Türkiye akaryakıt sektörünün önemli oyuncularından olan Shell, 1923’den bu yana Türkiye’de hizmet veriyor. Türkiye’de dolaylı olarak 15 bin kişiye istihdam sağlıyan Shell, toplam 8 adet akaryakıt terminaline sahip. Ekovitrin’e konuşan Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Shell olarak yaptıkları yatırımları ve akaryakıt sektörünün sorunlarını anlattı.

Akaryakıt sektöründe üretim, kapasite, bayi ağı, pazar payı anlamında ulaştığınız büyüklüğü anlatır mısınız?

Shell olarak, 1923’den bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’de dolaylı olarak 15 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. Ülke çapında bini aşkın istasyonumuzda her gün 1 milyondan fazla misafirimize yakıt ve yakıt dışı ürün ve hizmetler sunuyoruz. Türkiye genelinde üç adet kendi işlettiğimiz ve beş adet de müşterek işletilen olmak üzere toplam 8 adet akaryakıt terminalimiz bulunuyor. Bu terminallerde payımıza düşen kapasite 491 bin 419 m3. Ayrıca iki adet de LPG dolum ve depolama tesisimiz mevcut. Bu tesislerdeki kapasitemiz de bin 360 m3. 2019 yılını istasyonlardan direkt yapılan akaryakıt satışlarında yüzde 18,7 ve filo satışlarında yüzde 27,8 ile lider olarak kapattık. 2020 yılı için açıklanan Ocak ayı rakamlarına baktığımızda da istasyonlardan direkt yapılan akaryakıt satışlarında yüzde 19,7 ve filo satışlarında yüzde 28,5 ile liderliğimizi güçlü bir şekilde sürdürüyoruz. Ayrıca istasyon başına, sektör ortalamasının 2.5 kat üzerinde verimlilik gerçekleştiriyoruz. Ayrıca Shell’in Akdeniz’deki en büyük madeni yağ ve gres üretim tesisi olan Derince’deki üretim tesisi, 2019 yılındaki 37 bin 462 ton ihracat hacmiyle rekor seviyeye ulaştı. Bölgesel madeni yağ üretim üssü konumundaki Derince Madeni Yağ ve Gres Üretim Tesisi’nden, hem iç pazara hem de Arjantin’den Suudi Arabistan’a, Amerika Birleşik Devletleri’nden Hollanda’ya toplam 61 ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor.

“AR-GE’YE HER YIL 1 MİLYAR DOLAR YATIRIM YAPIYORUZ”

Akaryakıt sektörüne baktığımızda karşımıza nasıl bir tablo çıkıyor? Sektörde rekabet şartları nasıl işliyor?

