Rafiq Karayev, Azerbaycanlı başarılı bir Türk işadamı… Gençlik yıllarını Karabağ’da geçirmiş. Orada çocukluğunun en güzel günlerini yaşamış. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Azerbaycan’da diğer SSCB’ye bağlı ülkelerle birlikte bağımsızlığını ilan etmiş. Azerbaycan’ın iki yakın komşusu Gürcistan ve Ermenistan da o dönemde bağımsızlığını ilan ederek Sovyetler Birliği’nden ayrılmış…

Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan’la birlikte Türk devleti olarak Azerbaycan da 18 Ekim 1991’de son kez bağımsızlığını ilân etti. Kafkaslar’daki diğer özerk Türk devletleri Dağıstan, Çeçenistan, Altaylarda Altay Cumhuriyeti, Volga boyunda Başkurdistan ve Tataristan ise bağımsızlığını ilan etmeyerek Özerk Cumhuriyet olarak kalmayı tercih etmiş. Aslında Ermenilerin Karabağ’ı işgal planı daha eski tarihlere dayanıyor. Dağlık Karabağ Sorunu; 20 Şubat 1988’de, Azerbaycan’a bağlı bulunan Dağlık Karabağ Otonom Vilâyeti (DKOV) yerel konseyinin 110 üyesinin Ermenistan’a bağlanma yönünde karar alması ile tetiklenip 1992’de Azerbaycan ile Ermenistan’ı savaşa sürükleyen olaylar zinciri. O yıllarda Ermenistan da, Azerbaycan da bağımsızlığını ilan etmemiş, SSCB üyesi özerk otonom yönetimlerdi. 18 Ekim 1991’de Azerbaycan Bağımsızlığını ilan edince Sovyet orduları Bakü’ye girmiş ve katliam yapmıştı. Azerbaycan halkı savaşarak Rus ordusunu Bakü’den çıkarttı. Ermenistan ise Azerbaycan’dan yaklaşık bir ay sonra 25 Aralık 1991’de bağımsızlığını ilan etti. Sovyetler Birliği orduları Erivan’a girip Bakü deki gibi katliama teşebbüs etmedi. Bağımsızlığını ilan eden devletler, kendi iç işleriyle uğraştığı bir dönemde Ermenistan, Rusya’dan aldığı destekle zengin altın yataklarının bulunduğu Azerbaycan’a ait Karabağ topraklarını aslında bağımsızlık ilanı sürecinde işgale başladı. Çünkü Rusya tam destek veriyor, askeri araç gerek ve silah temin ediyordu.

Bakü’ye hakim olamayan Ruslar, Ermenilere tüm imkanları sudu. Ruslardan tam desteği alan Ermeniler, 1991’de Hankendi’ni, 1992’de Şuşa ve Hocalı’yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere’yi de ele geçiren Ermeniler, 1993’te Ağdam’a girdi. Ağdam’ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi. O dönemde daha düzgün orduya sahip olmayan Azerbaycan, Rusya’nın ağır silahlarıyla Karabağ’a dayanan Ermenistan işgaline karşı koymaya çalıştı. Yüzlerce kişi Karabağ’ın kurtuluşu için o dönemde gönüllü olarak savaşa gitti. İşte onlardan biri de Karabağ Ağdam’da doğan 1973 doğumlu Rafiq Karayev’di. 1991’den Ateşkes anlaşmasının yapıldığı 1994 yılına kadar uzun bir süre Karabağ’da topraklarını korumak için savaşan askerler arasında bulundu. Yaralandı, gazi oldu. Karabağ’da eşit olmayan şartlarda savaş sürerken Ermeniler, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etti. Hocalı’da şehir halkına hiç acımadan toplu soykırım uyguladı. Bu vahşet devam ederken Azerbaycan ordusu toparlanmış, işgal edilen yerleri geri almaya başladığı bir süreç de AGİT Minsk Grubu’nu oluşturuyor. ABD, Fransa ve Rusya’dan eşbaşkanlara ek olarak, AGİT Minsk Grubu’nda Beyaz Rusya, Almanya, İtalya, Portekiz, Hollanda, İsveç, Finlandiya, Türkiye ve sorunun tarafları olan Azerbaycan ve Ermenistan yer alıyorlar. AGİT Minsk Süreci, 24 Mart 1992 tarihinde Helsinki’de toplanan AGİT Konseyi, konsey başkanından Karabağ sorununun bir an önce sonuçlandırılabilmesi için çözüm yolu sunmasıyla başlamış oldu.

