Kerem Bürsin bir gününü anlatırken “Şanslı isem sporumu yapıyorum sabah kalkınca. Günün çoğu sette geçiyor. Çok eğleniyoruz sette. Biz Haziran’dan beri dizimizi çekiyoruz. Gerçekten eğlenmesek çok zor olacaktı bu tempoda. Sevdiğimiz insanlar bir arada çalıştığımız için güzel geçiyor. Sete gidiyorum setten geliyorum. Boş zamanlarımda da köpeğimle evde vakit geçiyorum. Zaten pandemide herkesin bir sorumluluğu var. Şuan biz sette 100 kişiyle çalışıyoruz herkesi riske sokmaya gerek yok" dedi.

Pandemi sürecini nasıl karşıladığı sorusuna Bürsin “Hepimiz şoka girdik. Her işte bir hayır vardır. Bence hiç kimsenin bu kadar kendine uzun zaman ayırdığı bir dönem olmadı. Ben bol kitap okuyarak, spor yaparak, uzun zamandır izlemek istediğim filmleri dizileri izledim. Herkes gibi bol bol yemek yaptım. Dizi başlayınca ev modundan çıktık. Herkesin maskeli olduğu bir döneme girdik sette. Bizim ekibimiz baya sorumluluk sahibi ama yine de keşke böyle olmasaydı diyorum.” dedi.

“İnteraktif bir ilişki kurduk gibi.”

Hayranlarla iletişimi nasıl dengede tutuğuyla ilgili “ Sosyal medya güzel bir platform var evet. Birkaç ay önce Twitter’da cevap verme olayını keşfettim. Bazen gerçekten girip cevap veriyorum takipçilerime. Birinin bir sorusu varsa ve o saniyede cevap verebiliyorsam o zaman neden cevap vermeyeyim. O kişi içinde tatlı olur benim içinde öyle. İnteraktif bir ilişki kurduk gibi. Sosyal medyada aşırı zaman geçirmekten pek hoşnut değilim ama artık hayatımızın bir parçası.”

Ablası ve yeğeniyle pandeminin başından beri görüşemediğini dile getiren Bürsin, “Hiç birimiz pandemiyi tek başına geçirmediğimiz için empati kurabileceğimiz çok fazla alan var. Destek almak veya biriyle destek amaçlı konuşmak kötü bir şey değil.” Dedi.

“Söylemek istediğim çok şey var sessiz kalınmaması lazım”

Kerem Bürsin çok önemli bir konuya değinerek “Son 2 senedir artık şunun farkına vardım. Savunduğun şeylerin arkasında durmak eylemlere geçmek gerekir.” Ayrıca Kadınlar haklarıyla ilgili “Söylemek istediğim çok şey var sessiz kalınmaması lazım. Gücü olan, sesi olan herkesin, iletişim olan herkesin bu konuyla alakalı tepki vermeleri susmamaları lazım. Her gün oluyor. Her sene oluyor. Var olan bir şey bu. Bu sistematik bir sıkıntı. Dünyanın sıkıntısı. Ataerkil bir felsefeden kaynaklı bir felaket.” diye söz etti.



“Hayallerim hep 29, 30’larımda baba olmaktı ama..”

Aile kurmak ile ilgili ise Bürsin “Aile ve çocuk çok önemli bir şey. Hayatı zenginleştiren, sanki birazda amaçlarımızdan biri bu. Ama tabi tercih meselesi en azından ben öyle görüyorum. Birazda yaşım ilerledi. 3 ay sonra 34 yaşında olacağım. Hayallerim hep 29, 30'larımda baba olmaktı ama tabi bazen istediğin gibi olmuyor bir takım şeyler. En önemlisi de sırf çocuk yapmak için çocuk yapılmaz sırf evlenmek için evlenilmez. Sırf biriyle olmak için olunmaz. Hayatını paylaşmak istediğin kişiyle de ilgili belki o insan bunları istemeyecek. Tamamen hayat ne çıkaracağıyla ilgili bu. Tüm doneler uygunsa neden olmasın.” Dedi.

“Eşitsiz ve ahlaksız bir dünya.”

Hayattaki amacıyla ilgili ise başarılı oyuncu “ Yaşadığımız dünyanın hali ortada. Başarısız. Gezegenimiz iyi bir durumda değil. Zenginlik ve fakirlik arasında dağlar kadar fark var. Eşit bir dünya değil. Eşit derken bu ırkçılığa da girer kadın-erkek eşitliğine de girer her şeye girer. Eşitsiz ve ahlaksız bir dünya. Her konuda böyle. Çöpümüzü hala yere atıyoruz. Okyanuslarımız plastik dolu. O yüzden sorumluluğumuz var. Amaçlarımızdan biri bu sorumluluğu kişisel bir şekilde yerine getirmek. Bir insanın kendimizin gücünün farkında değiliz. Önemsemiyoruz. İç huzurun yerinde değilse, stresli huzursuz bir insansan. Bir kere geliyoruz ve güzel yaşamak lazım.20 dakika kendimize ayırmamız gerekiyor. Kendimizi sevmemizi gerekiyor.”

(Gecce)