Deniz taşımacılığını tarih kitapları “ilk uzak mesafe taşıma şekli” olarak tanımlar. Kara yollarının olmadığı dönemlerde, dünya ticaretinin deniz yolları ile yapıldığını görüyoruz. Limanlar daha sonra kara yolları ile birbirine bağlanmıştır. Deniz taşımacılığının gelişmesine de limanlara bağlanan demir yolları önayak olmuştur. Sonunda dünya üzerinde, içinden tren geçmeyen büyük liman kalmamıştır. Türkiye bu gelişmenin son yıllarda dışında kalmıştır. Geçmişte devlet tarafından inşa edilen tüm limanlarımızda demir yolu bağlantısı kurulmuştur ardından küçük ölçekli limanlar inşa edilirken demiryolları ihmal edilmiştir.  

Avrupa’da yük taşımacılığının yüzde 12’lik kısmı demiryolları ile karşılanmaktadır. Türkiye’de bu oranın yüzde 8 oranına çıktığını duymaktayız. Yüzde 12 oranı Avrupa Birliği ülkelerine yetmemiş ve yeni hazırlanan ulaştırma raporlarında karayolu üzerinde yapılan yüzde 80 oranındaki taşımacılığın miktarının, en azından oransal olarak azaltılmasını hedeflemişlerdir. Demir, deniz, su yolları taşımacılığı ve bunlara ait projeler milyonlarca dolarlık karşılıksız bağışlarla desteklenmektedir. Hedef tüm Avrupa’da kara yolu taşımacılığını azaltmak, maliyetleri düşürmek, doğal çevreyi korumak, deniz ve nehir taşımacılığını geliştirmek ardından kara içinde saatte 300 km’nin üzerinde hız yapabilen trenlerle yük taşımacılığı yapabilmektir. Bunu da ancak limanlarda biriken yükleri demir yolları ile kara içine en hızlı şekilde taşıyarak yapabileceğiz.

Limanlar uluslararası yük taşımacılığının başlangıç ve bitiş noktasıdır. Sadece dökme yük veya likit ürünlerin taşınmasında değil miktarı hızla artan konteyner taşımacılığının ve Ro-Ro taşımacılığının da hedef noktalarıdır. Uluslararası ithalat ve ihracat maliyetlerimizin azaltılması için, özelleşen limanlar dışında kalan konteyner ve genel kargo limanlarımızın mutlaka demiryolu şebekesine bağlanması gerekmektedir. Gemiden indirilen veya gemiye yüklenen ürünlerin liman ile yakın istasyon arasında bir kara taşıma maliyetine girmeden aktarılması temel uygulama olmalıdır. Taşıma hızını artıracak, hasarları azaltacak, maliyetleri düşürecek bu uygulama başarılı bir liman operasyonunun olmazsa olmazıdır.

Ülkemizde birkaç limanımızda olan vagon ferry uygulaması da limanlar için zorunlu bir yatırımdır. Kısa deniz mesafesinde kullanılan bu sistemlerle yük aktarması olmadan, vagonlar deniz aşırı yol alabilmekte ve bulundukları limanda zaman kaybetmeden taşıma operasyonuna devam edebilmektedir.

Demiryolunun limanlara rıhtıma kadar ulaşması yeterli değildir. Yola çıkan vagonların yükleme bölgesindeki istasyonlardan değil, doğrudan depo ve fabrikalardan yüklenmesi veya yüklerini boşaltması, arada oluşan kara nakliyesi maliyetinden kurtulmaları da gerekmektedir.

Limanlarımız daha verimli çalışması, lojistik maliyetlerimizin azalması, demir yolları taşımacılığının genel taşımacılık içindeki yüzdesinin artırılması için liman bağlantılı, demiryolu ağırlıklı taşımacılığa destek verilmesi gerekiyor.