"İşyeri ve çalışan mutluluğunda formül: “Mutlu, adaletli, dikkatli, vicdanlı yönetici, huzurlu, iletişimi güçlü, disiplinli işyeri ve sorumluluk sahibi çalışanlar.”"

2017 iş hayatı trendlerinden biri de “İş yeri ve çalışan mutluluğu”. Verimliliğin, rekabetin, kaynak kullanımının, inovasyonun, çözüm odaklı işyerinin ve mutlu müşterinin anahtarı aslında mutlu çalışandır. Bazı işyerleri, çalışanlarını kurumlarına bağlamak, motive etmek için çalışana eğitimler veriyor, kariyerini planlıyor, ailesini düşünüyor, çalışana ve ailesine farklı imkanlar sunmaya çalışıyorlar. Maksat çalışan memnun ve mutlu, işyeri huzurlu ve verimli olsun. Bu konuda değişik sektörlerde verdiğimiz eğitimlerden sonuç alıyoruz ama iş yeri iklimi, iletişim biçimi ve yöneticilik tarzı eğitimlerin başarı ile sonuçlanması ve beklenen değişimler için önem taşıyor. İşyerinin çalışan sayısının azlığı veya çokluğu, sektörün özelliği, rekabet durumu gibi birçok unsur verdiğimiz eğitimlerde göz önünde tutuluyor. Yani çalışan mutluluğu konusunda verdiğimiz eğitimlerden beklenti, içeriği de etkiliyor. Bazı işletmeler ise bu konuya fazla önem vermeden “Çalışanların maaş ve yasal haklarını veriyorum, bu işsizlik ortamında bundan iyi iş mi bulacak, mutlu olması lazım, olmuyorsa bu çalışanın sorunudur” diyorlar. Bazı iş ortamlarında çalışan ve yöneticiler hallerinden memnun, bazılarında değil, ipler gergin. Bu farklılık acaba neden yaşanıyor dersiniz?

EMPATİ YAPMAK SORUNU ÇÖZER Mİ?
Öncelikle çalışanların iş yerinden beklentisine bakmak lazım. Kendinizi düşünün iş yerinden ne beklersiniz ve beklentilerinizin ne kadarı karşılanıyor? Yönetici, ara yönetici ve çalışan olarak bu soruya verilecek cevaplar elbette farklı. Yönetici iseniz, işe ilk girdiğiniz yıllardan itibaren çalıştığınız iş yerinden ve yöneticinizden neler beklediniz? Çalışanınız da onları bekleyecek. Hatta bugün daha fazlasını. Üstelik bu durum sektör, bölgeler, çalışanın eğitim ve becerisi, yaşı, cinsiyetine göre de değişebilir. Maaşlı olarak bir işte bugüne kadar çalışmayıp hep kendi işinizi yapmışsanız ki, aile şirketleri genellikle bu durumda. Çalışanınızı anlamanız biraz zor olacak. Çalışan psikolojisi farklıdır. Ancak bunu maaşlı olarak bir iş yerinde çalıştığınız zaman anlayabilirsiniz. Yönetici olarak iletişim tarzınızı gözden geçirmenizi öneririm.

MUTLU ÇALIŞAN, MUTLU YÖNETİCİ
Çalışanlar nasıl mutlu olur? Huzurlu, kuralların belirlendiği, görev ve yetkilerin belli olduğu bir iş yeri, anlayışlı, vicdanlı bir yönetici, hatalara değil, başarılara odaklanan, hatalardan ders alınabilen bir sistemin varlığı, çalışanın fikirlerinin önemsendiği, “adam yerine konduğu” iş yerinin çalışana da gülümseyebildiği bir ortam, çalışanların ailelerini geçindirebilecek ücreti ve yasal haklarını zamanında alabilmeleri. İş ortamındaki iletişim biçimi, saygı, adalet, kişilerin yetişkin davranışı içinde işe odaklı olmaları bu konuda önemli bir belirleyici.

ÇALIŞANINIZI NASIL MUTLU EDİYORSUNUZ?
Karmaşık insan kaynakları performans çizelgeleri, anketler, ölçümler vs. bir çok çalışma elbette gerekli ama hepsinden öte, yöneticilerin çalışanı görmeleri, fark etmeleri, kendilerine kazandıran çalışanı maddi olarak tatmin edebilmeleri, karşılıklı iyi niyetli bir atmosferin yaratılması, adaletli davranılması, insanca saygın bir ortam ve saygılı iletişim gerekli ve bu çok da zor değil. Bu zamanın çalışanı her şeyin farkında, hak ettiğinin bilincinde olan bir çalışan. Bugünün çalışanını yönetemeyen ve mutlu edemeyen işletmeler gelecek jenerasyonu hiç mutlu edemeyecek ve yönetemeyecek. Sonraki jenerasyonlarda ise artık böyle bir sorun yaşamayacak. Çünkü 30 yıl sonra mutluluk kavramını önemsemeyen robotlar çalışma hayatında olacak. “Robotlarla hemen çalışmaya başlasak” dediğinizi duyar gibiyim. Yaygınlaşmasını az daha beklemek gerek. Bugünün yöneticisi çalışanları memnun etmeyi düşünmek zorunda. Hiçbir durumda memnun olmayan çalışanlara ise yapacak bir şey yok. Mutlu olacakları yere gitmeleri gerekiyor. Sözün özü; işyeri ve çalışan mutluluğunda formül zor değil aslında. Formülümüz, “ mutlu, adaletli, dikkatli, vicdanlı yönetici, huzurlu, iletişimi iyi ve güçlü, disiplinli işyeri ve sorumluluk sahibi çalışan.”