Azerbaycanlı Türk işadamı Rafiq Karayev, Ermenistan’ın 30 yıl önce işgal ettiği Karabağ’da savaşan gönüllülerden biri. Aslen Karabağlı olan Rafiq Karayev, Ermeni işgalinden sonra on binlerce Karabağlı ailenin Bakü’ye göçmek zorunda kaldığını, çok açılar çektiğini söylüyor.6 Aralık 1994 tarihinde Budapeşte’de yapılan toplantıda, Minsk Süreci için eş başkanlık kurumlarının oluşturulmasına karar verilerek bu eş başkanların da ABD, Fransa ve Rusya’dan oluşmasına kanaat getirildi. Bu eş başkanlar sorunun tarafları olan Azerbaycan ve Ermenistan başta olmak üzere, tüm ilgili ülkelerle ve kurumlarla görüşmeler yapmak ve bu görüşmelerin sonuçlarını Minsk Grubu’na bildirmekler yükümlü tutuldular. Azerbaycan ve Ermenistan 1994’ün ilkbaharında Rusya’nın arabuluculuğu ile ateşkes imzalamış olsa da sadece ateşkes anlaşması imzalandığı için savaş hâli durumu devam ediyor. Azerbaycan’ın, Dağlık Karabağ dâhil 7 ayrı bölgesi Azerbaycan topraklarının yüzde 20 si o günden bu yana Ermenistan işgali altındaydı. Karabağ olaylarının başlamasından bu yana tam 30 yıl geçti. Bu süreçte petrol ve doğalgaz gelirlerine dayalı bir ekonomik modelden sanayi ve üretime dayalı bir ekonomik modele geçiş sürecinin devam ettiği Azerbaycan, yatırımcıların ve işadamlarının da ortaya koyduğu çabalarla hedefe hızla yaklaşıyor. İnşaat ve altyapı projelerinin yanı sıra gıda ve taşımacılık sektörlerinde başarılı işler ortaya koyan Karabağ’lı işadamı gazi Rafiq Karayev’in Bakü’de kurduğu RR Group, Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesinde önemli bir rol üstleniyor. Hem Azerbaycan’da hem de Türkiye’deki yatırımlarına devam eden RR Group Yönetim Kurulu Başkanı Rafiq Karayev, “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” mesajını veriyor. Türkiye ile Azerbaycan arasında ekonomik köprüler kuran Karayev, iki ülke ilişkileri, Azerbaycan ekonomisindeki son gelişmeler ve RR Group’un hedefleri ile ilgili Ekovitrin Medya Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şeref Özata’ya önemli açıklamalarda bulundu.

Rafiq Bey, 30 yıllık hasretiniz bitti. Karabağ işgalden kurtuldu. Siz uzun süre Karabağ işgal edilirken Ermenilere karşı savaşmış ve yaralanmışsınız. Karabağ gazisisiniz, duygularınızı öğrenebilir miyiz?

