Akademik açıdan mükemmel bir genç, büyük bir şirkette yönetici pozisyonuna başvurmaya gitti. İlk görüşme iyi geçmişti. Sonra üst düzey yönetici ile görüşmeye sıra geldiğinde, yönetici öz geçmişten gencin akademik başarılarının, ortaokuldan lisansüstü araştırmaya kadar her aşamanın çok parlak olduğunu görünce sordu:
- “Okulda burs aldınız mı?”
- “Hayır efendim!”
- “Peki okul masraflarınızı babanız mı ödedi?”
- “Babam ben 1 yaşındayken vefat etti." dedi genç adam. "Okul masraflarımı ödeyen annemdi”
- “Anneniz nerede çalıştı?”
- “Annem, çamaşırcılık ve ev temizliği yapar efendim" dedi genç.
- “Anladım" dedi yönetici. "Bana ellerini bir gösterir misin!”
Genç adam şaşkın; ellerini yöneticiye uzattı.
- Gencin yarasız, çatlaksız, nasırsız, yıpranmamış ve son derece düzgün görünen ellerine bakan yönetici “Annene daha önce yaptığı işlerde hiç yardım ettin mi?” diye sordu bu kez.
- “Hayır… Annem her zaman daha fazla kitap okumamı ve iyi bir eğitim için çabalamamı istedi. Ayrıca annem benden çok daha hızlı çamaşır yıkayabilir”
Yönetici “Senden bir isteğim var" dedi. Bugün evine geri döndüğünde git ve annenin ellerine bak, sonra da yarın sabah gel beni gör ”.

Genç işe alınma şansının yüksek olduğunu hissediyordu. Geri döndüğünde, mutlu bir şekilde annesine sarıldı. Kadın tam olarak ne oldu anlamamıştı ama kendini çok mutlu hissetti. Delikanlı annesinin ellerini avuçlarına aldı. O eller ne kadar da kırışık, çatlak ve çürük içindeydi. Bazı çatlaklara dokunduğunda kadın elini geri çekiyordu çünkü canı yanıyordu.

Bunu ilk kez fark ettiği için gencin gözleri doldu ve içi acıyla burkuldu. Annesinin ellerini defalarca koklayarak sevgiyle öptü.
Bu ellerdeki morluklar onun mezuniyeti, akademik üstünlüğü ve geleceği için ödediği bedellerin karşılığıydı. Sofrayı o gece kendisi hazırladı, uzun uzun annesi ile sohbet etti ve yatmasına yardım etti. Ardından evi toparlayıp, kalan çamaşırların tamamını yıkadıktan sonra yorgun bir şekilde yattı. Ertesi sabah, tekrar yöneticinin karşısındaydı.


Yönetici gencin gözlerindeki hüznü, acıyı hemen fark etmişti.
- “Dün evinde ne yaptığını ve ne öğrendiğini bana söyleyebilir misin?”
-“Annemi ne kadar ihmal ettiğimi gördüm. Onunla uzun uzun sohbet ettim, sofrayı kurdum, evi temizledim ve kalan tüm kıyafetleri de yıkadım” dedi.
Yönetici; “Şimdi bana lütfen duygularını söyle” deyince;
Delikanlı başı öne eğik sıraladı.
- “ 1-Takdirin ne demek olduğunu şimdi biliyorum. Annem olmasaydı bugün başarılı olamazdım.
2-Tek başına bir şeyler başarmanın ne kadar zor olduğunu, birlikten kuvvet doğacağını çok iyi anladım
3- Aile ilişkisinin önemini, değerini ve takdir edilmesi gerektiğini anladım ”

Yönetici “İşte bu benim yöneticimde aradığım şey." dedi ve devam etti:
"Başkalarının yardımını takdir edebilecek, başkaları ile iş yaparken, onların çektiklerini de anlayabilecek ve parayı hayattaki tek hedefi olarak görmeyecek birini işe almak istiyordum ve sen bu özelliklere sahipsin. Tebrik ederim genç adam, İşe alındınız"
"Kim ki sevdiklerinin sağladığı rahatlığı, onların başarıları için harcadığı zorlukları anlamıyor, görmezden geliyorsa, hayattaki zorluğun mücadelenin ne olduğunu asla anlamayacak ve çok da başarılı bir geleceği olamayacaktır..."