Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde eskiden kullanılan malzemelerle donatılan çay ocağı adeta müzeye dönüştü. Çay içmeye gelen vatandaşlar, geçmişe derin bir yolculuk yapıyor.

Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde şehrin göbeğinde bulunan Tarihi Bedesten Çarşısı’ndaki çay ocağında bulunan eski ütüler, vazolar, silahlar, madeni ve kağıt paralar, lüküsler ve plak çalar gibi malzemeler vatandaşları geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Bu çay ocağına gelen vatandaşlar, bir daha dönüp bakmadan buradan geçemiyor. Buraya çay içmeye gelen vatandaşlar, geçmişe derin bir yolculuk yapıyor. İşlettiği çay ocağını asırlar önce kullanılan yüzlerce malzeme ile dolduran Halim Balta, uzun yıllar boyunca topladığı tarihi eserleri dükkanında sergiliyor. Yüzlerce tarihi esere sahip olan çay ocağı işletmecisi Balta, eski eşyaları ilk olarak dedelerinden hatıra olarak sakladığı daha sonra bunun kendisinde bir alışkanlık yaptığını ve koleksiyon yapmaya başladığını söyledi.

“Müze açamadığım için çok üzgünüm”

73 yaşındaki Halim Balta yaptığı açıklamada, “Bunlar benim koleksiyonlarım. Bu tutku bana annemizin, dedemizin ve babamızın eşyaları vardı. Onlara sahip çıktım. Topladım onları. Buraya bir araya getirdim. Yakınlarımdan getirenler oldu. Görüp getirenler oldu. Böyle burayı bir müze haline getirdim. Ama müze açamadım. Ama inşallah müze açmayı düşünüyorum. Aşağı yukarı 100 yıldan bu yana olan eşyalar var. Dedelerimizin, annelerimizin, babalarımızın günlük işlerinde kullandıkları eşyalarımız. Mutluyum, seviyorum eş dost geliyorlar buraya geziyorlar. Çocuklarını getiriyorlar. Görüyorlar, çocuklarına söylüyorlar. Ama müze açamadığım için çok üzgünüm. Müze açmak için kimsede destek çıkmadı. İnşallah müze açacağım” dedi.

50 yıldır ataların kullandığı malzemeleri topluyor

Bunları toplamanın uzun bir süreç aldığını da aktaran Halim Balta, “Aşağı yukarı 40-50 seneyi buldu. Daha eşyalarım var ama yerim olmadığı için yerim ufak olduğu için sergileyemedim. Bunlarda böyle üst üste buradayım işte. İlgi gösterenler daha fazla. Benim buraya İstanbul’dan geliyorlar. Teşekkür ediyorlar. Bu eşyaları çocuklarına da gösteriyorlar. Çocuklarında söylüyorlar anlatıyorlar annelerinin kullandıkları, kendilerinin de bazen kullandığı eşyalar var burada. Yani bende mutluyum. Mutlu oluyorum. Böyle burada bu şekilde günlerimizi geçiriyoruz” diye konuştu.