1973 yılında Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde yer alan Ağdam şehrinde doğdum. Orta öğrenimimi tamamladıktan sonra 15 yaşında Bakü’ye eğitim için geldim. 1992 yılında doğduğum topraklar ve tüm Karabağ işgal edilmeye başlayınca savaşmak için Karabağ’a döndüm. 1994 yılında ateşkes ilan edilene kadar savaşa devam ettim. Daha sonra üniversite eğitimine devam ettim ve hukuk fakültesinden mezun oldum. Uzunca bir süre kamuda çalıştım. 2003 yılından bu yana ise kendi kurduğum şirketimi büyütmeye çalışıyorum. İlk işime inşaat sektöründe başladım. Daha sonra farklı sektörlerde gıda, turizm, nakliye sektöründe işimi geliştirmeye çaba harcıyorum. Duygularıma gelince, çok sevinçliyim. Çok mutluyum. İşgal sırasında 30 yıl önce topraklarımızı korumak için savaşmıştık. Mücadelemizde başarıya ulaşıyoruz. Az kaldı, 30 yıllık hasretimiz bitiyor. Zafer çok yakın. Topraklarımızı gelir alıyoruz. Azerbaycan’da 1.5 milyona yakın Karabağ’lı göçmen yaşıyor. Bunların çoğu ata topraklarına yeniden kavuşmanın heyecanı içinde. Ben de öyle. Doğduğum şehir olan Ağdam’ın gelişmesi için projeler hazırladım. Ağdam da bir sanayi bölgesi kurma çalışmam var. Her şey hazır. Varımızı yoğumuzu doğduğumuz toprakların gelişmesine adadık. Çok şeyler yapacağız. Yanımızda Türk işadamı kardeşlerimizle birlikte Karabağ’ı geliştireceğiz. Fabrikalar, iş yerleri kuracağız. Toprağımızı işleyeceğiz. Madenlerimizi işleyeceğiz. Bundan büyük mutluluk olur mu? Allah Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’e güç kuvvet versin. Onun çabaları sonucu Karabağ da zafere ulaştık.

Azerbaycanlı Türk işadamı Rafiq Karayev, Ermenistan’ın 30 yıl önce işgal ettiği Karabağ’da savaşan gönüllülerden biri. Aslen Karabağlı olan Rafiq Karayev, Ermeni işgalinden sonra on binlerce Karabağlı ailenin Bakü’ye göçmek zorunda kaldığını, çok açılar çektiğini söylüyor.

RR Group’un faaliyetleri ile ilgili bilgi verir misiniz?

Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığım RR Group, Azerbaycan’da inşaat ve altyapı projeleri, renovasyon çalışmaları, taşımacılık ve gıda alanında faaliyet gösteri yor. Şirketimizde 700’e yakın kişi çalışıyor. Azerbaycan devletinden aldığımız altyapı projelerinin yanı sıra öze sektöre de hizmet veriyoruz. İnşaat projelerimiz devam ediyor. Ayrıca yaş sebze-meyve depoları inşa ediyoruz. Oldukça geniş bir hizmet ağına sahibiz. Azerbaycan yönetimi kalkınma için gerek ekonomide gerekse sanayide önemli kararlar aldı. İşadamlarını ve yatırımcıları bu konuda destekliyor. Alınan kararların uygulanmasıyla sanayileşme hızla artıyor. Organize sanayi bölgeleri oluşturuluyor. Bu alanda bizim de iki büyük projemiz var. Projelerden biri Zakatala bölgesinde. Projemiz gıda alanında. Sanayi bölgesi hizmete girdiğinde 3-4 bin kişi burada çalışacak. Diğer projemiz ise Karabağ bölgesinde olacak.

Sanayi bölgesi projenizi kısaca anlatır mısınız?

Projemizi devlet yetkililerine sunduk. Karabağ bölgesindeki çalışmamız henüz proje aşamasında. Projenin bitiminde yaklaşık bin 500 ile 2 bin kişiye iş imkanı sağlanacak. Bu projemizle birlikte sanayi bölgesi oluşturulacak. Karabağ’ın önemli bir tarafı da, halısıyla ünlü olması. Burada halı üretimini yeniden canlandırmak için halı üretim fabrikası kurmayı planlıyoruz. Sanayideki gelişimi artırmak amacıyla projeler geliştiriyoruz. Bu anlamda Türkiye’nin bilgi ve tecrübeleri ile teknolojilerinden faydalanıyoruz.

