21 yüzyılı değişim çağı olarak isimlendiriyoruz. Her şey, bir önceki iş yapma şeklimizden daha farklı yapılıyor. 20. yüzyılın ilk yarısında ambar dediğimiz, son çeyreğinde depo adını verdiğimiz tesislerimiz; 21. yüzyıl başında lojistik merkez veya dağıtım merkezi diye isimlendirilmeye başlandı. Hızlı, çevik, yalın tedarik zincirleri, bizden daha farklı hizmetler bekliyor ve artık stoklarımızı elimizde bekletmeden aktarma merkezi adını vereceğimiz iş yerlerimizde elleçleyeceğiz.

Çuvalla, hatta dökme olarak taşıdığımız, depoladığımız ürünler artık uzak mesafelere paletlerle, kısa mesafelere kolilerle, son teslimatta da internet satışlarında gördüğümüz gibi paketlerle sevk edilmeye başlandı. İhtiyaçlar sadece bugün için temin ediliyor. JIT Just In Time uygulamasını sadece üretimde değil, günlük yaşamımızda da kullanmaya başladık.

Ürünlerin hepsi de artık kolay kullanımlı, küçük ölçekli paketlerde tüketime sunulmaya başlandı. Bakkallardan kilo ile aldığımız un, şeker, pirinç, peynir gibi ürünler kiloluk, hatta yarım kiloluk veya daha küçük paketlerde satılmaya hazır. Marketlerde sebze, meyveler bile dökme değil, hazır paketlerde satışa sunuluyor. Süreçler hızlanıyor ürünler kolay sayılıyor ve sağlıklı muhafaza ediliyor. Et reyonlarında bile aradığınız her şey, farklı ağırlıklarda paketlerde sunuluyor.

Ne değişti de hissetmeden daha hızlı alışveriş yapmaya başladık? Lojistik iş yapma şeklimizi değiştirdi. Depolarımız veya dağıtım merkezlerimiz artık ürünlerin uzun süre bekletildiği merkezler değil. Tedarik zincirini hızlandıracak ürünlerin kalite kontrolünün yapıldığı, paketlendiği, tartıldığı, etiketlendiği, tekstil ürünlerinin ütülenip giymeye hazır vaziyette satışa sunulduğu, her türlü tüketim ürünlerinin buzdolaplarına, kilerlere, dolaplara hatta masalara doğrudan taşınacağı bir hizmet alıyoruz. Bu hizmetlerin tamamına katma değerli hizmetler diyoruz.

Depolarımızda bu hizmetlerin verilmesi için ayrı ekipler kuruyoruz. Masalar, bantlar, ambalaj makinaları, ütü makinaları, etiket basma makinaları kullanıyoruz. Lojistik gibi son kullanıcının memnuniyetini kendine hedef biçen bir iş kolunda yapılması gerekenleri yapıyoruz. Lojistiğin sadece depolama veya taşıma olmadığını daha net olarak görüyoruz. Hammaddeden son tüketime kadar ürünleri hareket ettirebiliyorsanız, mal sahibinin vazgeçilmezi haline geliyorsunuz. Stratejik işbirliği yapan ortak haline geliyorsunuz. Tedarik zinciri sürecinin tamamının yönetiminde lojistik şirketlerin de yer alması, söz hakkı olması, süreç iyileştirmelerinin birlikte yapılması verilen hizmetlerin geliştirilmesine ve daha fazla katma değerli hizmet sağlanmasına olanak vermekte. Sonunda müşteriyi mutlu ettiğimizde ürünün sahibi de, hizmeti veren lojistik şirket de mutlu oluyor.

Katma değerli hizmetler artık lojistik hizmet ihalelerinde sadece fiyata dayalı pazarlıkları devre dışı bırakmakta; hangi şirket daha başarılı hizmet yaratabiliyorsa onun avantajı olmaktadır. Bunun sağlanması da bir bilgi, bilinç, tecrübe ve Ar-Ge konusudur. Bunlara sahip olan firmalar fark yaratmakta büyümekte ve kar etmektedir. Yapamayanlar ve işlerinin sadece kopyalamak olduğunu sanan şirketler de yavaş yavaş sektörden çekilmek zorunda kalacaklardır. Bilgiye ulaşmak geleceğin başarı faktörüdür.