“Elde birçok kaynak varken kurumlarını verimli bir şekilde yönetemeyen, her işe kusur bulan, hiçbir işi beğenmeyen ama yeni fikir de üretemeyen yöneticilerin bu zor zamanlarda kendilerini biraz daha geliştiriyor olmalarını umuyorum”

Kolay zamanlarda, elde her türlü imkan varken, her şey rahatken yöneticilik, iş geliştirme kolay. Yani şimdi böyle olduğunu anlıyoruz. Asıl yöneticilik becerisi zor zamanlarda belli oluyor. Eskiden bir çok konudan şikayet eden yöneticiler aslında o şikayetlerin ne kadar basit olduğunu, sudan sebepler sayılabileceğini şimdi fark ediyorlardır umarım. Elde birçok kaynak varken kurumlarını verimli bir şekilde yönetemeyen, her işe kusur bulan, hiçbir işi beğenmeyen ama yeni fikir de üretemeyen yöneticilerin bu zor zamanlarda kendilerini biraz daha geliştiriyor olmalarını umuyorum. Yöneticilerin Kabiliyeti Şimdi Belli Oluyor Şimdi zor zamandayız. Hem zor hem beklenmedik bir zaman. Hem zor, hem beklenmedik, hem de ne kadar süreceği belli olmayan bir zaman. Hem zor, hem beklenmedik, hem de ne kadar süreceği belli olmayan, bütün dünyanın da etkilendiği bir zaman. İşte şimdi yöneticilik becerisi gerekiyor. İşletmelerin finansı, insan kaynakları, üretimi, zararı, karı, yeni alanlara açılımı, esnekliği, kabiliyeti, öngörüleri, geleceği birçok kavram havada uçuşup yerini arıyor. Tecrübelerini değerlendirebilen, kabiliyetli yöneticiler, şirketlerinin/ kurumlarının yeni döneme uyum sağlaması için, hızlıca düşünüp, karar verip, belli ki risk de alıp kararlarını uygulamaya koyuyorlar işletmenin her aşaması için. Çünkü işletmelerin hizmet ve mamul üretimi devam etmek zorunda. 

KİĞILI’NIN DEĞİŞİMİ

İş dünyası, erkek giyimi satan Kiğılı’nın tuzdan bornoza, makarnadan nevresim takımına kadar market ürünlerini satıyor olmasına önce şaşırdı. Kutlanacak bir değişim. İnsanlar evlerine çekilince dışarıda giyilen/ kullanılan ürünlere talep azalınca hayatını sürdürmek, istihdamı sürdürmek, eldeki lojistik imkanlarını devam ettirmek isteyen firma hızlı bir karar ve uyum süreciyle market ürünlerini satmaya başladı. Kiğılı’nın değişimi pazarlama derslerine örnek olacak nitelikte. Nitekim ben de birkaç dersimde konuyu güncel örnek olarak değerlendirdim. Malum üniversitelerde dersler online olarak devam ediyor. Kabiliyeti olan başka şirketler de değişim ve dönüşüm içinde. Üniversiteler bir hafta içinde zaten var olan online ders verme altyapılarını ve kabiliyetlerini hızla geliştirerek ve sürekli iyileştirerek sorunsuz bir şekilde binlerce dersi devam ettiriyorlar.

Değişen duruma uyum göstererek işi sürdürülebilir kılmak aslında bu. Normal zamanlarda sürdürülebilirlik kolay. Ama olağanüstü durumlarda üstelik daha önce yaşanmayan, hatta dünyanın daha önce bu zamanlarda yaşamadığı bir durumda kurumu/işi sürdürülebilir kılmak gerçekten önemli bir kabiliyet.

KORONA SONRASI YÖNETİCİLER ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK

Bir de bu sürece uyum sağlayamayan sektörler ve yöneticiler var. İş yerlerinin bir kısmı zorunlu olarak kapandı, bir kısmı uyum sağlayamadı. Zorunlu olarak kapansa da öngörü işte burada devreye giriyor. Gelecek öngörüsü önemli bir konu. Daima A,B,C planı yapmak, kriz senaryolarını düşünmek bu yüzden önemli. Kriz iletişimi sektör eğitimlerimde ve derslerimde, öğrencilere bir işletmenin yaşayabileceği en önemli krizi hayal ettirip kriz planı yaptırıyorum. Önemi şimdi anlaşılıyor. Burada işletmeden önce insan beynini krize hazırlamak, önemli panik olunmaması için. Acaba kurum/işletme yöneticileri bunu zaman zaman yapar mıydı? Kurumun büyüklüğü önemli değil, çarşıdaki bir esnaf da olabilir, orta çaplı bir işletme de. Büyük çaplı işletmelerin büyük bir bölümü bu senaryolara hazırlar, bunu biliyoruz. Evet zaman değişti. Gelecekte hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa, yöneticiler de eskisi gibi olmayacak.  Sözün özü; Yöneticilik becerinizi kolay kolay kimse sınayamazdı değil mi? Gözle görülmeyen bir virüs sınavınız oluverdi. Kim geçti, kim kaldı zaman gösterecek.