ÖZEL RÖPORTAJ: SİNAN SAYGI

Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19) salgınından olumsuz etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. 2020 yılına oldukça umutlu giren turizm sektörü, salgın felaketiyle birlikte çok kötü günler geçirdi. Şimdi başlayan normalleşme süreciyle birlikte turizm sektörü geçen yıllardaki güzel rakamları elde etmeyi hedefliyor. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, turizm ve konaklama sektörünün mevcut durumu ve hedefleriyle ilgili Ekovitrin’in sorularını yanıtladı.  

Tüm dünyayı etkisi altına alan Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19) salgını turizm sektörünü nasıl etkiledi?

2020 yılına, en iyi yıllarımızdan biri olma beklentisiyle başlamıştık. Turizm sektöründeki 2-3 yıllık yavaşlamanın ardından 2019’la birlikte yeniden başlayan yükseliş 2020 yılının ilk iki ayında da devam etmişti. Ancak hiçbir şekilde öngörülemeyecek bir durum oldu ve turizm faaliyetleri tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de durdu. Hem küresel düzeyde hem ülkemiz açısından olağandışı bir dönemden geçiyoruz. Bu salgının tüm dünyayı her alanda etkilediği ve bunun en ağır neticelerinin de sektörümüzde kendisini gösterdiği ne yazık ki inkar edilemez bir gerçek. Bu beklenmedik süreç devam ediyor ve bu durum geleceğe yönelik planlamalar yapabilmeyi de oldukça zorlaştırıyor.

HAZİRAN ORTALARINA DOĞRU İLK ADIMLAR GELEBİLİR”

Turizmciler özellikle 2020 sezonundan oldukça ümitliydi. 2020’ye turizmde yeni rekorların elde edileceği bir yıl olarak bakılıyordu. Ancak yaşanan pandemi süreci buna engel oldu. Turizm sektörü sizce ne zaman toparlanır?

Normalleşmenin ne zaman başlayacağını ve tam anlamıyla normalleşme sürecinin ne kadar zaman alacağını tahmin edebilmek maalesef şu anda mümkün değil. Bu süreci salgının gidişatı ve kontrol altına alınması belirleyecek. Ancak sektörümüz adına iyimser olmak zorundayız ve tüm çabalarımız iyimser tabloya göre devam ediyor. Virüsün ülkemizde yayılmasının kontrol altına alınması ve diğer ülkelerde gelişmeler dikkate alınarak, turizm ve konaklama sektöründe haziran ayının ikinci haftası itibariyle yavaş da olsa hareketlenmenin başlaması umut ediliyor. Haziran ayı ortalarından itibaren normalleşme yolunda ilk adımların geleceğini umut ediyoruz. 

“HEDEF KOYMAK ŞU AŞAMADA MÜMKÜN DEĞİL”

2020 yılı sonu için turizm sektörünün hedefleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Yıl sonu için rakamsal bir hedeften bahsetmek şu aşamada mümkün değil. İnsan hayatını endişelerimizin merkezine koyduğumuzu, insan sağlığını her türlü ticari beklentinin önünde tuttuğumuzu özellikle belirtmek isteriz. Bunun yanında salgının ülkemiz turizm sektörüne etkilerinin azaltılması, işletme yapısını ve her şeyden önemlisi istihdam yapısını ayakta tutabilmek bugün için önceliğimiz. Sektördeki her işletme, istihdamını, güçlükle sağladığı kalifiye işgücünü koruyabilmek için maksimum çabayı gösteriyor. TÜROB olarak bu süreci en kısa sürede atlatarak çalışanlarımızın bir an önce işlerine dönmeleri arzusundayız. Şu anda sayısal bir hedef koymaktan çok, ilk etapta çarkların dönmesi önemli. Ancak çarklar dönmeye başladığında plan ve projeler, sayısal hedefler gündeme gelebilecek.

ÖNCE İÇ TURİZM BAŞLAR

Pandemi sonrasında turizm sektörünü nasıl bir dönem bekliyor? Konuyla ilgili görüşleriniz nelerdir?

Havacılık alanındaki ekonomik gelişmeler ve pandemi önlemleri kapsamında, uçak kapasitelerinin azalacağı öngörülüyor. İyi senaryo ile ilk hareketlenmenin iç turizmde, devamında Uzakdoğu ve Ortadoğu sıralamasıyla gerçekleşeceği, Avrupa’da hareketlenmenin ise eylül ayı itibariyle başlaması öngörülüyor. Diğer sektörlerle mukayese edildiğinde, turizm ve konaklama sektörünün virüs etkileri geçtikten sonra en son toparlanacak sektör olacağı tahmin ediliyor.

