Psikoloğun ofisine pek bir telaşlı getirdikleri on yaşındaki oğulları Umut 'un gece karanlıkta uyuyamadığını, odasının ve bitişik olan balkonun ışığını da hiç kapattırmadığını anlatmışlardı.
      Yavrumuzun psikolojisi bozuldu.Karanlıkta yatamıyor diyede uzun uzun dert yandılar. Psikolog telaşlı anne babayı sakinleştirmiş ve  dışarıya çıkarmış, sonrasında da ofisinde uzun uzun konuşmuştu Umut'la...
     Ve dışarıya çıktığında, çocuğun anne babası telaşla sormuşlardı, oğullarının hastalığını.
O an psikolog düşünceli bir halde gözlüklerini çıkardı.Ve telaşlı anne babanın gözlerine bakıp, Oğlunuz ne karanlıktan korkuyor, ne hasta olmuş, nede psikolojisi bozulmuş deyince, Umut'un anne babası merakla sordular...
     Peki bir çocuk neden odasının ve balkonun ışığını söndürmeden uyurki? O an psikolog içeride verdiği oyuncakla oynayan güzel yürekli çocuğa baktı. Ve şöyle dedi. Siz çocuğunuza akıllı ol ve senin olan hiçbirşeyi paylaşma diye öğretmişsiniz. Oda ışığı neden açık bırakıp uyuduğunu söyleyememiş size. Evinize nerdeyse bitişik bir gecekondu varmış galiba.
    O fakir evde de Umut'un sınıf arkadaşı yaşarmış. Arkadaşının babası işsizmiş. Ve fatularını ödeyemiyormuş. Üç aydır elektirikleri kesik olduğu için, Umut kendi odasından süzülen ışıkla pencere kenarında ödevini yapan arkadaşını farketmiş bir gün. O günden beri de ışıklar açık uyuyormuş. Sırf arkadaşı ödevini yapabilsin diye.
       Düşündümde psikikolojisi bozulan o güzel yürekli cocuk değil, Komşumuzu dahi unutan ve hatta komşumuzu tanımayan biz büyükler bozulmuşuz dediği an, anne babasının tüyleri diken diken olmuştu.
Umut'un ellerinden tutup en yakın fatura ödeme merkezine gittiler hemen.        
       İsimlerini dahi bildirmeden hayatlarına etki dahi etmeyecek miktarda olan fakir komşularının elektirik faturalarını ödediler. Umut uzun zaman sonra karanlıkta derin bir uykuya dalarken o akşam, fakir komşularının evine bayramı, anne ve babasının gönlüne ise derin düşünceler bırakmıştı yaptığıyla...
    Komşularıyla selamlaşacak kadar tanış olmayan ve düştükleri karanlıklarda onları görmezden gelip çaresiz bırakan, asıl karanlıkta kalan, malesef komşuluk kültürümüzü unutma aşamasında olandır...