Rekabete karşı uyguladığınız stratejiler nelerdir? Türkiye enerji sektörü rekabetin yoğun olduğu bir alan. Sektörde faaliyet gösteren firmalar yeni ürünler sunarak ve hizmet standartlarını geliştirerek fark yaratmaya ve rekabette ön plana çıkmaya çalışıyor. Shell, sektöründe her zaman yeniliklere ve teknolojiye öncülük etmeyi hedefleyen bir şirket olduğundan her yıl araştırma ve geliştirme faaliyetlerine yaklaşık 1 milyar dolar yatırım yapıyor. Shell’in 100 yılı aşkın bir süredir akaryakıt alanında yaptığı çalışmalar sonucunda özel olarak geliştirilen Shell V-Power ürünü bugün baktığınızda Ferrari tarafından tavsiye edilen dünyadaki tek yakıt olma özelliğini taşıyor. Bunların yanı sıra gayet tabi, ulaşım altyapımızdaki değişiklikler ve şehirlerimizdeki büyüme doğrultusunda istasyon şebekemizi geliştirmeye devam edeceğiz. Örneğin Yavuz Sultan Selim köprüsü ve İstanbul-İzmir otobanı üzerindeki istasyonlarımız yolların açılışından önce hizmete hazırdı. Aynı şekilde bu yıl da bu tür geliştirmelerimiz devam edecek. Tüm dünyada kaliteli akaryakıt sunmanın yanı sıra misafirlerine gerçek bir perakende deneyimi sunmayı da hedefleyen Shell, bu amaçla sektörde market deneyimini iyileştirmeye odaklanan, kendi yiyecek ve içecek markasını yaratan ilk şirket oldu. Türkiye’de de Shell Select marketlerimiz ile 2013 yılında misafirlerimizin yolculuklarına değer katmak amacıyla bir ilke imza attık ve bugün 50 şehirde 450 noktaya ulaştık. Misafirlerimize yakıt ve yakıt harici ürün ve hizmetler sunmaya ve perakende alanında büyümeye devam edeceğiz. Ayrıca 329 istasyonumuzda çocuklar için özel tuvaletleri ve 500 istasyonumuzda sunduğumuz engelsiz hizmet alanlarımızı da yaygınlaştıracağız. Ayrıca Türkiye’de de tüketici ihtiyaçlarını yakından takip ediyoruz. Yenilenebilir enerjiler alanında tüketicilerin ihtiyaç ve beklentileri yatırıma elverişli bir aşamaya geldiğinde, Shell’in bu alandaki uzmanlığı ve bilgi birikiminden de yararlanarak en kaliteli ve hızlı bir şekilde yatırımlarımızı devreye alacağız. Shell, enerji dönüşümünde önemli bir küresel oyuncu. Daha temiz enerji çözümleri sağlamaya yönelik çalışmalarımızı artırmak üzere 2016 yılında global düzeyde “Yeni Enerjiler” iş kolumuz kuruldu; biyo-yakıtlar, hidrojen ve rüzgâr enerjisi de dâhil olmak üzere enerji dönüşümünü gerçekleştirmek için gerekli olacak olan çeşitli düşük karbonlu teknolojilere milyarlarca dolar yatırım yapıldı. Daha az karbon salınımı yapan yakıtların kullanımı için yaptığımız ARGE yatırımları arasında elektrik ve hidrojen de yer alıyor.

“5 MİLYON TL DEĞERİNDE AKARYAKIT DESTEĞİ SAĞLADIK”

Özellikle yaşadığımız bu zor günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı ‘Biz bize Yeteriz Türkiye’ milli dayanışması konusunda düşünceleriniz ve varsa destek çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Birlik ve dayanışmanın çok önemli olduğu bu zor günlerde, ön sırada mücadele eden sağlık çalışanları, güvenlik güçleri, kuryeler, nakliye sektörü çalışanlarına ve ulaşım ve taşımacılığın kesintisiz devamı için istasyonlarımızda ve üretim tesislerimizde özveriyle çalışan personelimize ve emek veren herkese yoğun ve özverili çalışmaları nedeniyle teşekkür etmek istiyorum. Bu süreçte şeffaf ve kararlı bir yönetim anlayışı ortaya koyan tüm kurumlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Yaşanan bu zorlu dönemi sağlıklı bir şekilde atlatabilmek için birbirimize destek olmamız ve elimizden gelen katkıyı sağlamamız gerekiyor. Bu noktada T.C. Sağlık Bakanlığı’nın Yeni Koronavirüs (COVID-19) enfeksiyonu ile ülke çapında yürüttüğü yoğun mücadeleye destek olabilmek adına, mücadeleye katılan Bakanlık bünyesindeki sağlık çalışanları, ambulanslar ve diğer araçların kullanımı için Bakanlığın uygun gördüğü şekilde dağıtılmak üzere 5 milyon TL değerinde akaryakıt desteği sağladık. Var güçleri ile çalışan ülkemiz sağlık personeline destek olabilmekten dolayı mutluyuz. Ayrıca “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” kampanyası kapsamında bizim de üyesi olduğumuz Petrol Sanayi Derneği (PETDER) üyelerinin katılımıyla toplam 1 milyon TL bağış gerçekleştirildi.

