığında fiyatlandırma ve teslimat tarihi noktasında yıkıcı bir rekabet ortaya çıktı. Devletimiz, bu yıkıcı rekabet ile oluşabilecek mağduriyetleri fark etmiş ve yasal altyapıyı hazırlayarak sektöre güven, firmalara istikrar getirmeyi amaçladı. Vatandaşlarımız için de yaşanacak mağduriyetleri engelledi. Sektörümüzde rekabet ancak hizmet kalitesi üzerinden olabilir. Biz bu anlamda birçok yenilik üzerinde çalışıyoruz. Öncelikle şubelerimiz için yeni bir mimari konsept geliştirerek hem müşterilerimiz hem de çalışanlarımız için modern, konforlu ve kendilerini rahat hissedecekleri bir ortam hazırladık. Reklam faaliyetlerimizi de net ve şeffaf bir iletişim çerçevesinde yürütüyoruz. Tabi ki, yüksek hizmet kalitesi hedeflerimizde şubelerimize çok önemli görevler düşüyor. Tasarruf Finans Uzmanlarımız tasarruf sahiplerini, bütçeleri ve imkanları doğrultusunda en doğru biçimde yönlendirmek ve mutlak müşteri memnuniyetini sağlamak amacı ile yoğun mesai harcıyorlar.

“SEKTÖRDEKİ AYLIK TESLİMAT HACMİ EN AZ 10 MİLYAR TL’YE ULAŞACAK”

Bu kanun ile sizden yeni adımlar, yeni ürünler ve yeni perspektif bekleyebiliriz. Katılımevim olarak bundan sonraki süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim burada sektör olarak ortak amacımız vatandaşlarımızın tasarruflarını bir an önce tahsisata, yani teslimata dönüştürmek. Vatandaşlarımız evine ve arabasına ne kadar erken kavuşursa, bu sektöre o kadar ilgi duyulacak ve sektör rağbet görecek. Bu kanun ile sektörün öncelikle ülkemizin ekonomisine faydasını önemsiyoruz. Şu an sektörde aylık teslimat hacmi 1 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Bu tamamen faiz maliyetine katlanmadan ulaşılan bir rakam. Bizler bu rakamın ayda 10- 15 milyar liralara çıkmasını öngörüyoruz. Bu rakamların ülke ekonomisine çok ciddi fayda sağlayacağına inanıyoruz. Çünkü güçlü finansman modeli dış kaynaklara ihtiyaç duyulmayan, kendini fonlayan tasarruf modelleri. Katılımevim olarak kısa zamanda şubelerimizde Türkiye’nin dört bir yanında faaliyet göstermeye başladık. Müşterilerimize en iyi hizmeti sunmak amacıyla çalışmaları sürdüren şirketimizin bugün yüzlerce kişiye istihdam sağlıyor. 2021 hedeflerimiz arasında hizmet kalitemizi sürekli artırarak ülke genelindeki şube sayımızı daha da yaygınlaştırmak ve daha fazla vatandaşımızı ev/araba sahibi yapmak bizim öncelikli başlıklarımız arasında.

“SUNDUĞUMUZ MODEL BİR DEVRİM NİTELİĞİNDEDİR”

Son olarak, sektörünüze ve kurumunuza olan ilgi özellikle son zamanlarda oldukça artmış olmasına rağmen, henüz Katılımevim ile tanışmamış olan okuyucularımız için sisteminizi kısaca özetler misiniz?

Sistemimiz kişilerin ödeme bütçesine göre planlanmış ve tasarlanmış olması esasına dayanıyor. Tasarruf sahipleri kendi bütçelerinin el verdiği şekilde sisteme dahil oluyorlar ve organizasyon ücreti dışında herhangi bir maliyet ya da faiz yükleri bulunmuyor. Bunun için sunduğumuz modeli gayrimenkul alımında bir devrim olarak nitelendiriyoruz. Tüm Türkiye bazında il ve ilçe sınırlanası olmaksızın birbirini tanıyan veya tanımayan vatandaşlarımızı, örneğin Adana’daki şubemize giden bir vatandaşımız ile İstanbul Bağcılar’daki bir vatandaşımızı bir grupta bir araya getiriyoruz. Grupları ev ve araç alanlar diye ikiye ayırıyoruz. Araç almak isteyenlerden de ve ev almak isteyenlerden de vadelere göre gruplar oluşturuluyor. Bu gruplara baktığımızda birbirlerini tanımayan insanlar bir araya gelmiş oluyorlar. Biz grupları oluşturduktan sonra her ayın sonunda noter huzurunda bir sıra belirleme organizasyonu yapıyoruz. Bu çekilişlerin sonucunda o av ev ya da araç alacak kişi belirleniyor. 100 kişilik bir gruptaki bir kişiye ilk aylarda çıkmazsa o kişi 100. ayın sonunu beklemeden en geç 30 ay içerisinde ev veya aracını alabiliyor.