Yükselen enfl asyon, majör merkez bankalarını harekete geçirdi. İngiltere ve ABD Merkez Bankaları para politikalarında sıkılaşmaya giderken, Avrupa Merkez Bankasının da üçüncü çeyrek itibariyle faiz konusunda adım atabilme ihtimalleri güçlenmeye başladı. Fed, enfl asyonu düşürmek için hızlı faiz artışı yapabileceğini belirtirken, bu durum ekonomilerde durgunluğa doğru gidebilir şeklinde beklentilere de neden oluyor.

Jeopolitik riskler, artan enflasyon, sıkılaşan merkez bankaları derken yılı yarılamaya doğru gidiyoruz. Kısa vade için Rusya-Ukrayna arasında bir ateşkes beklentisi bulunmuyor. Nisan ayında da önemli müzakereler yapılmasına karşın bir sonuca varılamadı. Rusya, anlaşmaktan uzağız şeklinde açıklamalarda bulununca artık piyasaların beklentisi de iyice azaldı. ABD ve AB’den Rusya’ya dair yaptırım tehditleri bu nedenle devam ederken, özellikle AB’nin Rusya’ya petrol konusunda ambargo koyma ihtimalinin çok yüksek olduğu ve bu konuda hazırlıkların sürdüğü belirtiliyor. Mayıs ayı için bu gelişmeler sıcaklığını koruyacaktır. Rusya’da misilleme olarak yaptırımlar uyguluyor. Karışık bir tablo var, eskisi kadar fiyatları baskılamıyor ancak yeni yaptırımların gündemde olması özellikle enerjiyle ilgili olması biraz hassas ve enerji fiyatları üzerinde oynaklığa neden olabiliyor. Mayıs ayında olası enerjiyle ilgili Rusya’ya yönelik yeni ambargo, petrol fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselmesine yol açabilir. Petrol fiyatlarıyla ilgili dalgalanmaların sürdüğü ve geri çekilmelerin sınırlı kaldığı bu ortamda, enflasyon üzerinde de baskı devam ediyor.

MERKEZ BANKALARI HAREKETE GEÇTİ

Yükselen enflasyon, majör merkez bankalarını harekete geçirdi. İngiltere ve ABD Merkez Bankaları para politikalarında sıkılaşmaya giderken, Avrupa Merkez Bankasının da üçüncü çeyrek itibariyle faiz konusunda adım atabilme ihtimalleri güçlenmeye başladı. Fed, enflasyonu düşürmek için hızlı faiz artışı yapabileceğini belirtirken, bu durum ekonomilerde durgunluğa doğru gidebilir şeklinde beklentilere de neden oluyor. Bu nedenle Fed’in haziran-temmuz toplantıları sonrasında nasıl bir yol izleyeceği merak konusu. Bazı yabancı kurumlar özellikle haziran-temmuz aylarında Fed’den 75’er baz puan faiz artışı gelebilir şeklinde raporlar yayınlarken, bazıları da bu kadar hızlı hareket etmeyebilir veya 50’şer baz puanlık faiz artışlarına gidebilir şeklinde beklentiler sunuyorlar.

Piyasanın kafası karışık ve 3-4 Mayıs tarihlerinde yapılacak olan Fed toplantısı bu anlamda önemini arttırdı. 4 Mayıs günü piyasalar Fed’den 50 baz puanlık faiz artışına kendisini hazırlamış durumda. Başta Fed Başkanı Powell ve Fed üyelerinin açıklamaları bu yönde. Mayıs ayı toplantısında piyasaya verecekleri mesajların oldukça kritik olduğu görülüyor. Haziran-Temmuz toplantıları için beklentiler hem toplantıda verecekleri açıklamalara hem de açıklanacak enflasyon verilerine bağlı olacaktır. Fed her ne kadar enflasyona bağlı hareket edeceklerini ifade etmesine karşın dünyada durgunluk sinyallerinin baskınlaşmaya başladığı bu dönemde, dedikleri şekilde agresif olmayabilirler. En son Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel büyüme tahminini aşağı yönlü revize etti. Çin, Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin de büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizyonlar yapıldı. ABD ekonomisi içinde bu beklentiler hakim iken Fed atacağı adımlara dikkat etmeli. Yoksa enflasyonu düşürmeye çalışırken, ülke ekonomisini durgunluğa itmeleri, pek de hoş karşılanmayacaktır.