“KORONAVİRÜS AKARYAKIT SEKTÖRÜNÜ DE ETKİLEDİ”

Sektörde belli başlı sorunlar nelerdir? Akaryakıt fiyatlarının düşmesi sektörü nasıl etkiledi?

Bildiğiniz üzere 2020 yılı ilk çeyreği uluslararası piyasalarda ham petrol ve buna bağlı ürün fiyatlarının hızla düşüşüne sahne oldu. 1 Ocak 2020’de brent fiyatı varil başına 66.8 Amerikan dolarından işlem görürken 30 Mart 2020’de varil başına 17.8 seviyesine indi ki bu son 18 yılın en düşük seviyesiydi. Uluslararası petrol piyasalarında yaşanan fiyat düşüşünün iç piyasalara yansıması şüphesiz olumlu oldu. Bilindiği gibi ülkemizdeki akaryakıt fiyatlarının oluşumu uluslararası piyasalardaki petrol fiyatları ve döviz kurlarına bağlı. Akaryakıt fiyatları, bölgelere ve ürün seçimine göre değişmekle birlikte 1 Ocak tarihinde litre başına benzin için 7 TL motorin için de 6.5 TL seviyesinde seyrederken 3 Nisan tarihindeki fiyatlar benzin için 4.90 TL, motorin için litre başına 5.30 TL seviyesindeydi. Yurtiçindeki akaryakıt fiyatlarının düşmesi, birçok sektörde maliyetlerin azalmasına sebep oluyor. Buna ilave olarak, petrol ve petrol ürünlerinin ithalat bedellerindeki düşüşün de makro ölçekte cari açığa olumlu etkisi nedeniyle ülkemizin ekonomisi açısından olumlu sonuçlar doğuruyor. Tabii ki çok düşük petrol fiyatları, birçoğu önemli ihracat pazarlarımız olan ülkelerin ekonomilerini etkilerse bu açıdan olumsuz etkiler görülebilir. Öte yandan akaryakıt sektörü koronavirüs salgınına bağlı talep düşüşünden en fazla etkilenen sektörlerden. Mart ayına 3 farklı kırılımla baktığımızda, aslında Mart ayına iyi başladığımızı söyleyebiliriz. 1-16 Mart tarihleri arasında geçtiğimiz yıla göre satışlarda yüzde 10’luk bir büyüme görüyoruz. Ancak COVID-19’un ülke gündeminde ilk sıraya oturduğu 17-23 Mart tarihlerinde ise söz konusu büyüme durdu. Salgının etkisini ise büyük oranda 23-29 Mart periyodunda gördük. Bu dönemde satışlarımız geçen seneye göre yüzde 40’a varan oranda azaldı diyebiliriz. Nisan ayında da bu düşüşün artarak devam ettiğini gözlemliyoruz. Sokağa çıkma yasağının ilk olarak uygulandığı 11-12 Nisan tarihlerinde düşüşler yüzde 85-90’a vardı. Ancak bu noktada önemi olan insan sağlığı ve bunun için de insanlarımızın olabildiğince evlerinden çıkmamaları gerekiyor. Bu dönemde hem devletimizle hem de sektör kuruluşları ile yakın iş birliği içerisinde çalışıyor sektörümüzün gerek bu süreçte gerekse sonrasında sağlıklı olarak devamı için atılması gereken adımları istişare ediyoruz. Sektörümüz, hem salgın ile mücadelenin devamlılğı hem de hemen hemen her sektörün sürekliliği için son derece önemli bir konuma sahip. Bu nedenle, talep daralmasından dolayı yarıya düşmüş ve daha da azalan gelire karşılık artan maliyetlere rağmen sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu maksatla da yetkili mercilere, bu dönemde ortadan kaldırılabilecek veya ertelenebilecek alanlar ile ilgili önerilerimizi ilettik. Bu desteklerin sağlanması sektörün sürdürülebilirliği açısında son derce önemli. Bazıları yürürlüğe kondu, diğerleri için de olumlu gelişmeleri bekliyoruz.

