İstanbul'un Tarihi Müzeleri

Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı Müzesi, görkemli İstanbul tarihinin izlerini sürebileceğimiz en önemli kültür varlıklarının başında gelmektedir. Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yer altı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir. Latincede “Cisterna Basilica” olarak adlandırılan yapının bulunduğu yerde daha önceleri Stoa Bazilikası bulunduğundan, kimilerince “Bazilika Sarnıcı” olarak da anılmaktadır.

İstanbul gezi programlarının ayrılmaz bir parçası olan bu gizemli mekânı, bugüne kadar ABD Eski Başkanı Bill Clinton’dan Hollanda Başbakanı Wim Kok’a, İtalyan Eski Dışişleri Bakanı Lamberto Dini’den İsveç eski Başbakanı Göran Persson’a ve Avusturya eski Başbakanı Thomas Klestil’e kadar birçok kişi ziyaret etmiştir. İBB Miras tarafından hayata geçirilen tarihinin en büyük restorasyonuyla güçlendirilerek daha nice yüzyıllara tanıklık etmek üzere 22 Temmuz 2022 tarihinde yeniden kapılarını açan Yerebatan Sarnıcı Müzesi, yeni nesil müzecilik anlayışıyla ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Kültür AŞ’nin ev sahipliğinde geçici sergiler, çağdaş sanat gösterileri, kültür sanat etkinlikleri ve dinletilere de ev sahipliği yapan eşsiz müze, derin hafızasıyla geleceğin sanatına dair bir evren oluşturmayı amaçlamaktadır.

Topkapı Sarayı Müzesi

Topkapı Sarayı, Osmanlı Sultanlarının ikametgâhı, devletin yönetim ve eğitim merkezidir. İstanbul fatihi Sultan II. Mehmed tarafından 1460-1478 tarihleri arasında yaptırılmış olan ve zaman içerisinde bazı ilavelerin yapıldığı sarayda, Osmanlı padişahları ve Saray halkı 19'uncu yüzyıl ortalarına kadar ikamet etmiştir. Topkapı Sarayı, Osmanlı monarşisi 1922’de kaldırıldıktan sonra, 3 Nisan 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle müzeye dönüştürülmüştür.

İstanbul Arkeoloji Müzesi

1887 ve 1888 yılları arasında Osman Hamdi Bey tarafından yapılan Sidon Kral Nekropolü Kazısı'ndan İstanbul'a getirilen, aralarında İskender Lahdı, Ağlayan Kadınlar Lahdi, Likya Lahdi, Tabnit Lahdi gibi ihtişamlı eserlerin sergilenebilmesi için yeni bir müze binasına ihtiyaç duyulmuş, Çinili Köşk'ün karşısına dönemin ünlü mimarı Alexander Vallaury tarafından inşa edilen İstanbul Arkeoloji Müzeleri klasik bina 13 Haziran 1891'de ziyarete açılmıştır.

Türk ve İslam Eserleri Müzesi

İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, ülkemizde Türk-İslam eserlerini topluca kapsayan ilk müze. Sultan sarayları dışında günümüze ulaşabilen tek özel saray olan şimdiki binasının geçmişi 16. yüzyıla dayanıyor. "Evkaf-ı İslâmiye Müzesi" (İslâm Vakıfları Müzesi) adıyla, Mimar Sinan’ın en önemli yapılarından Süleymaniye Camii Külliyesi’ndeki imaret binasında 1914 yılında ziyarete açıldı. 1983 yılındaysa Sultanahmet Meydanı’nın batısındaki İbrahim Paşa Sarayı'na taşındı.

Osmanlı sivil mimarisinin önemli yapılarından İbrahim Paşa Sarayı “At Meydanı"nda, eski hipodrom kademeleri üstünde yükseliyor. 1520 yılında, Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamir ettirilerek, damadı ve veziri İbrahim Paşa’ya armağan edildi. Kemerler üstünde yükseltilmiş yapı, üç taraftan ortadaki terası çevreliyor. Müzenin ilk bölümüne de merdivenlerle bu terastan ulaşılıyor.

2012 yılında restorasyon geçiren müze, 1984’te Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Yarışması Jüri Özel Ödülü’nü ve 1985'te de Avrupa Konseyi-UNESCO’nun çocuklara kültür mirasını sevdirme konusundaki ödülünü aldı.

