Anadolu propolisini dünya markası yapmak için 2013 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te faaliyetlerine başlayan, BEE’O Propolis, 5 bini aşkın sözleşmeli arıcı ve 180 çalışanıyla Anadolu’nun eşsiz ürünlerini hem Türkiye’de hem de 15 farklı ülkede tüketicilerle buluşturmaya devam ediyor. BEE’O Propolis’in Kurucusu Aslı Elif Tanuğur Samancı, markanın kuruluş öyküsünü ve sektörde yakaladıkları başarıyı Ekovitrin’e anlattı. BEE’O Propolis’in kuruluş öyküsünü ve günümüze kadar kaydettiğiniz aşamaları ana hatlarıyla anlatır mısınız? Propolis ve arı sütü ile oğlumun bağışıklık sorununa çare aradığım dönemde tanıştım. Bunun üzerine bilimsel çalışmaları ve tıbbi yayınları araştırmaya başladım. Propolis ve arı sütünün dünyanın her yerinde bağışıklığı doğal yollarla güçlendirmek için kullanıldığını gördüm. Ama ülkemizde üretilmediğini ve Çin’den geldiğini öğrenince, Çin ürünlerine güvenmediğimden dolayı, oğlum için kendim üretmeye karar verdim. 6 ay kendi ürettiğim propolis özütü ve arı sütünü doktorumuzun da tavsiyesi ile kullandıktan sonra, bu şifayı tüm annelere ulaştırma hayaliyle yola çıktım. Türkiye’de daha önce üretilmeyen propolisi yine Türkiye’de ilk kez “Sözleşmeli Arıcılık” modeli ile üretmek ve proses yöntemini geliştirerek insan tüketimine uygun hale getirmek için sevgili eşim Ziraat Yüksek Mühendisi Taylan Samancı ve değerli hocam Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ile 2013 yılında KOSGEB destekli Ar-Ge projesiyle firmamızı İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te kurduk. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’nin en büyük yerli propolis üreticisi olmaktan gurur duyuyorum.

“KADINLAR HER ŞEYDEN ÖNCE KENDİLERİNE İNANMALI”

Türkiye’de başarılı bir kadın girişimci olarak başarınızın sırları nelerdir? Genç girişimcilere önerileriniz var mı? İnovatif bir iş fikriniz varsa, bilginiz ve cesaretiniz varsa size yardımcı olabilecek birçok devlet desteği bulunuyor. Ben, herhangi bir mali kaynak olmadan girişimciliğe adım attım. İlk desteğimizi KOSGEB’ten aldık. Ardından TÜBİTAK destekli farklı projelere de imza attık. Böylece mali kaynağın bir kısmını devletten sağlamış olduk ve bu bize çok kolaylık sağladı. Girişimciliğe olan ilginin artmasını destekliyorum. Fakat toplumda birçok kişi tarafından girişim projesi olan insanlara ‘‘kimse yapmıyorsa bir nedeni vardır sen de yapamazsın’’ deniliyor. Oysa felsefemiz ‘‘kimse yapamıyorsa ben mutlaka yapmalıyım’’ olmalı. Bu yolda, gerekli bilgi ve donanıma sahip fakat içinde o cesareti bulamayan kadınlarımıza tavsiyem; her şeyden önce kendilerine inanmaları, arzu etmeleri, çok çalışmaları ve risk almaktan çekinmemeleri olacak. İnsan bir işi gerçekten isteyerek, inanarak yaparsa ve emek verirse başarmaması için hiçbir sebep yok.

“İNOVATİF VE SAĞLIKLI ÜRÜNLER ÜRETMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Ürün yelpazeniz ve ihracat bilgileriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Yüzde 100 doğal, besin içeriği ve biyolojik aktiviteleri korunmuş propolis, arı sütü, polen, arı ekmeği ve ham bal gibi arı ürünlerinden oluşan katma değerli, inovatif ve sağlıklı ürünler üretmek için çalışıyoruz. Ürün geliştirme planlarımızı her adımda bu misyonu gözeterek yapıyoruz. Helal, Kosher, BRC, IFS, ISO 9000, ISO 22000 ve GMP belgeli tesislerinde üreterek piyasaya sunuyoruz. Ürün çeşitlerimiz saf Anadolu propolisi ve diğer arı ürünlerini içeren damlalar, sprey, şurup, tabletler, karışımlar, çerezli karışımlar, ham bal çeşitleri, cilt bakım ve kadınların el emeği ürettiği ürünlerinden oluşuyor. Şirketimiz 2020 yılında önceki yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 180 oranında artırdı. Ürünlerimizi, BEE&YOU markamız ile Amerika, Güney Kore, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, İsveç, İngiltere, Fransa, Kıbrıs, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan’a ihraç ediyor ve Anadolu propolisini bir dünya markası yapma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bu sene önceliklendirdiğimiz 13 ülke var, bu ülkelerden en az 10 pazarda ihracatımızı geliştirmek istiyoruz. Öncelikli ülkeler arasında Japonya, Çin, Singapur, Danimarka, Norveç ve Kanada var. Bu yıl, hedeflerimizden biri Avrupa’da bir merkez kurmak. Böylece dünyanın her yerinden tüketicilerimize ürünlerimizi daha hızlı ulaştırmayı amaçlıyoruz. Marka yatırım planlarımızda erişilebilirliği ön sıralarda tutuyoruz. Ar-Ge ve inovasyon konusunda yaptığınız yatırımlardan bahşeder misiniz?

