Türkiye’nin katma değerli ihracat hamlesinde, tekstil ve hazır giyim sektörünün rolü büyük. İhracatta kilograma başına fiyatı 16.5 dolara kadar yükselten Türk firmaları, bu alandaki yatırımlarını da artırıyor. Bu firmalardan biri de köklü geçmişiyle sektörde faaliyet gösteren Özdilek Holding. Ev tekstili üretimi, perakende ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren Özdilek, tekstil alanında önemli bir anlaşmaya imza attı. Dünyaca ünlü Disney’in ev kategorisindeki ‘Disney Home’ markasının Baltık, Benelüks, Avrupa ve Güney Afrika pazarlarına yönelik üretim ve satış lisansını alan Özdilek; Cars, Dalmaçyalı, Frozen, Princess, Mickey-Minnie Mouse gibi karakterlerin nevresim takımları ve havlularını üretip, satacak. Bu alanda dünyadaki 4 lisansör firmadan biri olan Özdilek’ten önce, geçtiğimiz aylarda Zorlu Tekstil de Disney’in Avrupa, BDT ülkeleri, Rusya ve Türkiye’deki üretim, satış ve pazarlama hakkını almıştı. Özdilek’in 2018’den beri sadece kendi mağazaları için üretim ve satış hakkı da devam ediyor.

AVM işinde kâr daha çok

Özdilek Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özdilek ile pandemi sürecindeki faaliyetlerini konuştuğumuzda, yurtdışındaki girişimlerindeki son gelişmenin Disney ile yaşandığını açıkladı. Tekstil üretiminden AVM’lere, market işinden turizme kadar farklı kollarda iş yapan Özdilek Holding, 2020’de cirosunu bir önceki yıla göre yüzde 30 oranında kaybetse de, karlılığını sürdüren şirketlerden biri oldu. Hüseyin Özdilek ile, yola tekstil üretimiyle çıkmasına rağmen yıllar itibarıyla cirosunun önemli bölümünü AVM’lerden sağlayan Holding’in bu dönemdeki faaliyetlerini ve yurtdışı açılımını konuştuk… Hüseyin Özdilek, son bir yıldır dünyayı etkileyen COVID-19 salgınının bir mücbir sebep olduğunu söyledi. Geçen mart ayından itibaren cironun yüzde 30, karlılığın ise yüzde 40 azaldığını açıklayan Özdilek, 2020’yi 450 milyon dolar ciro ile kapatmış. Bunun 100 milyon dolarının ev tekstili üretiminden, geri kalanının ise AVM’ler ve turizmden geldiğini belirten Özdilek, bu yılki hedeflerinin de 450 milyon dolar olduğunu kaydetti. Yılın ikinci yarısından ise umutlu olduklarını belirten Özdilek, “450 milyon doları rahat yakalarız. Belki üzerine bir şeyler de koyabiliriz” diye konuştu.

Geçtiğimiz dönemde yaptıkları AVM yatırımlarının halen borçlarını ödediklerini kaydeden Özdilek, “Yıl sonunda borcumuz 50 milyon dolar kalacak. Finans sıkıntımız yok. Bütçeleri çok sağlıklı şekilde götürüyoruz. Bir yandan da yatırımlar, bakım onarım yapıyoruz. Korona döneminde karımız yüzde 40 azaldı ama yine kar ediyoruz” dedi. Tekstil, perakende, AVM yatırımcılığı ve turizmden para kazandıklarını belirten Özdilek, “Ev tekstili cirosu bu dönemde oran olarak iyileşti. Ama AVM ve kiralamada karlılık daha fazla” diye konuştu.

Sadece üretmek yetmiyor

Özdilek’i herkes havlucu olarak bilir ama yıllar itibarıyla holdingin cirosunda AVM’ler daha fazla pay almaya başlamış. Marketler ve AVM’lerin toplamı 24’e ulaşmış. ‘Sadece üretmek yetmiyor. Sıralamada organizasyon, planlama, üretim ve pazarlama var’ diyen Özdilek, “Ürettiğiniz malı satamıyorsanız hiçbir kıymeti yok. Biz de içerde ve dışarda çok iyi konsantre olduk. Dışarda rekabet fazla olmasına rağmen içerde de iyi bir markayız. Balkan ülkelerine, Türk cumhuriyetlerine, Kuzey Afrika’ya, ABD ve Avrupa’ya kendi markamızla ev tekstili satıyoruz’ dedi.

Bu dönemde marka olmak şart

Koronavirüs döneminde bir iş adamı olarak neleri farklı yaptığını sorduğumuz Hüseyin Özdilek, “Bir şeyleri farklı yapamazsınız. Bu dönemi başarıyla atlatmak için marka olmanız şart” dedi. Müşterilerin en sıkıntılı dönemlerde bildiği markayı tercih ettiğinin altını çizen Özdilek şunları anlattı: “Müşterinin sizi tercih etmesi için uygun malı uygun fiyata üretip müşteriyle buluşturmak zorundasınız. Biz bunu yaptığımız için müşteriler birinci planda bizi tercih etti. Tabii bunların yapılabilmesi için firma kültürünün oluşturulması, insana değer verilmesi lazım. Biz de bunları yaptık. Bir iş adamı olarak önce evimizi geçindirmek için yola çıktık. Belirli bir sermayeyi kazandıktan sonra o para önce Allah’ın, sonra devletimizin. Biz emanetçileriz. Bu paraları doğru sevk ve idare etmek mecburiyetindeyiz. Vergi üretmek zorundayız. İstihdam yaratmak, yeni yatırımlar yapmak durumundayız.” Özdilek, bünyelerinde 8 bin kişinin istihdam edildiğini, Türkiye’nin 125’inci holdingi olduklarını, karlılıkta ise ilk 75 firma içinde yer aldıklarını sözlerine ekledi.

‘Almanya ve Japonya gibi olmalıyız’

Son olarak Disney’in dünyadaki 4 lisansöründen biri olduklarını söyleyen Özdilek, bir firmanın ABD’li, diğerinin Hindistan’da olduğunu, Türkiye’deki diğer yetkili firmanın ise Zorlu Tekstil olduğunu söyledi. Zorlu ile bu pazarlarda faaliyet göstermelerinin rekabeti nasıl etkileyeceğini sorduğumuz Özdilek, “Dünya büyük. En iyi arkadaşlarımız rakiplerimiz. Rekabet olmazsa kalite düzelmez. Kalitenin düzelmesi rakipleri inceleyerek olur. Serbest piyasa ekonomisinin en büyük özelliği bu” dedi. Katma değerli ürünlere geçilmesinin şart olduğunun altını çizen Özdilek, “Örnek alacağımız ülkeler Almanya ve Japonya olmalı” diye konuştu.