Panorama 1453

İstanbul’un fethi, tarihin seyrini değiştiren önemli olaylardan biridir. Dünyaya yeni bir düzen getiren bu hadise; İstanbul’u da mimarisi, sanatı ve kültürüyle zenginleştirmiştir. Farklı medeniyetlerin katkılarıyla oluşan bu kültürel mirası iyi tanıyabilmek için ise şehrin geçmişini, bugününü ve fethin ruhunu anlamak önemlidir. Panorama 1453 Tarih Müzesi bu amaçla kurulmuştur. Yakın geçmişte Trakya Otogarı’nın bulunduğu alan, otogarın taşınmasıyla birlikte büyük yemyeşil bir parka dönüştürülmüştür. Panorama 1453 Tarih Müzesi, Topkapı Kültür Parkı ismini alan, ağaçlar ve çiçeklerle süslü bu mekânda 2009 yılında ziyarete açılmıştır.

Fethin en önemli anlarının yaşandığı Edirnekapı, Topkapı ve Silivrikapı surlarının yakınında, Fatih’in şehre girdiği kapının yanı başında kurulan müze; dünyanın ilk tam panoramik müzesi olma özelliğini taşımakta ve açıldığı günden beri bu unvanın haklı gururuyla misafirlerini ağırlamaktadır.


İstanbul'un Sanat Müzeleri

Pera Müzesi

Kapılarını 2005 Haziran ayı başlarında açan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın, kentin bu seçkin noktasında kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla hayata geçirdiği geniş kapsamlı bir kültür girişiminin ilk adımıdır. Bu projede bir ‘müze-kültür merkezi’ işlevini üstlenen Pera Müzesi için, 1893 yılında mimar Achille Manoussos’un İstanbul’un gözde semti Tepebaşı’nda inşa ettiği yapı, Mimar M. Sinan Genim tarafından tümüyle elden geçirilerek çağdaş donanımlı bir müzeye dönüştürülmüş ve hizmete sunulmuştur.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait “Oryantalist Resim”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” ve “Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyonlarını ve bu koleksiyonların temsil ettiği değerleri; sergiler, yayıncılık ürünleri, sözlü etkinlikler, film gösterimleri, öğrenme programları ve bilimsel çalışmalar aracılığıyla kamuyla paylaşan, gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlayan Pera Müzesi, süreli sergileriyle de dünya sanatının önemli isimlerini ağırlamaktadır.

Kuruluşundan günümüze gerçekleştirdiği etkinliklerle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve sevilen müzelerinden biri haline gelen Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde kapsamlı ve çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.

İstanbul Modern

Türkiye’nin sanatsal yaratıcılığını ve kültürel kimliğini ulusal ve uluslararası sanat ortamıyla paylaşmak amacıyla 2004 yılında ülkemizin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak kurulan İstanbul Modern, disiplinlerarası etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

İstanbul Modern, uluslararası bir yönelimle, modern ve çağdaş sanat yapıtlarına, fotoğraf, tasarım, mimari ve yeni medya alanlarındaki üretimlere koleksiyonunda yer veriyor. Türkiye’nin kültürel kimliğinin uluslararası sanat ortamıyla paylaşılmasına aracılık eden müze, sanatçıların üretimlerine ve yurt dışında işbirlikleri kurabilmelerine destek oluyor.

Sanatı kitleler için erişilebilir kılmayı misyon edinen İstanbul Modern, bu amaçla her yaştan sanat izleyicisine eğitim programları sunuyor. Müzenin koleksiyonları, sergileri ve eğitim programları, tüm ziyaretçilere sanatı sevdirmeyi ve etkin biçimde katılımlarını sağlamayı hedefliyor.

İstanbul Modern’in Karaköy’de kapılarını açtığı 4 numaralı Antrepo ile aynı konumda olan yeni binası, dünyadaki simgeleşmiş müze ve kültür-sanat kurumlarını tasarlayan Renzo Piano imzasını taşıyor. Yeni müze binasının yakın zamanda ziyaretçilerle buluşması planlanıyor.

Sakıp Sabancı Müzesi

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, İstanbul'da Boğaziçi'nin en eski yerleşimlerinden Emirgan'da yer almaktadır.

