Yaşar Üniversitesi Mimarlık Bölümü 3. sınıf öğrencileri, İzmir’in tarihi semti Karantina’daki meydanda bulunan boşluk alanda, tarihi bölgeyi yaşatmanın yanı sıra günümüz ihtiyaçlarına yönelik işlevlerle yeni tasarımlar üretti.

Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü 3. Sınıf Tasarım Stüdyosunda öğrenciler, İzmir’in en eski semtlerinden Karantina bölgesini ele aldı. Öğrenciler, "Tarihi bir şehir merkezi için ’boşluk’ tasarımı: Karantina’da Araştırma Merkezi Projesi" ile bölgenin tarihi yapısını da yansıtan farklı temalarda, aynı zamanda da bölge halkının sosyal ihtiyaçlarına cevap verebilecek çeşitli tasarımlara imza attı.

Dr. Öğretim Üyesi Eray Bozkurt koordinatörlüğündeki stüdyo; Doç. Dr. Başak Kundakcı Koyunbaba, Dr. Öğretim Üyesi Ebru Alakavuk, Öğretim Görevlileri Dr. Hande Odaman Kaya, Dr. İlknur Uygun, Gülçin Kabaçam, Gizem Özmen ve Zeynep Ünal tarafından yürütüldü.

Karantina’da seçilen proje bölgesinin çevresinde, İzmir’in geçmiş yapısını yansıtan parça parça dağılmış tarihi yerleşkelerin bulunduğunu hatırlatan Dr. Öğretim Üyesi Eray Bozkurt, uzun yıllar denizle bağlantısı kopan bölgenin, yakın zamanda yapılan düzenlemelerle tekrar denizle birleştiğini, bu sayede, eski sosyal ve kültürel yapısını yeniden yaşatmak için bir fırsat doğduğunu söyledi.

Seçilen bölgede kapalı ve açık alanlarıyla bir araştırma ve geliştirme merkezi tasarlanmasını istediklerini belirten Bozkurt, "Kullanılmayan boşluk alanların, bulundukları yerlere birden fazla fayda sağlayarak tasarlanması düşüncesiyle tarihi bölgeyi yaşatmanın yanında, günümüzde ihtiyaç duyulacak yeni işlevlerin de birlikte tasarlanmasını istedik" dedi.

Araştırma faaliyetlerinin yanında bölge halkına faydalı çalışmaların destekleneceği birimlerin tasarlanmasını istediklerini ifade eden Bozkurt, "Öğrenciler, tarihi çevreyi destekleyen fikirler yanında, yerel halkın sosyal, kültürel ve ekonomik koşullarını da geliştirecek işlevler, fikirler ve mekanlar tasarlamaları konusunda yönlendirildi. Ortaya birbirinden birçok tasarım çıktı" diye konuştu.

Yine Yaşar Üniversitesi Mimarlık Bölümü 3. sınıf öğrencilerinden Barış Uzyıldırım, İzmir’in uzun bir döneminde herkes tarafından çok iyi bilinen bölgedeki Köşk Sineması’ndan ve kente kattığı kültürel değerlerden esinlenerek bir araştırma merkezi tasarladı.

Sergi alanları, sanal ve artırılmış gerçeklik laboratuvarları da bulunması planlanan merkez ile Karantina’nın tarihsel bağlamını teknolojiyi kullanarak canlandırmak, bölgedeki yaşlı ve gençleri hem araştırma sürecine hem de sergileme sürecine dahil edilmesi amaçlandı.

Öğrencilerden Gizem Nur Aykar da, geçmiş ve günümüz kültürünü bir araya getirmesi için sanatın birleştirici özelliğini kullanarak, bir kültür ve performans sanatları araştırma merkezi tasarladı. Sosyal etkileşimi hızlandırmayı da amaçlayan merkezde, farklı yaş gruplarının sanat ve benzeri eğitimleri alabilecekleri mekanlardan tiyatro salonuna, sinema ve konser vb. performans salonlarından sinema tarihi bölümüne kadar birçok ayrıntı yer aldı.

Son olarak Mert Efendioğlu da, bölgedeki eski hastane ve İzmir’in tarihi tıp mekanlarından esinlenerek, araştırmacıların tıp tarihi üzerine çalıştığı, doğayı mimari ile bütünleştiren, halkın faydalanabileceği farklı konseptlerde şifalı bahçelere sahip, insanların ruhsal ve fiziksel ihtiyaçlarını mimari ile karşılamayı amaçlayan bir tıp tarihi araştırma merkezi tasarladı. Merkezde öğrenciler için kütüphane vb. mekanlar da tasarlandı.