Günlük hayatımızda kullandığımız paranın üç temel işlevi bulunmaktadır. Bunlar; değer ölçütü olması, mübadele aracı olması ve tasarruf yani değer biriktirme aracı olmasıdır. Kripto paraların bunca hikâyesine rağmen halen ne işe yarayacağı konusunda bir netlik yoktur. Vurgun yapmaya hem spekülasyon hem de manipülasyon olarak da çok müsait yapıları vardır.

Dünyada 210 civarı ülke bulunmaktayken bu ülkelere ait 200 civarı para birimi bulunmaktadır. Son dönemde artan arzlar ile beraber ise 5.500 civarında kripto para birimi olduğu tahmin edilmektedir.

Paranın üç işlevi nedir? Kriptolar şu an hangi işlevi görüyor?

Değer ölçütü olması; mal ve hizmet fiyatlarının belirlenmesinde, muhtelif değerlerin kayıt altına alınması,

Mübadele/değişim aracı olması; mal ve hizmetlerin alımında ve satımında aracılık işlevi görmesi,

Değer saklama aracı; ekonomik faaliyetler sonucu üretilen değerin kullanılmak üzere tasarruf olarak biriktirilmesi işlevlerini görmektedir.

Kripto paraların bu haliyle kaydî paraların gördüğü işlevin bir bölümünde; varlık transferi ve değer saklama aracı olarak dünya piyasalarında işlev görmeye çalıştığını söyleyebiliriz. Ancak bu işlevleri çok yeni ve çok hızlı gelişimleri nedeniyle henüz ulus devletler tarafından bir regülasyona tabi olmamalarının da etkisiyle kör-topal ilerlediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Zira son dönemde değer biriktirme aracı olarak kullanılma yolunda ilerleyen kripto paraların yeni regülasyonların da ortaya çıkmasıyla beraber küçük yatırımcının canını çok fazla yakma ihtimali de büyük bir olasılıktır.

İşin daha da önemlisi bu kadar fazla sayıda arz edilen (2021 Şubat ayı itibariyle 4.500 iken bugünlerde resmi olmayan kaynaklara göre 5.500) kripto paranın çoğunun kapısına kilit vurması çok olağan olacaktır. Dolayısıyla yatırılmış paraların buhar olması da muhtemeldir.

Elbette kripto paraların tamamıyla ortadan kaybolacağını söylemek de imkânsızdır. Ancak devletler eliyle işleyen yeni türleri geldikçe amip gibi hızla çoğalan adı-sanı belli olmayan türlerin de kapılarına kilit vurması olasıdır.

Şu an itibariyle en önemlisi; kripto para çılgınlığının hane halkımıza verebilmesi muhtemel zararı ekonomistler olarak duyurmak ve alınan riski bildirmek iken devlet otoritesinin ise acilen para piyasası otoritesince regülasyona tabi tutma gereğidir.

Türkiye’de kripto para vurgunları başladı bile…

Acilen diyorum zira, dün itibariyle Thodex isimli kripto para platformunun topladığı paralar ile sitesini kapatıp yurtdışına kaçtığına dair haber tüm mecralarda dönmektedir. Mağdurların avukatı Oğuz Evren Kılıç “Thodex kapanmadan önce 400 bin kullanıcıya sahipti. Bunların 391 bini aktif olarak işlem yapıyordu. Aylık olarak 8-13 milyar dolar arasında işlem hacmine sahipti. Türkiye’nin en büyük 3’üncü kripto para borsasıydı” diyerek durumun vahametini ortaya koymaktadır.

Diğer bir vurgun bilgi ise ABD’den…

Başsavcı James, sanal para alım satım platformu Bitfinex’in New York’taki yasa dışı faaliyetlerini sonlandırdı. Buna göre stable coin yani değeri birebir usd’ye bağlanmış haliyle piyasaya sürülen para birimi Tether’in topladığı paraları kullandığı ve sürüdüğü her bir para adedince tutması gereken parayı tutmadığı iki şirket aracılığı ile parayı sistem dışına çıkardığı tespit edilmiş. Başsavcılık Ofisi (OAG) tarafından yapılan bir araştırma, Bitfinex operatörü iFinex ve Tether’in “tether” stablecoin’in desteklenmesi ve bunlar arasındaki yüz milyonlarca dolarlık hareket hakkında yanlış beyanlarda bulunduğunu ortaya çıkardı. Bu nedenle işlem yasağı getirilirken parasını yatıran yine on binlerce mağdur oluşmasına ise engel olunamamıştır.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nin acilen bu konuyu gündeme alıp ivedilikle regülasyon getirilmesi gereğince bakanlık ve SPK ile çalışması gereklidir. Zira bürokrasi hantallığı ile yıllara uzayan bir süreçten on milyarlarca liralık kaynağımızın vurgun yapılarak yurtdışına çıkarılması an meselesidir. Bizim bu işte bir kabahatimiz yok demekle siyasi faturanın tekrar Cumhurbaşkanlığı'na çıkarılmasının önüne geçilmesi pek zordur. Bir adım önde olmak devletin görevidir. Yasaksa yasak, kuralsa kural ama mutlaka bir çerçeve ile işlemler ve platformlar kontrol altına alınmalıdır. Vaktinde alınmayan kararların seçime olası etkileri yine teşkilatlara fatura edilmemelidir. Yarın kripto mağdurları olaylarının siyasi faturası ağır olabilir. Bizden söylemesi…