“DEVLETİMİZ İŞADAMLARINA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYOR”

Rafiq bey, sürekli kazancınızı yatırıma harcıyorsunuz. Yeni iş imkanları sağlayarak işsizlere iş imkanı açıyorsunuz. Peki bu yatırımlar için devletten destek alabiliyor musunuz?

Burası bir savaş bölgesi. Sınır bölgesinin 110 bin nüfusu var. Devletimiz bu bölgede bizim gibi işadamlarına her türlü imkanı sağladı. Burada yaşayan insanlara iş imkanı yaratmak gerekiyor. Bu da biz iş adamlarının görevi. Ülkemizde yatırımcı işadamlarına önemli imkan ve destekler veriliyor. Bu çalışmalarımızın yanı sıra Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve işbirliklerimiz de mevcut. Geleceğimizi planlamaya çalışıyoruz. Ekonomiyi büyütmek ve üretimi artırmak istiyoruz. Made in Azerbaycan markalarıyla dünyada tanınmak amacıyla çalışıyoruz. Bu doğrultuda projelerimiz bulunuyor. Tarım alanında ciddi yatırımlarımız söz konusu. Meyve-sebze üretimimizi artırarak yeni pazarlara gerçekleştireceğimiz ihracatla Azerbaycan markasıyla dünya pazarında adımızı duyurmak istiyoruz.

“AZERBAYCAN VE TÜRKİYE İKİ KARDEŞ ÜLKE”

Bir vatan sevdalısı olarak hem Azerbaycan hem de Türkiye’de yatırımlar yapıyorsunuz. İki ülke ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk iş adamları ülkemize gelerek bugüne kadar birçok yatırım yaptılar. Azerbaycan’ın kalkınmasında büyük roller üstlendiler. Bakü’de faaliyet gösteren, ATİB (Azerbaycan Türk İşadamları Derneği), Türk yatırımcılarla Azerbaycanlı işadamlarını birçok ortak projelerde bir araya getirerek ekonomik bağların güçlenmesinde önemli bir rol üstleniyor. ATİB yönetimine teşekkür ediyorum. Azerbaycan’a her türlü desteği veren Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok şey borçluyuz. Allah ondan razı olsun. Her şey onun desteği ile daha iyi oluyor. Türk iş adamlarının ülkemizde gerçekleştirdiği yatırımlar Azerbaycan sanayisinin gelişimine katkı sağlarken iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesinde de önemli bir etken oldu. Azerbaycan ve Türkiye iki kardeş ülkedir. Bundan sonra da bu böyle olacak. Her iki ülkenin ulu önderlerinin bu konuda önemli sözleri bulunuyor. Azerbaycan Kurucusu Ulu Önderimiz Haydar Aliyev, “İki devlet, bir millet” demiştir. Türki ye Cumhuriyeti Devleti Kurucusu Ulu Önder Atatürk de, “Azerbaycan’ın kederi bizim kederimiz, sevinci bizim sevincimizdir” demiştir. Devletimiz iş dünyasına önemli destekler sağladı. Cumhurbaşkanımız Sayın ilham Aliyev’in emriyle petrol dışı sektörlere yatırım yapılması konusunda çok sayıda adımlar atıldı, işadamları ve yatırımcılara pek çok kolaylık sağlandı. Yatırımların hız kazanması için işadamlarına fırsatlar tanındı, düşük faizli krediler verildi. İşadamı devlete en büyük desteği veren Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’e işadamlarına verdiği imkânlardan dolayı çok teşekkür ediyorum. Son söz olarak da diyorum ki Türkün Türk’ten başka kardeşi yoktur.

Bu haber Ekovitrin Kasım sayısında! PDF dosyasını indirmek için TIKLAYIN...