Pandemi herkesi çok etkiledi ama en çok da müzisyenleri. Bununla ilgili neler düşünüyorsun? 

-Müzik sektörü ülkenin her zaman ilk frene bastırılan sektörü olmuştur. Pandemide de yine en çok durdurulan, unutulan sektörüdür. Hayattan vazgeçen müzisyenler için çok üzgünüm… Diğer sektörler gibi bizim de normal hayata dönmemiz gerektiğini düşünüyorum. Malum, yaklaşık 1,5 sene oldu. Bu kadar süre işini yapmadan hayata tutunmaya çalışabilecek başka bir sektör olduğunu düşünmüyorum.

- Sen bu süreçte neler hissettin, neler yaşadın? 

-Gel gitli duygular, ruh halleri var hep. İyi tarafı çok daha fazla spor yaptım, şan çalıştım, repertuar çalıştım, YouTube kanalımı aktifleştirdim. Herkes eşit şartlarda olunca çok fazla etkilemiyor beni ama belli bir kesim hayatlarına işlerine devam etmeye başlayınca insan kendini yalnız hissediyor.

- Bu dönemin yaratım sürecine etkileri nasıl oldu? 

- Kısa bir süre önce Kanunlar Gibi şarkını yayınladın. Yine herkesin diline dolandı ve çok sevilen bir şarkı oldu. Albüm yerine tekli çıkarmayı tercih etmenin nedeni neydi? 

-Çabuk tüketen bir çağda olduğumuzu düşünürsek albüm genel olarak trend dışı kalıyor. Ama kariyer için, müzik yelpazemi anlatmak için geçen nisanda zaten 12 şarkılık bir albüm çıkarmak üzereydim ki pandemi geldi. İnsanların bu süreçte müziği lüks olarak gördüğünü farkettim, baktım süreç uzun, kenarda bekleyen şarkılarımı şu an için tek tek yayınlamaya karar verdim.

- Çok küçük yaşlardan itibaren müzik hep hayatında. Bu kariyer yolculuğunda seni en çok zorlayan şey ne oldu, bizimle paylaşabilir misin? 

-En zorlayan şey bedenen çok çalışmak değil de ruhen verilen savaşın zorluğu hiç bitmemesi. Her gün çoğalarak devam eden zorlu bir yarış var. Sadece kendimle, kendi işimle ilgilenmeyi tercih ettiğim için bu beni rahatlatıyor. Yoksa sahnede olmak, yollar, uykusuzluk, çekim süreçleri yani aktif çalışmak en sevdiğim şey bu hayatta.

- Son şarkının klibinden önce sıkı bir diyete girdiğini ve baya bir kilo verdiğini biliyorum. Ergenlik döneminde anoreksiya ile zorlu bir mücadelen olmuş. Bu şimdiki hayatına nasıl yansıyor? Kilo takıntısı hala yaşıyor musun?

-Aslında klip sürecinde sadece 2 kilo verdim istem dışı. Sporu ve diyeti kaslanmak için yaptım. Benim anoreksiya ile ilgili olan sürecim kilo ile ilgili olmadı hiç..bağışıklık zayıf olduğu bir süreçte yakalandığım ve ucunu alamadığım 2 yıllık zorlu bir mücadeleydi ama kazandım. Yemek yiyebilmenin ne kadar büyük bir nimet olduğunu anlamamı sağladı o hastalık. Şimdi yiyebilmenin tadını çıkarıyorum.

- Son zamanların öne çıkan akımlarından beden olumlamayla ilgili ne düşünüyorsun? Toplumun kadınlara dayattığı güzellik algısını kırabilmek sence ne kadar önemli? 

-Çok önemli. İnsanlar klip fotoğraf gibi özenle hazırlanılmış hallerimizi görünce bizi kusursuz zannediyor. Halbuki kimse o digital dünyada göründüğü gibi değil, hepsi doğru açı..İnsanlar bana senin gibi vücudum olsa keşke diyorlar. Evet zayıfım ama benim de selülitlerim var herkes gibi.Kimse pürüzsüz görünmek zorunda değil. Hiç bir kadın buna dayatılmamalı. Özgüvenli ve mutlu bir kadından daha güzelini görmedim ben bugüne kadar.

- Sanatçıların büyük kısmı yaşadığı acılardan beslenir. Melankolik misindir? Seni üretim sürecinde neler besler?

-Aynen öyle oluyor: )Duyguların ‘Çok’ hallerinde üretiyorum genelde. Şarkı yazmak belli matematikleri olan ama duygusu olmazsa aşka karşıya geçmeyen bir sisteme sahip.Ben de bir balık burcu olarak duygularla yaşıyorum:)

- Dışarıdan bakıldığında biraz soğuk ve mesafeli görünüyorsun. Sahnenin arkasındaki Derya Uluğ nasıl biri? 

-Bu, yıllar içinde belki de kendime koruma kalkanı yaptığım, yeni yeni farkına vardığım bir durum. Hemen herkesle kaynaşamam en azından bir anda samimi olamam çok ısınırsam ayrı:) ama arkadaşları ve çevresiyle uyumlu sıcak kanlı gayet neşeli biriyim. İç dünyama alana kadar benim kalkanlarım. 

- Babalar Günü yaklaşıyor. Babanla nasıl bir ilişkin vardı çocukken?

