Uzm. Dr. Müge Yetener, son yıllarda daha çok duymaya başladığımız “fonksiyonel tıp” kavramının “alternatif tıp” gibi algılandığını, oysa ikisinin birbirinden farklı olduğunu söyledi. Fonksiyonel tıbbın bilinen tıbbın kendisinden başka bir şey olmadığını belirten Yetener, “Tıbbın ilk yıllarında öğrenip sonradan unuttuğumuz biyokimya, fizyoloji, genetik gibi temel bilimler ışığında önceliğimiz tanı koymak değil hastalıkların altında yatan nedenlerini bulmak” dedi.

Kent Alsancak Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Fonksiyonel Tıp Uygulayıcısı Uzm. Dr. Müge Yetener gittikçe daha fazla hekim tarafından benimsenen “fonksiyonel tıp” konusunda aydınlatıcı bilgiler verdi. Tanı koymanın çoğu zaman hem hasta hem hekim için rahatlatıcı bir sonuç olduğunu belirten Uzm. Dr. Yetener, “Bir isim olması, ilgili hastalık için ilaç ismine de kolay ulaşabilmeyi sağlar. Ancak her hastalığa bir ilaç vermek çoğu kez yeterli değildir. İlaçların etki mekanizmaları yoluyla çoğu kez bozabildikleri fizyolojik mekanizmalar, başka ilaçları da gerekli kılmanın yanında işleyişi de zorlaştırabilirler, daha önemlisi hastalığın kök nedenleri yerine semptomları gidermeye dönüktürler. Fonksiyonel tıp ise bu hastalık neden ’x’ kişide değil, ’y’ kişide ortaya çıktı sorusunu sorar. Hastalığın ortaya çıktığı kişide hangi biyokimyasal yolakta problem olduğunu, nasıl bir fonksiyon bozukluğu bulunduğunu, vücuttaki dengenin hangi aşamada bozulduğunu bir dedektif titizliği ile araştırır” diye konuştu.

"İnsan biyo-psiko-sosyal bir varlık"

Fonksiyonel tıbbın tüm vücudu bir bütün olarak ele aldığını, insanı biyo-psiko-sosyal bir varlık olarak değerlendirip sosyal çevresi ile de ilgilendiğini kaydeden Uzm. Dr. Yetener sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani ’fonksiyonel tıp’, bildiğimiz tıbbın kendisinden başka bir şey değil. Ancak yeni olan, tıbbın ilk yıllarında öğrenip sonradan unuttuğumuz biyokimya, fizyoloji, genetik, biyoloji, mikrobiyoloji ve toksikoloji gibi temel bilimlere dönüp yeniden ve dikkatle bakıp buradan öğrendiğimiz bilimsel verileri kullanarak kronik hastalıklara yeni bir yaklaşımla ile bakmaktır. Fonksiyonel tıp öncelikle tanı koymayı değil, hastalıkların altta yatan nedenlerini bulmayı hedefler. Uyku bozukluğunun, stres düzeyinin, egzersiz yokluğunun, sosyal çevre ilişkilerinin eksikliğinin hatta anlam kaybının ve yaşamdaki travmatik olayların sağlığımız üzerinde etkileri vardır. Fonksiyonel tıp uygulayıcısı hekim de hastanın beslenme alışkanlıklarından toksin maruziyetine kadar kişide yolunda gitmeyeni bulur. Eksik olanı (mikro besinler, hormonlar, uyku, gevşeme) araştırır, bu kişide değiştirilmesi gerekenleri (stres, besin duyarlılıkları, toksinler, enflamasyon) saptar. Bunları yaparken hastanın işbirliği ve yaşam biçimleri değişimlerini kabul etmesi ve değişimi gerçekleştirmesi önemlidir. Hastaların kabulü ve iradesi olmaksızın şifa da mümkün olmuyor. Yani hastanın doktorla el ele vermesi çok değerlidir.”