Kilis 7 Aralık Üniversitesinde, Kabulünün 100. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” Konulu sempozyumu düzenlendi.

İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılı münasebetiyle 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı” olarak ilan edilmesinden sonra, Milli şair Mehmet Akif Ersoy’un fikir dünyası ile Anadolu’da Millî Mücadele’nin ve bağımsızlık ruhunun önemli bir simgesi olan İstiklal Marşı’nın daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ile Dil ve Edebiyat Topluluğu tarafından “Kabulünün 100. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy” konulu bir sempozyum gerçekleştirildi.

Çevrim içi olarak gerçekleştirilen ve Türkiye’nin muhtelif üniversite ve kurumlarında hizmet veren akademisyenlerin, yazarların ve araştırmacıların iştirak ettiği sempozyum, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Ruhat Yaşar’ın açılış konuşması ile başladı. Dinleyicileri selamlayarak konuşmasına başlayan Rektör Yardımcısı Yaşar, Mehmet Akif Ersoy’un sadece İstiklal Marşının yazarı değil, aynı zamanda Türk milleti için “vatan, millet, bayrak, özgürlük ve bağımsızlık” kavramlarının karşılığı olduğunu söyleyerek Türk milletinin dili ve sesi olan bu büyük şahsiyetin, hayatının bilinmesi ve toplumun hemen her kesimi tarafından örnek alınması gerektiğinin altını çizdi.

Beş oturumda gerçekleşen sempozyumun ilk oturumunda; gerek vaazları gerekse yazıları ve şiirleri ile Millî Mücadele’nin içinde olan Mehmet Akif’in halkı bilinçlendirme çalışmaları ile İstiklal Marşı’nın Türk milleti ve Türk tarihindeki önemine, Mehmet Akif’in Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan sıkıntılar karşısındaki tutum ve davranışlarına, Akif’in Safahat adlı eserinde onun düşünce dünyasını yansıtan edebî literatür ve isimlere, coğrafi mekânlara, Mehmet Akif’in uğruna öleceği ve aşk derecesinde tutkun olduğu vatan kavramının nezdinde Kazan Tatar destanlarında vatan özlemi anlamına gelen cirsü kavramı ele alındı.

İkinci oturumda; kişiliği ve şiirleri ile bir varoluşun hikayesini yazan aksiyon adamı Mehmet Akif’in şairliğine, Mehmet Akif’i sadece İslamcı bir ideoloji içinde değerlendirmenin yanlışlığına, Millî Mücadele döneminin yayın organlarından biri olan Hakimiyet-i Milliye gazetesi sütunlarında Mehmet Akif’in vaazlarıyla halka hakikati aktarma çalışmalarına, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başlarında dünyanın kargaşa dolu dönemine tanıklık eden ve kendi toplumları ile özdeşleşen Mehmet Akif ile Tatar toplumlarının millî kimliğini ortaya koyan Abdullah Tukay’ın eserlerinde; vatanseverlik, adalet, barış, özgürlük, yardımseverlik, hoşgörü vb. değerlerin çocukların eğitimindeki önemine değinildi.

Üçüncü oturumda; İstiklal Marşı’nın muhtevasını hazırlayan siyasi ve sosyal çevreye, Mehmet Akif’in başyazarlığını yaptığı Sırat-ı Müstakim ismiyle başlayıp 183. sayıdan itibaren Sebîlürreşâd adıyla yayın hayatına devam eden dergideki “Hasbihal”, “Eski Hatıra” ve “Eski Hâtıralar” başlıklı yazılarından yola çıkarak eğitim ve dil üzerine düşüncelerine, Mehmet Akif’in milleti eğitme noktasında cehalet sorununa karşı şiirlerinde dile getirdiği çözüm yollarına, şuurunu ve ruhunu kaybetmiş bir milletin istiklali ve istikbali için Mehmet Akif’in meşrutiyette milletin düşürüldüğü metafizikten yoksun “ruhi ve ahlaki çürümüşlük” ile metafiziksiz batıya gönüllü kölelik duygusuna karşı geliştirdiği mücadeleye ve Safahat’ın “Hatıralar” bölümünde Akif’in şahıs tenkitlerine yer verildi.

Dördüncü oturumda; Türk milletinin doğru bir bilgi ve bilinçle aydınlanmasında oldukça etkin rol oynayan sahih münevver bir Türk aydını olan Mehmet Akif’in, Türk gençliğinin millî ve dinî değerlerinden uzaklaşarak mankurtlaştırılmaları ve kimliksizleştirilmeleri konusundaki sert uyarılarına, Mehmet Akif’in Safahat’ında dikkat çekici biçimde faydalandığı karanlık-aydınlık metaforuna ve şairin bu sembollere yüklediği anlamlara, Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı şairi olarak bugünkü popülaritesi karşısında İstiklal Marşı’nı yazmış olmasa edebiyat tarihindeki konumunun ne olacağına, Mehmet Akif’in şiirlerindeki tarihî şahsiyetlere ve millî ruhun uyanışında birer sağlayıcı, yaşanmışlıkların kolektif belleğe yeniden aktarılmasında etkili bir uyarıcı olan tarih bilinci üzerinde duruldu.

Beşinci oturumda; Mehmet Akif Ersoy’un gerek şiirlerinde gerekse düz yazılarında halk-bürokrasi arasındaki kopukluğu, aşağıdan yukarıya tüm devlet bürokrasisindeki çürümüşlüğü, çarpıklığı ve yozlaşmayı çarpıcı bir şekilde nasıl dile getirdiğine, Kazan Tatar Türklerinin resmi marşı olan “Memleketim” adlı eser ile İstiklal Marşı’nın yazılış nedeni, millî boyutu ve edebî yönlerinin mukayesesine, Türk dünyası edebiyatlarında öncü ve önemli isimler olan Mehmet Akif Ersoy ve Abdulla Oripov’un şiirleri ve yazdıkları millî marşların, milletin tam bağımsızlığa olan inancını güçlendirmesi, yazıldıkları devir ve içinde bulunduğumuz döneme etkilerine, Mehmet Akif’in din tasavvuru ve din diline, onun 19 yüzyıldan itibaren Müslümanların dini temelde kendilerini arama hikayesine ve dogmatizme saplanan dinî düşünceyi yeniden ihya etme çabalarına ve bazı Müslümanlar tarafından sıkça yanlış anlaşılan kaza, kader ve tevekkül gibi meselelere yaklaşımı ele alınmıştır.

Sempozyum; Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kavaz, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Fatih Kanter ve Üniversitemiz Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Seher Maşkaraoğlu’nun genel değerlendirmesi ve kapanış konuşmaları ile sona erdi.