Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği söyleşiye konuk olan sinema eleştirmeni, gazeteci ve yazar Atilla Dorsay, sinema yazarlığı serüvenini paylaştı.

Nilüfer Belediyesi, Konak Kültürevi’nde Atilla Dorsay ve eşi Leman Dorsay’ı sanatseverlerle buluşturdu. Leman Dorsay’ın Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli şehirlerinden çektiği fotoğraf karelerinden oluşan Yansımalar adlı fotoğraf sergisi açıldı.

Serginin ardından Atilla Dorsay’ın konuk olduğu bir söyleşi gerçekleştirildi. Doç. Ali Sait Liman’ın yönettiği söyleşide Atilla Dorsay, sinema yazarlığı serüvenini anlattı.

Çocukluk yıllarında beyaz perdenin büyüsüne kapıldığını dile getiren Atilla Dorsay, “Savaşın sorumluluk getiren yıllarında aşk teması beni çok etkiledi. Siyah beyaz filmlerin yanı sıra 1940’lı yıllarda yeni başlayan renkli sinema da beni büyüledi. İzlediğim en güzel aşk filmi Kazablanka’ydı. Sinema kadar müziği, seyahati, arkeolojiyi de seviyorum” diye konuştu.

Yazmanın, kendisi için bir tutku olduğunu ifade eden Dorsay, “Yazma tutkum, okuma tutkumun bir sonucudur. Okumak, yazmayı da teşvik ediyor. 12 yaşımdan itibaren sinema defterleri tutup, o defterlere filmle ilgili her şey ve küçük eleştiriler yazardım. İzlediğim bütün filmleri yazardım. 1966 yılında eleştiri yazılarımın Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanmasıyla birlikte sinema yazarı oldum. Sonra yazarlık, benim hayatımın ana etkeni oldu. Yabancı filmler üzerine eleştirilerimi ayrıca topluyorum. Türkan Şoray, Yılmaz Güney üzerine biyografiler ve müzik, anılarım, gezi notlarımı yazdım. Hikâye ve şiir kitaplarım oldu. Pandemi gibi zor bir dönemde bile üç kitap yazdım. Toplam 57 kitap yazdım. Bu tutku devam ediyor. Bu tutku, ulaştığım yaşta beni ayakta tutan şeylerin başında geliyor” dedi.

Yılmaz Güney ile iyi bir dost olduğunu söyleyen Atilla Dorsay, Güney ile yaşadıklarını da anlattı.

Atilla Dorsay, söyleşinin ardından kitaplarını Nilüferli sanatseverler için imzaladı.