Otomobil ve yedek parça lojistiği, pandemi ile beraber dünya gündeminde yerini aldı. Covid-19, otomobillerin üretiminde aksaklık yaşanmasına, 2019-2020 döneminde otomobillerde özellikle Türkiye’de muazzam fiyat artışına yol açtı. Pandemi, gözlerin yeniden otomobil ve yedek parça taşımacılığına çevrilmesini sağladı. Otomobil üretiminde firmalar, birçok farklı tedarikçiden ürünü tedarik etmekte, üretim hatlarına zamanında besleme yapmaktadır. Aynı zamanda çok farklı tür ve kategoride ürünlerin üretime sokulması gerekmektedir. Bu sebeple yaşanan yoğun hareketlilik, sektördeki lojistik süreçlerin kesintisiz bir şekilde yönetilmesini zorunlu kılmaktadır. Otomotiv sektörü ile beraber, bu sektöre hizmet veren lojistik süreçler üç ana kategoride incelenebilir:

  • Üretim için hazır parça tedariği
  • Üretim sonrası tamamlanmış ürün lojistiği
  • Satış sonrasına yönelik yedek parça lojistiği

Lojistik firmaları otomobil üreticilerine üretim aşamasında ve sonrasında sektör odaklı hizmetler sunmaktadır. Bu noktada uluslararası taşımacılık, depolama ve envanter yönetimi, milk run ile toplama ve dağıtım, özel katma değerli servisler, gümrükleme, sipariş sevkiyat ve teslimat yönetimi, JIT/JIS ile üretim bandını besleme gibi tüm bileşenleri içeren 3. parti lojistik hizmetleriyle süreçlerin etkin yönetimi sağlanmaktadır. 21. yüzyılda lojistik trendler sadece geleneksel metotlarla fiziki üretimin yetersiz kaldığını göstermektedir. Fiziksel depolama ve taşıma işlemleri ile beraber online sipariş yöntemleri, milk run uygulamaları, araçlarda kullanılan GPS teknolojisi de devreye girmektedir. Tüm sürecin merkezinde yer alan yazılım altyapısının etkin kullanımı sayesinde tüm ihracat-ithalat hareketleri izlenebilmektedir.

ÜRETİM TRENDLERİ VE TÜRKİYE

Elektrikli araçların çıkması ve hızla yaygınlaşması sektöre yeni bir ivme kazandırmıştır. Ülkeler, kamu politikaları ile yeni üretim sürecine kendilerini hazırlamaktadır. Otomobil üretimi dünyada batıdan doğuya kayarken, ABD’li otomobil üreticileri yeniden kontrolü elline almaya başladı. Üretimin yeniden Avrupa ve ABD merkezli olacağı gündeme gelmektedir.

Türkiye’nin yerli ve milli olarak üreteceği ilk otomobili de elektrikli olacak ve Gemlik’te üretilecektir. Üretimin Gemlik seçilmesi, limana sıfır noktada fabrikanın inşa edilmesi ve çok kısa süre içerisinde Gemlik-Bursa arasında demir yolunun planlanması tamamen lojistik süreçler ile ilgilidir. Orta planda yerli ve milli üretimle yüz binlerce yıllık üretimin olması, Gemlik’i otomobil merkezi haline getirecektir. Bursa bölgesinde şu an 4 binin üstünde otomobil ve yan sanayi şirketi faaliyet göstermektedir. Gemlik-Kocaeli-Sakarya ekseninde binlerce firmanın varlığı, bölgenin yerli otomobil için seçilmesinin ana sebebi olarak görülebilir.

İleriki yıllarda, otomobil taşımasının merkezini, Bursa-Gemlik-Kocaeli-Sakarya’nın kaptırmayacaktır. Üretim doğu ve ya batıya kayması Türkiye için çok bir şey ifade etmemektedir. Türkiye’nin jeopolitik konumu, global arenada rekabet üstünlüğünde ülkemize önemli bir avantaj sunmaktadır. Türkiye yeter ki, kollektif anlamda taşımacılıkta verimi, efektif depolamayı düşünsün ve uzun vadede lojistik master planını düzenlesin.