Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinde bir grup bilim insanı, TÜBİTAK projesi kapsamında balık çiftliklerinde ağ kafeslere dalış yaparak iki yıl süreyle balık sayıp görüntüledi.

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Okan Akyol’un yürütücülüğünü yaptığı “Ege Denizi Balık Çiftliklerinde Kafes Altı Doğal Balık Topluluklarının Mevsimsel Değişimi” isimli proje kapsamında araştırmacılar, İzmir ve Muğla yöresinden seçilen balık çiftliklerinde ağ kafeslere dalış yaparak hızlı görsel sayım metoduyla sayım yaptı. Bilim ekibi, toplamda 39 farklı deniz türünü çipura ve levrek yetiştirilen ağ kafesler civarında tespit etti. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, deniz çiftliklerinin tuhaf konuklarını araştırarak kayıt altına alan proje ekibini tebrik ederek başarılar diledi.

39 farklı deniz türü tespit edildi

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden bir grup akademisyen "Ege Denizi Balık Çiftliklerinde Kafes Altı Doğal Balık Topluluklarının Mevsimsel Değişimi” isimli TUBİTAK projesi kapsamında balık çiftliklerinde ağ kafeslere dalış yaparak iki yıl süreyle balık sayıp görüntüledi. Toplamda 39 farklı deniz türü çipura ve levrek yetiştirilen ağ kafesler civarında tespit edildi. Yapılan sayımlar sonucu tüm balıklar içerisinde en çok bulunan balığın yüzde 80 oranla kupes olduğu, onu gümüş balıkları, kolyoz, tirsi, melanur ve kefallerin izlediği kaydedildi. Araştırmacılar ayrıca yunus, fok, orkinos, kılıçbalığı, kaplumbağa ve bazı Lesepsiyen (Kızıldeniz göçmeni) balıklarını da ağ kafesler civarında görüntüledi.

Hızlı görsel sayım metodunu kullandılar

Yapılan araştırma ile ilgili bilgi veren proje yürütücüsü Prof. Dr. Okan Akyol, “İzmir ve Muğla yöresinden seçilmiş üçer çiftlikte sayımlar hızlı görsel sayım metoduyla sualtında iki balıkadam vasıtasıyla düzenli olarak aylık periyotlarla yapıldı. Bir balıkadam tabletine balık türlerini adet ve tahmini boyut olarak yazarken, diğer balıkadam bu balıkları videoya kaydetti. Bu balıkların ağ kafesler civarına hazır pelet yemle beslenmek, kafeslerin FAD etkisi ve korunma amacıyla geldikleri biliniyor. Bu çiftlik sahalarına balıkçılar giremediği için balıklar bu bölgede hem kolay yem bulmak suretiyle beslenip gelişmekte hem de iyi bir üreme stoku oluşturabiliyor. Yani bir çeşit ‘deniz parkı’ gibi balıkçılığa kapalı bir alan olarak balık çiftlikleri türlere üreme garantisi sağlamakta. Aynı zamanda deniz kaplumbağaları, foklar, yunuslar da bu alana gelerek burada toplanan balıklar üzerinden kolayca besleniyor” diye konuştu.

Bazı egzotik balık türleri ilk kez görüntülendi

Muğla bölgesindeki balık çiftliklerinde bazı egzotik balık türlerini de gözlemlediklerini vurgulayan Prof. Dr. Okan Akyol, “Su sıcaklığı daha yüksek olan Muğla bölgesindeki balık çiftliklerinde bazı egzotik balık türlerini (sokkan balıkları, dikenli çütre, üçgen balığı, vb.) de gözlemlemek mümkün olabildi. Balık çiftliklerinin geleneksel vahşi türlerinin yanı sıra bu türler Akdeniz’de ilk kez Türk çiftliklerinden kaydedildi. Ayrıca koruma altındaki Akdeniz keşiş fokları da bu çiftlikler civarında zaman zaman kafes yüzdürücüleri üzerinde güneşlenirken görüntülendi. Özellikle şişe burunlu yunuslar bu alanlarda sıkça görüldü. Bazen köpekbalıkları, orkinoslar, deniz kaplumbağaları, kılıçbalığı ve çeşitli vatozlar da bu balık çiftliklerini zaman zaman ziyaret etti. Bu durum cazibeli bir deniz parkı özelliği gösteren balık çiftliklerinin bu anlamda da önemli bir işlevi olduğunu gösteriyor" dedi.