-Ben çok mutlu bir çocukluk yaşadım babam yurt dışına gidene kadar. Bizi şarkılar söyleyerek uyandırırdı. Yıllardır yurtdışında işi sebebiyle arada geliyor arada annem gidiyor yanına. Baba özlemiyle büyüdüm ama uzakta da olsa varlığına şükrediyorum.

- Ebru Gündeş’e vokalistlik yaptığın dönem nasıldı? Sonrasında da sana destek oldu mu müzik kariyerinde? 

-Benim için harika bir deneyimdi. Daha önce hep sahnede ön taraftaydım arkadan gözlemlemek farklı şeyleri tecrübe edinmeme sebep oldu .Onunla çalışmak çok şey kattı. O da mesafeli biri olduğu için hep iyi anlaştık:) Kendi yoluma devam ettiğim tüm süreçlerde hep yanımda oldu, desteğini esirgemedi. Hala da eksikliğini hissettirmiyor.

- Genel olarak keşkeler ve pişmanlıklarla aran nasıldır? 

-20li yaşlarda çok takıldığım bir konuydu. Sonra anladım ki her pişmanlık yaşatan olay sonrasında daha iyi tecrübelerim oldu. Hep daha güzeli oldu. Belki yaşamasam bir sonraki adımı kaldıramazdım dedirtti her zaman. O yüzden hayatımda keşkelere uzun zamandır yer yok hayatımda. Pişmanlık dediğimiz şey en güzel tecrübelerin parçasıdır.

- Şu hayatta ne olsa gözüm açık gitmem dersin? 

-İnsanların duygularına tercüman olmuş dillere dolanmış hafızalara kazınmış en az 50 şarkım ve çok uluslu insanlara seslendiğim bir dünya turnem olursa gözüm açık etmem diyebilirim :)

- Müzik sektöründe kadın olmayı nasıl tarif edersin? 

-O başarı bir başlangıçtı, onu korumak hatta geçmenin zor bi süreç olduğunu zaman geçtikçe anladım. Ama bunu yapmaya kararlı bir Derya var:) Çünkü kalıcılık, bir şarkının getirebileceği popülerlikten çok daha zor ulaşılan bir başarı. Endişeli anlarım oldu tabi hep olacak da. Önemli olan vazgeçmemek.emin adımlarla ilerlemek 2 aylık bir popülerlikten çok daha kıymetli bir şey. Hep daha iyisini aradığım sürece bir endişe hissetmem bunu aramadığım gün endişelenebilirim:)

- 2016’da çıkardığın ilk şarkın Okyanus’la birlikte büyük başarı elde ettin. Sonrasında bu başarıyı korumakla ilgili nasıl bir yol izledin? Endişelendiğin anlar oldu mu? 

-büyük bir değişim yaşamadım his olarak. Şöhret tehlikeli ve taşıması zor bi kimlik. Sindirmeyi başarmak önemli. Hayatın ondan ibaret olmadığını anlamak lazım. Benim için işimi daha çok kitleye ulaştırmak için sadece bir araç. Zaman zaman zor ama her anını onunla yaşamadığınız sürece tatlı bir şey.

- Bir anda gelen şöhret hayatında neler değiştirdi? 

- Sahneye ilk adım attığın yılları düşününce o zamanki Derya’ya ne söylemek isterdin? 

-O Derya çok korkaktı, ürkekti. Korkma kızım derdim yaşayacağın her şeyin tadını çıkar derdim.

- Asil Gök’le uzun süredir devam eden bir birlikteliğiniz var. İşin içinde aşk olunca beraber çalışıp üretmek ayrı bir keyifli oluyordur diye düşünüyorum. Bu durumun avantaj ve dezavantajları sence neler? 

-Avantajı işimize yansıyan kısmı, dezavantajı ilişkimize yansıyan kısmı:) Limoni olduğumuz anlarda ilk zamanlar sahneye yansıtırdık artık yansıtmıyoru öğrendik ama o süreç oldukça değişik bir deneyimdi ve zorluydu. En güzel kısmı üretirken yanyana olabilmek o anı kaçırmadan kaydetmek ve birbirimizin gözünden her tepkiyi anlayabilmek:) Çıkan şarkıyı beğenmezsek yüz ifadeleri konuşuyor ve şarkının üstü örtülüyor:)

- Ters düştüğünüz noktalar olduğunda nasıl bir yol izliyorsunuz?

-Bir önceki soruda aslında biraz anlatmışım. Eskiden o anlarda sürtüşür inatlaşırdık.Artık sessiz kalıp o yüksekliğin geçmesini bekliyoruz. Sakinleşince konuşuyoruz.

- İşle aşkı karıştırma derler, sen bununla ilgili ne düşünüyorsun?   

-İlk başta çok karıştı birbirine ama zamanla ayrıştırmayı öğrendik. Gerçekten karışmaması gerekiyor yoksa işler arapsaçı oluyor:)

- Son olarak ekleyip bahsetmek istediğin bir şey varsa, paylaşabilir misin?

-Kadın olarak tek başına ayakta kalmanın kolay olmadığı bir çağda kendi gücümüzle ayakta duruyoruz. Kadınlar kendilerine güvensinler. İçlerindeki güç tüm dış dünyanın katabileceklerinden daha büyük.