Yıkımın Ortasında Yeni Bir Başlangıç
Savaş sırasında yoğun çatışmalara sahne olan ve büyük bir yıkım yaşayan Humus’ta, binaların çoğu harabeye dönmüş durumda. Bazıları tamamen yıkılırken, ayakta kalan binalar yoğun mermi izleri taşıyor. Elektrik gibi temel altyapının bulunmadığı kentte halk, meydanlar ve cami avlularında bir araya gelerek yeni bir hayat kurmanın yollarını arıyor.
Manav işleten Hüseyin Beşir, kentteki durumu “Bu normal bir deprem değil, Esad'ın yaptığı bir deprem” şeklinde ifade ederek halkın yeniden inşa sürecine olan inancını dile getiriyor.
Halkın Yeniden İnşa İradesi
Savaşın ardından evini kaybeden 4 çocuk babası Muhammed Al Ahmed, “61 yıl boyunca korku ve zulüm içinde yaşadık. Ancak bu zulüm sona erdi. Şimdi Humus’u yeniden inşa edeceğiz” sözleriyle halkın kararlılığını ortaya koydu. Uzun yıllar ülkesinden uzak kalan Ahmed Rahim ise “Ailemi yeniden buraya getireceğim ve burada hayatımızı sürdüreceğiz” diyerek, Suriyelilerin memleketlerine dönüş umudunu vurguladı.
Türkiye'ye Minnet ve Kardeşlik Mesajı
Suriyeli Meryem Hasan, yıllar süren savaş boyunca Türkiye’nin Suriyelilere verdiği destekten övgüyle bahsederek, “Türkiye bizi misafir etti, iyiliklerini asla unutmayacağız” dedi. Hasan, Suriye’nin özgürlüğüne kavuşmasının kendileri için bir bayram niteliğinde olduğunu belirtti.
Gelecek İçin Umut ve Dayanışma
Humus halkı, savaşın bıraktığı yıkıma rağmen geleceğe umutla bakıyor. Kentteki insanlar, “el ele vererek” yeni bir dönem başlatmak için çalışıyor. Eski harabelerin yerini alacak yeni bir Humus inşa etme hedefi, halkın direncini ve dayanışmasını gözler önüne seriyor.
Özgürlükle Gelen Yeniden İnşa Süreci
Humus’taki bu yeniden yapılanma süreci, sadece bir şehrin fiziksel olarak inşasını değil, aynı zamanda savaşın travmalarını aşma ve yeni bir toplumsal düzen kurma iradesini de simgeliyor. Halkın, komşu Türkiye ile kardeşlik bağlarını vurgulaması ise bölgesel iş birliği ve dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