1966 yılında Hacı Ömer Sabancı'nın vefatından sonra aile büyüğü olan Sakıp Sabancı tarafından sürekli konut olarak kullanılmaya başlanan Atlı Köşk, uzun yıllar Sakıp Sabancı'nın zengin hat ve resim koleksiyonunu barındırmış, 1998 yılında da Sabancı ailesi tarafından içindeki koleksiyon ve eşyalar ile müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi'ne bağışlanmıştır.

Modern bir galerinin eklenmesiyle 2002 yılında ziyarete açılan Müze'nin sergileme alanları 2005 yılındaki düzenleme ile genişletilerek, teknik düzeyde uluslararası standartlara kavuşmuştur. Bugün Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi zengin koleksiyonu, kabul ettiği kapsamlı uluslararası geçici sergileri, konservasyon birimleri, örnek eğitim programları, yapılan çeşitli konser, konferans ve seminerleriyle çok yönlü bir Müzecilik ortamı sunmaktadır.

İstanbul'un İlginç Müzeleri

İstanbul Oyuncak Müzesi

İstanbul Oyuncak Müzesi 23 Nisan 2005 yılında Belgin Akın ve şair/yazar Sunay Akın tarafından kurulmuştur. 1700’lü yıllardan günümüze oyuncak tarihinin en gözde örneklerinin sergilendiği müze tarihi bir köşkte konumlanmıştır.

İstanbul Oyuncak Müzesi’nin en önemli özelliklerinden birisi de aileyi bütün üyeleri ile kucaklamasıdır. Müze bu özelliği ile 3 kuşağın bir arada vakit geçirebileceği ve ortak mutluluğu paylaşabileceği bir mekandır. Dede/nine, baba/anne ve torun bir zaman makinasında çocukluklarına doğru yola çıkarken, birbirlerine kendi dönemlerini anlatmanın keyfini çıkartırlar. Oyuncak müzesinin koridorları ‘’Bundan bende vardı!’’ cümlesi ile başlayan ve çocukluk hatıralarının anlatıldığı sesler ile çınlamaktadır.

Masumiyet Müzesi

Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk’un hem yazdığı bir roman hem de yaptığı bir müzedir. Pamuk 1990’lardan itibaren romanı ve müzeyi baştan beri birlikte düşündü. 1974 ile 2000’lerin başı arasında geçen aşk romanı, biri zengin diğeri orta halli iki aile üzerinden geçmişe dönüşler ve hatıralarla birlikte 1950-2000 arası İstanbul hayatını anlatıyor.

Müzede ise romanda anlatılan kahramanların kullandığı, giydiği, işittiği, gördüğü, biriktirdiği, hayal ettiği şeyler dikkatle düzenlenmiş kutu ve vitrinlerde sergileniyor.

Müzeden zevk almak için romanı okumaya gerek yok. Tıpkı romandan zevk almak için müzeyi gezmeye gerek olmadığı gibi. Ama romanı okuyanlar, müzenin çeşit çeşit anlamını daha iyi kavrayacakları gibi, müzeyi gezenler de, romanı okurken fark etmedikleri pek çok şeyi görecekler. Roman 2008 yılında yayımlandı, müze ise 2012 baharında açıldı.

Rahmi M. Koç Müzesi

Haliç'in kuzey kısmındaki Hasköy'de yer alan Rahmi Koç Müzesi, 1994 yılında kurulmuş bir müzedir. 27 bin metrekarelik bir alana yayılan müze temelde üç ana bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler Açık Hava Sergileme Alanı, Tarihî Hasköy Tersanesi ve Mustafa V. Koç Binası'dır. Mustafa V. Koç Binası Osmanlı'da gemiyi sabitlemek için denize atılan çapanın yapıldığı yer olarak bilinen Lengerhane'de yer almaktadır. 1991 yılında satın alınan Lengerhane, titizlikle restore edilerek 1994 yılında hizmete açılmıştır. Aynı zamanda en az Lengerhane kadar öneme sahip olan Tarihî Hasköy Tersanesi de hemen karşısında yer almaktadır. Müzede bulunan koleksiyonların bir kısmı da Hasköy Caddesi'nde yer alan ve ana girişten Haliç'e kadar uzanan Açık Hava Sergileme Alanı'dır.

