Yıllar boyunca üretimde ertelenen robot yatırımlarının, hayatımıza aniden giren Covid-19 pandemisiyle birlikte zorunlu bir ihtiyaç olduğu net bir şekilde anlaşıldı. Pandemiyle birlikte insana dayalı üretim yapan firmalar ya yarı zamanlı üretime geçti ya da üretimlerini tümüyle durdurdu. Üretime yarım kapasite devam etmek ya da durdurmanın rakipler açısında kaçırılmayacak bir fırsat olduğu ise bilinen bir gerçek. Pandemiyle birlikte tehlikenin robotlar olmadığını asıl tehlikenin rakipler arasında sıyrılamamak olduğunu hepimiz gördük. Rakiplerden sıyrılmanın anahtarı da ileri robot teknoloji olan ve insanlarla iş birliği içinde çalışabilen cobot’lardan geçiyor.

Cobotlar istikrarlı büyümenin kapılarını açıyor

Dünyanın 1 numaralı kolaboratif robot üreticisi Universal Robots’un, geliştirdiği cobotlar tekstil, kimya, ilaç, otomotiv ve gıdaya kadar farklı birçok üretim alanında insanlarla birlikte çalışarak üretimde devamlılık, esneklik, kalite, verimlilik ve kar artışına katkı sağlıyor. Tüm bunlar da bir işletmeye istikrarlı üretimin ve büyümenin kapılarını açıyor.

Üreticilerin birçoğu yakın geleceğe yatırım yapıyor

Cobot teknolojilerinin, üretimi, yeni normalden de öteye, geleceğe taşıyacağını belirten Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, “Üreticilerin birçoğu pandemide yaşadığı üretim kriziyle birlikte robot teknolojilerine yani yakın geleceğe yatırım yapıyor. Robot teknolojileri günümüzün ihtiyacını karşılasa da gelecekte yine eski bir teknolojiye dönüşecek. Üretimde trendler çok hızlı değişiyor ve bizim de bunlara hızlı bir şekilde ayak uydurmamız gerekiyor. Aksi halde rakipler arasından sıyrılamayan, talep görmeyen ve üretemeyen firmalar arasına girmemiz kaçınılmaz. Gelecekte de rakipler arasından fark yaratmak, öne çıkmak cobot teknolojisinin sağladığı avantajlarla mümkün” dedi.

Eski teknolojiye yatırım yapmak ayrı bir risk teşkil ediyor

Gök, “Cobotlar, sağladığı ekonomik avantajların yanı sıra kolay kurulum, kolay programlanabilme, esnek üretim ve güvenlik gibi birçok artısı ile geleceğin teknolojileri arasında yer alıyor. Nesnelerin interneti, yapay zeka ve karanlık fabrikaların konuşulduğu ve çoktan üretime başladığı günümüzde ileri teknolojiye yatırım yapmamak ayrı bir risk teşkil ediyor. Risk analizlerine göre insanlarla yan yana çalışabilen, üretimin her alanına ve her sürecine adapte olabilen, 3 kilogramdan 16 kilograma kadar farklı taşıma kapasiteleri sunan cobotlar, uç elemanları değiştirilerek montajdan boyamaya, vidalamadan etiketlemeye, paketlemeden cilalamaya, enjeksiyon kalıplamadan kaynağa kadar tüm işlere entegre edilebiliyor. Yeni bir yatırıma gerek duymadan akıllı telefon kullanabilen birisi tarafından kolayca programlanabilen cobotlar, IOT teknolojileri ve yapay zekaya entegre olabilme özellikleriyle karanlık fabrikalara geçişi de hızlandırıyor” dedi.