Akaryakıt sektöründe dijitalleşme ne düzeyde?

Dijitalleşme sektöre neler kazandıracak?Firma olarak bu alanda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Dijitalleşme birçok tanıma sahip. Shell’de bizim kastettiğimiz bilgisayar teknolojiler ile okunabilen ve dahası işlenebilen bilgiler ile iş modellerini değiştirmek, temel işkollarını geliştirmek ve değer yaratan yeni fırsatlar oluşturmak. Dijitalleşme yeni değil çok uzun süredir gerçekleşmekte ama yakın zamanda hız ve etki alanı çok artmış devrim niteliğinde bir gelişme. Enerji şirketleri dijital teknolojileri 1980’lerden beri sismik verilerin toplanması ve değerlendirilmesinden başlayarak 90’larda kritik üretim proseslerinin takibi ve optimizasyonuna kadar bir çok alanda zaten kullanıyordu. Ancak şirketlerde şu anda dijitalleşmeden etkilenen kapsam ciddi bir şekilde büyüdü. Dijitalleşmenin etkilerini bugün COVID-19 salgınının yaşandığı günlerde özellikle görüyoruz. Gelişen dijital teknolojiler her alanda yaşam biçimimizi değiştiriyor. Shell’de bu değişimin verimliliği artırmak, iş yapış şeklimizi ve iş modellerimizi geliştirmek veya yeni modeller kurmak, maliyetlerimizi düşürmek ve enerji dönüşümü ve akıllı teknolojiler ile sektörümüzün yeniden tanımlanmasına destek olması hedefleniyor. Tabii bu sadece Shell için değil, tüm sektör için geçerli. Uzun vadede maliyetlerin yeni enerji kaynakları için düşmesi, verimliliğin artışı ve yeni ve akıllı teknolojiler ile iş yapış biçimlerinin değişimi herkes için ve özellikle enerji ithalatı yapan bir ekonomi için şüphesiz iyi bir haber. Akaryakıt sektörünün de dijitalleşme yolculuğunda oldukça ilerlemiş olduğunu söyleyebiliriz. En iyi ürünlerin geliştirilmesi, yakıt optimizasyonu ve verimliliği, Taşıt tanıma sistemleri, bütün istasyonlarımızın otomasyon ile yönetilmesi sadece bir kaçı.

Shell olarak kısa ve uzun vadedeki hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?

Bildiğiniz gibi kısa vadede en önemli önceliğimiz, koronavirüs salgını sürecini çalışanlarımız, müşterilerimiz ve bütün paydaşlarımız ile sağlıklı olarak nihayetlendirmek. Bu zor süreçte kritik öneme sahip sektörümüz olarak kesintisiz ikmal sağlayabilmek diğer hedefimiz. İşimiz açısından baktığımızda; gerek uluslararası piyasalarda gerekse yeni koronavirüs salgınından kaynaklanan talep düşüşü nedeniyle çok zor günler geçiriyoruz. Hedefimiz, bu salgını sürecini en iyi şekilde yönetmek ve işimize olan olumsuz etkilerini asgariye indirmek. Uzun vadeli olarak baktığımızda; Türkiye, Shell’in küresel çapta stratejik önem atfettiği ülkelerden biri. Bu nedenle Türkiye’deki yatırımlarımıza, sürdürülebilir büyüme hedefimizle kesintisiz devam edeceğiz. Shell olarak Türkiye’nin enerji ihtiyacını sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde karşılamaya ve enerji dönüşümüne katkı sağlamaya büyük önem veriyoruz. Topluma ve çevreye karşı sorumluluk bilinciyle işimizi en iyi şekilde yapmaya, uluslararası bilgi birikimimizi Türkiye ile paylaşmaya ve enerjinin her alanında gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla Türkiye ekonomisinin rekabet gücüne katkıda bulunmaya devam edeceğiz.