Rahmi Koç Müzesi'nde onlarca önemli parça sergilenmektedir. Koleksiyondaki parçaların kategorileri ise şu şekildedir: Atatürk Bölümü, Karayolu Ulaşımı, Demiryolu Ulaşımı, Denizcilik, Havacılık, Tipo Baskı Atölyesi, Yaşayan Geçmiş, Makineler, İletişim, Bilimsel Aletler, Modeller ve Oyuncaklar. Bu kategorilerin altında bilimsel aletler, eski bilgisayarlar, eski trenler, klasik arabalar, Fenerbahçe Vapuru, sergiler, keşif küresi ve daha onlarca şey bulunmaktadır.

Ayrıca Rahmi Koç Müzesi’nin muhteşem bir de konsepti bulunmaktadır: 2002 yılında başlayan“Müzede Eğitim” kapsamındaki proje ile çağdaş eğitime katkıda bulunulmaktadır. Bu proje ile çocukların müzeyi hiçbir şey anlamadan gezmeleri yerine, müze koleksiyonunun hangi müfredat konularına hitap ettiği öğretilmekte ve anlatılmaktadır. Bu proje içinde Astronomi Atölyesi, Matbaa Atölyesi, Renkli Matematik Dünyası, Keşif Küresi, Fen ve Teknoloji Laboratuvarı gibi konseptler yer almaktadır.

Miniatürk

Miniatürk’te, binlerce tarihi eser arasından, bilinirliğine, dönemini temsil yeteneğine göre Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilen 60 eser İstanbul’dan, 64 eser Anadolu’dan ve 13 eser bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere 137 mimari eserin, 1/25 oranına küçültülmüş minyatür modellerine yer verildi.

Miniatürk, Türkiye ve Türk kültürü ile sınırlanmayan, Anadolu’yu Anadolu yapan tüm değerlerle birlikte, yakın coğrafyadaki bütün bir yaşanmışlığın izlerini taşıyor. Altın Boynuz’a 3 bin yıl öncesine dek uzanarak, barış ve hoşgörünün, adaletin hüküm sürdüğü uygarlıkların bıraktığı izler bu parkta bir araya getiriliyor.

Bir yanda kervansaraylar, külliyeler, medreseler, köprüler, garlar, iskeleler, kaleler, surlar, türbeler, camiler, kiliseler, sinagoglar, saraylar, yalılar, dikilitaşlar, anıtlar, heykeller diğer yanda Pamukkale’den Peri Bacaları’na dünyada eşi olmayan doğal oluşumlar, uzman bir ekip tarafından, titiz bir çalışmayla seçildi.

Alanda ayrıca, Anadolu’da inşa edilen ve bugün yerinde olmayan, dünyanın antik çağdaki yedi harikası arasında sayılan Artemis Tapınağı ve Halikarnas Mozolesi de sergilenmekte.

Antik Çağdan Roma’ya ve Bizans’a, Selçuklu’ya Osmanlı’ya değin, bu topraklarda hüküm sürmüş ve iz bırakmış her medeniyetin kültürlerinden günümüze kalan zengin mimari mirası bir araya getiren Miniatürk, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından 2 Mayıs 2003 tarihinde tamamlanarak ziyarete açıldı.

Madame Tussauds İstanbul

Dünya’da birçok merkezde şubesi bulunan “ Madame Tussauds” balmumu heykel müzesi 21. Merkezini İstanbul’da açtı. 28 Aralık’ta kapılarını açan Madame Tussauds ‘ a ilgi büyüktü.

İstiklal Caddesi üzerinde bulunan Grand Pera’daki müzenin açılış törenine birçok ünlü isim ve basın da yer aldı. Grand Pera binasının ilk iki katında hizmet verecek olan müzede 55 eser bulunuyor. Her sene aralarına yenilerinin ekleneceğini belirten Grup Genel Müdürü Sarper Hilmi Suner müzenin kapasitesinin her geçen gün artacağını söyledi.

Müzede Dünyaca ünlü isimlerin yanı sıra Türkiye’den de ünlü isimlerin heykelleri bulunuyor. Türk isimler arasında Mustafa Kemal Atatürk, Mevlana, Fatih Sultan Mehmet, Hidayet Türkoğlu, Yaşar Kemal, Beren Saat ve Kerem Bursin gibi ünlüler yer alıyor. Dünya’dan ise Brad Pitt, Angelina Jolie, Messi ve Muhammed Ali gibi isimler yer alıyor.