Karabük Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Ahmet Taylan Çebi, Dünya Multiple Skleroz (MS) Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada hastalığın bulunduğu bireylerin yüzde 30’dan fazlasında oral hijyen alışkanlıklarını devam ettirmekte zorlandıklarını belirtti.

Hastalığın tanımını yapan Doç.Dr. Çebi, Multipl Skleroz’un santral sinir sistemini tutan otoimmün, enflamatuvar, demiyelinizan, nörodejeneratif bir hastalık olduğunu belirterek, “Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir fakat çevresel ve genetik etmenlerin hastalığın meydana gelmesinde önemli rolleri olduğu düşünülmektedir. Hastalığın başlıca bulguları yorgunluk, vücudun değişik bölgelerinde özellikle gövdede, yüzde, kollar ya da bacaklarda uyuşukluk, karıncalanma, güçsüzlük, denge ya da yürüme bozukluğu, dilde peltekleşme gibi konuşma bozuklukları, mesane ve bağırsak fonksiyon bozuklukları, baş dönmesi, görme problemleri, depresyon ve düşünme, bellek ya da konsantrasyonda zorluk yaşamadır” dedi.

Çebi, yapılan detaylı çalışmalarda MS hastalığının bulunduğu bireylerin yüzde 30’dan fazlasında oral hijyen alışkanlıklarını devam ettirmekte zorlandıklarını ifade ederek şunları söyledi: “Bu sebepten dolayı diş çürükleri, diş eti hastalıkları, diş kayıplarının olduğu bildirilmiştir. Bu olumsuz durum da MS ile ağız ve diş sağlığının yakından ilişkili olduğunu, MS’li hastalarda ağız ve diş sağlığına önemin bir kat daha arttığının belirtecidir. MS’li hastalarda meydana gelebilen kas koordinasyon bozuklukları ile ağız hijyeni alışkanlıklarını sürdürmede zorluk yaşaması nedeniyle manipülasyonu kolaylaştırmak amaçlı, elektronik diş fırçalarının ve ağız duşlarının kullanılması, fırçanın elde tutulmasını kolaylaştırmak amaçlı sapı geniş diş fırçalarının tercih edilmesi, hareket kabiliyetleri kısıtlanmış kişilerde ebeveynlerin ağız hijyeni için destek vermesi, diş fırçalarken yorulmayı engellemek amaçlı oturarak diş fırçalamaya özen gösterilmesi gibi tedbirlerin alınması son derece önem teşkil etmektedir.”

MS hastalarında diş çürükleri, diş eti hastalıkları gibi oral kavite rahatsızlıklarının yanı sıra çene-yüz bölgesi alanda, çene eklemi problemlerinin ve yüz bölgesi ağrılarının (nevraljik şekilde) olabileceğini de aktaran Çebi, “Bu yüz bölgelerinde oluşan his kaybı, karıncalanma, uyuşma, nevraljik ağrılar, MS’in neden olduğu problemler olabileceği gibi MS’in teşhis edilmeden, sistemik bulgularının oluşmadan önceki öncü bulguları da olabilmektedir. Bu sebeple de çene-yüz bölgesindeki nörolojik belirtilerin detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu bulgular göz önünde bulundurulduğunda, multidisipliner bir yaklaşım olarak MS hastalığı teşhisinde ağız, diş ve çene cerrahları ve diş hekimlerinin de önemli bir rolü olduğu aşikardır” ifadelerine yer verdi.

MS tedavisinde kullanılan ilaçların diş hekimliği açısından gecikmiş yara iyileşmesi, artmış postoperatif enfeksiyon riski, tükürük miktarında azalma, ağız içerisinde ülseratif yaralar, tat alma değişiklikleri, tükürük bezlerinde şişlik ve uzun dönemli kullanımlarda kemik erimesi gibi yan etkiler ortaya çıkarabildiğini kaydeden Çebi, “Bu ve bunun gibi oluşabilecek yan etkileri bilmek ve diş hekimleri tarafından ebeveynlerin bu tipte eğitilmesini sağlamak MS’li bireyin yaşam kalitesini arttırıcı faktörlerdir. MS vücudun birçok sistemini etkileyebilen bir hastalıktır. MS’li bireylerin tedavilerinde, tedavi yaklaşımlarında, yaşam kalitesi ve doyumunu arttırıcı yönlendirmelerde birçok tıp alanı beraber çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.