İş kazasında yaralanan ancak meslekteki kazanma gücünde kayıp olmayan işçi manevi tazminat alabilir mi?

Manevi tazminat, zarar görenin kişilik haklarında iradesi dışında meydana gelen manevi zararların giderilmesinin tazmin ve telefi edilmesidir. İş kazası veya meslek hastalığı sonucunda işçi bedensel veya ruhsal bir zarara uğrarsa maddi tazminat yanında şartları varsa manevi tazminat da talep edebilir. (Haluk Hadi SÜMER, İş Hukuku Uygulamaları, s.404; Sarper SÜZEK, İş Hukuku s.471; Kenan TUNÇOMAĞ/Tankut CENTEL, İş Hukukunun Esasları, s.135). Aynı şekilde işçinin ölümü veya belirli şartların varlığı durumunda, ölenin yakınları da bu tazminatı talep edebilir. Manevi tazminatı talep hakkı Türk Borçlar Kanunu m.56’da düzenlenmiştir. Buna göre hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi halinde, olayın özelliklerini göz önüne tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir (SÜMER, s.408).

Yargıtay’ın bir içtihadı birleştirme kararına göre, manevi tazminata hükmedilebilmesi için zarar ile eylem arasında illiyet bağı, eylemin hukuka aykırı olması ve işçinin cismani zarara uğraması koşullarının varlığı aranmaktadır (YİBK, 22.6.1966, 7/7 R.G. 28.7.1966).

Manevi tazminat ile iş kazasına maruz kalan işçinin çektiği bedensel ve ruhsal acı, elem ve ızdırap ödenecek tazminatla az da olsa giderilmeye çalışılır. Ancak hemen ifade etmek gerekirse, işçinin çektiği acı, elem ve ızdırap, maddi zararda olduğu gibi manevi zararın karşılığı olamaz. Manevi tazminat manevi yönden sarsılan işçinin az da olsa acısını dindirmek ve manevi açıdan onu tatmin etmeyi amaçlar.

Bununla birlikte, iş kazası sonucunda yaralanan işçi bakımından manevi tazminata karar verilmesi bakımından, işçinin mutlaka meslekteki kazanma gücünde bir kaybın doğmuş olması gerekmez. İşçinin cismani zarara uğraması, acı ve ızdırap çekmesi manevi tazminat verilmesi için yeterlidir (Y9HD.16.3.1989,12884/2409).