 BORSA İSTANBUL’DA REKOR SEVİYELER TEST EDİLDİ

Küresel borsalarda, artan faiz beklentileri karşısında risk iştahı güçlenmekte zorlanıyor. ABD 10 yıllık tahvil faizinin 2018 yılından sonra yeniden yüzde 3,00 seviyesine doğru yaklaşıyor olması, tedirgin edici. Fed’in daha agresif faiz hamlesi yapabilme ihtimalinin fiyatlara yansıtıldığı görülüyor. Bu durum ABD borsalarında satışları da beraberinde getiriyor. Küresel taraftaki zayıf iştaha rağmen Borsa İstanbul’da pozitif ayrışmayla son haftalarda rekor seviyelerin hızlı bir şekilde test edildiği görüldü. Yazıyı kaleme aldığımda, borsanın en son rekoru 2562 puanda bulunuyordu. Mayıs ayının ilk haftası Türkiye’de Ramazan Bayramı dolayısıyla nisan ayının son haftasında riskten kaçış beklenebilir. Bu durumda, borsanın yukarı yönlü hareketinde zorlanmasına yol açabilir. Bu noktada izlediğimiz seviye 2400 puan olarak bulunuyor. Endeksin 2400 puan altına doğru hareketine başlaması halinde geri çekilmelerin devamında 2366-2306 destek alanları olarak izlenebilir. Bu desteklerin de altında endeksteki teknik görünüm daha da bozulabilir ve satışların 2000 puana doğru devam etmesine bile neden olabilir. Son günlerdeki hareketin ana nedenlerinden biri yüksek enflasyon ve diğeri 1Ç22 kar tahminlerine dair iyimserlikti.

HAREKETLİ HAFTALAR DEVAM EDEBİLİR

Nisanın üçüncü haftası itibariyle bilançolar da açıklanmaya başladı. Hisse bazlı ayrışmalarda bekleniyor. Borsa İstanbul için hareketli haftaların devam etmesi muhtemel. Karlar açıklandıkça, yeteri kadar fiyatlanan hisseler üzerinde kar satışlarına yol açabilir. Onun dışında, borsa için aslında çok güçlü bir satışın hala başlamasının düşük olduğunu özellikle enflasyondaki görünüm sebebiyle bir süre daha borsaya yönelik talebin canlı kalabilme ihtimalinin güçlü olduğunu düşünüyorum. Zaten piyasada satış yapacak kadar yabancı yatırımcı bulunmuyor. Yerli yatırımcıyla rekor seviyeler test edildi ve işlem hacminde 50-60 milyar TL seviyelere doğru yükselişler izlendi. Borsa için düzeltme hareketleri beklentiler dahilinde bunun içinde 2300-2400 puan aralığının ön plana çıkması beklenebilir. Bu aralığa kadar satışlar karşılandığı sürece borsada yukarı yönlü potansiyelin korunabileceğini bekliyorum. Kısa vadede oynaklık yüksek, orta-uzun vade için borsa hala cazibesini koruyor.

Bu noktada uyarmak isterim, günlük olarak işlem yapan yatırımcıların zarar kes/kar al seviyelerini belirleyerek pozisyon almalarını öneriyorum. Piyasada hızlı hareketler görülebiliyor ve haber akışlarına karşı hassas bir piyasa var. Bu nedenle bu konuda dikkatli olabilirler. Orta/uzun vadede yatırım yapacak yatırımcılar ise şirket seçimlerini çok iyi yapmalılar. Şirketini mutlaka tanımalı. Nakit pozisyonu, borçluluk rasyoları, ihracat payı, döviz yükümlülüğü, geleceğe yönelik projeksiyonları ve temettü ödeyen bir şirket olup/olmaması dikkat edilmesi gereken başlıklar olarak sıralanabilir. Sonuçta orta/uzun vadede yatırım yaparken o şirketin hikayesine de ortak oluyorsunuz. Şirketinize ne kadar hakim olursanız, stratejilerinizde de bir o kadar başarılı olmanız yüksek olacaktır. Bu noktada destek almak isteyen yatırımcıların, aracı kurumların raporlarını okumalarını veya araştırma departmanlarıyla görüşmelerini öneririm. Hepinize sağlık ve barış dolu güzel bir bayram diliyorum.