2020 yılında Ar-Ge ve inovasyona yönelik, 30 bilimsel yayın, 3 kitap, 6 yüksek lisans ve doktora tez çalışması yayınladık. Arıcılık ve arı ürünleri alanında çok sayıda kongre, sempozyum, seminer düzenliyoruz. Türkiye’de yerli propolis üretimini başlatan şirket olarak, başarımızı Ar-Ge çalışmalarımıza borçluyuz. Sözleşmeli arıcılarımızdan topladığımız saf Anadolu propolisini, İTÜ Arı Teknokent’te uzman gıda mühendislerimiz eşliğinde Ar-Ge çalışmalarımız sonucu geliştirdiğimiz ödüllü ve patentli yöntemimiz ile özütlüyoruz ve propolis içeren diğer tüm ürünlerimizde de bunu kullanıyoruz.

“YENİ YATIRIMLARLA BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ”

BEE’O Propolis, EKA, TİKAD ve DCP fonlarından sonra Ak Portföy GSYF’den aldığı yeni yatırım ile hızla büyümeye devam ediyor. Bu yatırımlar şirketinize ve markanıza ne gibi katkılar sağlayacak? Ak Portföy’den aldığımız bu yeni yatırım ile Anadolu propolisini tüm insanlığa ulaştırıp, dünyada adını duyurmaya yolunda daha da büyük adımlar atarak ilerleyeceğiz. Yeni yatırımlar, yurtdışında yeni atılımlar yaparak şirketimizi büyütecek, ülkemize katma değer ve istihdam sağlamaya devam edeceğimiz için çok heyecanlıyız. Bu yatırıma layık görüldüğümüz için çok mutlu ve gururluyuz. BEE’O Propolis, Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerinin sıralandığı ‘TOBB Türkiye 100’ listesinde bu yıl 5. sırada yer aldı. Konuyla ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Anadolu propolisini bir dünya markası yapmak için, 2013 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi ARI Teknokent’te başladığımız yolculuğumuzda 5 bini aşkın sözleşmeli arıcımız, 180 çalışanımız ile Anadolu’nun bu eşsiz ürünlerini hem ülkemizde hem 15 farklı ülkede tüketicilerimiz ile buluşturuyoruz. Ayrıca bu listede, gıda sektöründe de en üstte yer alarak, birinci olduk. Dünyanın ikinci büyük arıcılık ülkesi olan ülkemizi, ulusal ve uluslararası platformlarda, arı ürünleri sektöründe temsil etmeye ve ülkemizin bu değerlerini dünyaya duyurmaya devam edeceğiz.

“PANDEMİDE TÜM ÖNLEMLERİ ALDIK”

Pandemi süreci gerek sektörünüzü gerekse BEE’O Propolis’i nasıl etkiledi? Pandemide hangi tedbirleri aldınız? Pandemi başladığı andan itibaren gerek diğer ülkelerde gerekse ülkemizde insanlar bağışıklıklarını nasıl güçlendirebileceklerine dair bir arayışa girdi. Araştırınca ise propolis, polen, arı ekmeği ve arı sütü gibi arı ürünlerinin bağışıklığı desteklemede yardımcı ürünler olduğunu gördüler. Bu sebeple pandemiyle birlikte satışlarımızda artış gözlemledik. Bu şu açıdan çok güzel bir haber; insanlar bilinçlenmeye ve doğadan gelen desteğe güvenmeye başladılar. Pandemi sırasında ise tüm önlemleri alarak, tüketicilerimiz için durmadan üretmeye devam ettik ve hala devam ediyoruz. Pandemi sürecinde yatırımlarımızı da tüm hızıyla sürdürdük çünkü tüketicilerimizin yüzde 100 doğal ve saf olan ürünlerimize olan ilgisi ve güveni devam ediyor. Bu yıl içerisinde birçok yeni ürün piyasaya sürdük ve bu ürünlerimize olan talepten de çok memnunuz.

“ÜRÜNLERİMİZİ SÖZLEŞMELİ ARICILIK MODELİYLE ÜRETİYORUZ”

BEE’O Propolis olarak kısa ve uzun vadedeki hedefleriniz ve yatırım planlarınız nelerdir? BEE’O Propolis olarak, ürünlerimizi Türkiye’de bir ilk olan ‘Sözleşmeli Arıcılık’ modelimiz ile üretiyoruz. Bu model altında, ürünlerimizi kovandan sofraya her aşamasında kalite kontrollerinden geçirerek tüketicilerimize sunuyoruz. Sözleşmeli Arıcılık Modelimiz ile aynı zamanda arıcılarımıza hem ekipman hem de eğitim desteği sağlıyor, ürünlerini alım garantisi veriyoruz. Onların haklarını, kendi haklarımız gibi koruma altına alıyoruz ve BEE’O ailemizin bir parçası yapıyoruz. Gelecek hedeflerimiz arasında, çalışkan Anadolu kadınlarına sadece büyük şehirlerde değil oldukları bölgelerde de ekonomik özgürlük sağlayacak fırsatlar sunmak var. Ek olarak, ‘‘Kadın Emeği Projesi’’ adlı projemizi de hayata geçirdik. Bu proje ile el yapımı arı temalı ürünler hazırlayan kadınlarımıza evlerinden ekonomik özgürlük elde edebilecekleri fırsatlar sunuyoruz. Aynı zamanda bu yıl birçok ülkede yayınlanacak yeni reklam filmlerimizle Anadolu arı ürünlerinin şifasını ve önemini tüm dünyaya duyurmak için de önemli bir adım attık. İleriye dönük hedeflerimizden bir diğeri de Avrupa’da bir merkez kurmak. Böylece dünyanın her yerinden tüketicilerimize ürünlerimizi daha hızlı ulaştırmayı amaçlıyoruz.