Tekstil ve konfeksiyon makineleri sektörünün önemli temsilcilerinden olan Astaş Juki, pandemi dönemini fırsata çevirdi. Pandemide otomasyona yönelen Astaş Juki, bu kriz ortamında otomasyona yönelerek üretimde verimliliğini ve rekabet gücünü artırdı. Astaş Juki, önümüzdeki 5 yıl içerisinde dünyada ilk üç firma arasına yerleşmeyi planlıyor. Astaş Juki Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Turgay Aşcı, verdikleri hizmetleri, pandemi döneminde uyguladıkları stratejileri ve hedeflerini Ekovitrin’e anlattı.

Tüm dünyayı derinden etkileyen pandemi dönemi gerek sektörü gerekse Astaş Juki’yi nasıl etkiledi? Bu dönemde hangi tedbirleri aldınız?

2020 yılının Mart ayından sonra herkes büyük bir şok yaşadı. Pandemi ortaya çıkınca herkes evine kapandı, dolayısıyla ilk aylarda bir bocalama yaşandı. Ama arkasından biz Türkiye'de neler yapabiliriz düşüncesine girdik ve dikiş otomatlarının yanı sıra maske otomatları ürettik ve çevremizdeki birçok tekstilci bizim otomatlarımızla maske üretimine başladı. Tekstil sektörü İlerleyen dönemlerde canlanmaya başladığında biz de yine kendi işimize döndük ve dikiş otomatları üreterek, tekstil ve konfeksiyon sektörünün hareketli dönemine katkıda bulunmaya devam ettik.

“ÜRETİM UZAKDOĞU’DAN TÜRKİYE’YE KAYDI”

Pandemi sonrasında Türkiye ihracat atağına kalktı, ihracatta her geçen ay rekorlar gerçekleşiyor. Tekstil sektöründe durum nasıl?

Pandeminin devam ettiği 2021'de Avrupalı tekstil firmalarının çoğu üretimlerini Uzakdoğu’dan Türkiye'ye kaydırdı. Bu da Türkiye'de tekstil sektörünün hareketlenmesine neden oldu. Biz de bu trendi görerek otomasyona yöneldik. Bunun sonucunda üretimde verimliliğimizi ve rekabet gücümüzü artırdık. Türkiye'deki genç nüfusumuz bu işi biliyor, özellikle tekstil ve konfeksiyonda son 40 yıla baktığımız zaman Türkiye'nin kendini çok geliştirdiğini söyleyebiliriz. Avrupa'ya baktığımız zaman yaşlı bir nüfusa sahipler ve orada tekstil, konfeksiyon üretimi yok denecek kadar az. Varsa da bizim kadar çalışmıyor. Otomasyonla beraber müşterilerimizi dinledik, onlara nasıl çözümler üretebiliriz, nasıl otomasyon sistemleri sunabiliriz konularını araştırdık. Bu ihtiyaçlara cevap verebilmek için kendi üretim tesisimizi kurduk. Türk tekstil ve konfeksiyon firmaları rekabet edebilir ve hızlı teslimat yapabilir hale geldi. Bugün Çin ve Vietnam'a ya da Uzakdoğu’nun herhangi bir ülkesine sipariş verdiğiniz zaman 2-3 aydan önce Avrupalı’ya o mal gelmez, Türkiye'de ise ürünün modeli belli ise 3 hafta sonra ürün sevk edilir. Bu bakımdan Türkiye gerçekten tekstil ve konfeksiyonda son 1-2 yıldır müthiş bir hareketlilik yaşıyor ve inanıyorum ki bu yıl sonunda daha da hareketlenecek.

“KENDİMİZİ SÜREKLİ OLARAK GELİŞTİRİYORUZ”

Astaş Juki’nin sektörde köklü bir geçmişi var. Uzun yıllardır sektörde faaliyet gösteriyorsunuz ve sizinle çalışan firmalar size oldukça güveniyor, uzun yıllardır sizinle çalışmaya devam ediyor. Siz bu güveni neye borçlusunuz?

Gerçekten söylediğiniz gibi çok uzun yıllardan beri çalıştığımız firmalar var. Bizim felsefemiz ve önceliğimiz, müşterinin ihtiyacı. Biz müşterilerimizle oturuyoruz, konuşuyoruz. Ne üretiyorlar, neye ihtiyaçları var? Bunları belirliyoruz. Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Firmaların neye ihtiyacı varsa o konuda üretim gerçekleştiriyoruz. Üretimde verimliliği artırdığınız zaman dostluğunuz da gelişiyor. Biz de üretici olarak kendimizi sürekli geliştiriyoruz, tabii sonrasında müşterinin aklına gelen ilk firma biz oluyoruz.

“DÖVİZ KURU SEKTÖRÜ KÖTÜ ETKİLEMEDİ”

Tekstil ve konfeksiyon sektörünü döviz kuru nasıl etkiliyor?

Tabii Ülkemiz adına üzücü bir olay. Fakat öbür taraftan bizim müşterilerimizin çoğu ihracatçı olduğu için ve ihracatçı firmalar döviz cinsinden çalıştığı için onların açısından çok büyük bir problem teşkil etmiyor. Dolayısıyla döviz kazancı olup da döviz ve makine alımı çok zor gelmiyor ama genel olarak sektörü düşündüğümüz zaman tabii ki zorluklar yaşanıyor. Ancak ihracat penceresinden bakıldığında büyük bir problem söz konusu değil. Döviz kurundaki artış veya dalgalanmalar ihracatçı müşterilerimizi negatif yönde etkilemediği için bizi de etkilemedi.

“HEDEFİMİZ DÜNYADA İLK 3’E GİRMEK”

Astaş Juki olarak kısa ve uzun vadedeki hedeflerinizi ve yatırım planlarınızı anlatır mısınız?

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde Astaş Juki, Astron ve Mersmann gibi markalarımızı uluslararası arenada ilk 3 sıraya yerleştirmek istiyoruz.

“FUARA İLGİ ÇOK BÜYÜKTÜ”

İstanbul CNR Fuar merkezi’nde düzenlenen Konfeksiyon Makineleri Fuarı’na katıldınız. Sizin için nasıl bir fuar oldu?

Uzun bir aradan sonra yani 2 yıllık pandemi sebebiyle ara verdiğimiz fuarımızı düzenledik. Fuarda Astaş olarak yaklaşık 260 tane yeni teknoloji otomatlarını ziyaretçilerimizin beğenisine sunduk. Tüm markalarımızla fuara katıldık. İki yıl önce merkez binamızın yanına yeni bir tesis kurduk, yaklaşık 10 bin metrekarelik bir fabrika inşa ettik. Orada kendi markamız olan Astron’un ürünlerini üretiyoruz. Astron markalı ürünlerimizi de fuarda müşterilerimizin beğenisine sunduk, standımıza ilgi oldukça yoğun oldu. İnsanlar yaklaşık iki buçuk yıldır konfeksiyon makinelerindeki trendleri merak ediyordu. Biz de bu fuar sayesinde bütün bu gelişmeleri, fuarımızı ziyaret eden insanlara gösterme ve anlatma fırsatı bulduk. Hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerimizin ilgisi bizleri çok memnun etti.