KORONADAN SONRASINA HAZIRLANIYORUZ

Kamu otoritelerinin ‘artık evden çıkabilirsiniz’ diyeceği gün için tüm hazırlıklarımızı yapıyor ve otellerimizi koronadan sonraki günlere hazırlıyoruz. Elbette ki bu hazırlıkların en önemli kısmını da Covid-19 salgını sonrasında büyük değişime uğrayacak olan sektör uygulamaları oluşturuyor. Hijyen ve COVİD-19 önlemleri konusunda tüketici hassasiyeti artacak. Bu konularda önlemlerini alan işletmelerin öncelikle tercih edilmesi bekleniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı Sağlıklı Turizm Sertifikasyonu programının, başta tüketici güveni sağlanması, çalışan güvenliği ve olumlu algı dikkate alınarak kesinlikle ileriye dönük olarak sektörümüze büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.

SAĞLIKLI TURİZM SERTİFİKASYONU PROGRAMI

Sağlıklı Turizm Sertifikasyonu programının turizm sektörüne uyarladığı tedbirlerden bahseder misiniz?

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı Sağlıklı Turizm Sertifikasyonu programı ile tatilini Türkiye'de geçirecek tüm Türk vatandaşları ve yabancı ziyaretçilere, ulaşımdan konaklamaya, tesis çalışanlarından yolcuların kendi sağlık durumuna uzanan geniş bir yelpazede bir dizi yeni tedbirler tanımlanıyor. Program, "Yolcu sağlığı ve güvenliği", "Çalışan sağlığı ve güvenliği", "Tesislerde alınan önlemler" ve "Ulaşım araçlarında alınan önlemler" olmak üzere 4 ana başlıkta toplanıyor.

“Sağlıklı Turizm Sertifikasyon” programı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde, Sağlık, Ulaştırma, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının katkıları ve Birliğimizin de dahil olduğu tüm sektör paydaşların iş birliğiyle şeffaf bir şekilde hazırlandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu kapsamda havalimanı işletmeciliği, yerli hava yolları, karayolları ve turizm tesisleri için ayrı ayrı oluşturulan pandemi protokolleri ve sertifikasyon süreçlerini tamamladı. Projenin tüm paydaşları içine alacak şekilde genişletilmiş olmasından ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinasyonunda gerçekleşmesinden memnunuz.

Otel işletmeleri için de sertifikasyon süreçlerini mayıs ayı itibariyle hayata geçirmeyi planlayan Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu sertifikasyonu alan tesisleri 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle Bakanlık web sayfası da dahil olmak üzere tüm kanallardan duyuracak.

“KONTROLLÜ AÇIK BÜFE SUNUMLARI GELECEK”

Programda açık büfe ve her şey dahil uygulamaları hakkında ne tür düzenlemelere gidiliyor?

Bu programda da yer aldığı üzere kamuoyunda yoğun olarak gündeme gelen açık büfe ve her şey dahil uygulamalarına da açıklık getirilmiş durumda. Hastalığın ilk çıktığı günlerde TÜROB olarak, koronavirüs salgınıyla ilgili alınabilecek tedbirler çerçevesinde üye otellerde kahvaltı, öğle ve akşam yemeği servisinde açık büfenin kaldırılarak, ‘kahvaltı tabağı ve set menü’ uygulamasına geçilmesine yönelik tavsiye kararımız var. Ancak tabi ki ilerleyen dönemlerde tamamen kaldırılması diye bir şey söz konusu olmayacak. Alınan ve alınacak olan tüm tedbirler sadece bu salgın dönemiyle sınırlı ama sonrasında zaten gerekli hijyen şartları Covid-19’a uyarlanacak ve bizler kaldığımız yerden devam edeceğiz. Hijyen ve gıda güvenliği her zaman önceliğimiz olmaya devam edecek.

“HER ŞEY DAHİL DEVAM EDECEK”

Ülkemizin, yüksek standart ve hijyen koşullarında dünyada her şey dahil tatil konseptini en iyi uygulayan ülke olduğu bilinen bir gerçek. Bu durum, diğer ülkelere nazaran Türkiye’nin tercih edilmesinde önemli rekabet üstünlüğümüz ve avantajımız. Pandemi dönemini fırsat bilerek, Türkiye’nin turizmde bu konseptten ayrılarak artık uygulanmayacağı yönündeki birtakım çevreler tarafından hangi verilere dayanılarak yapıldığını bilmediğimiz yorum ve değerlendirmeler kesinlikle gerçekleri yansıtmıyor. Türkiye, ‘Her şey Dahil’ tatil konseptini, eski sunulan hizmetlerden herhangi bir kısıtlama yapmadan uygulanmaya devam edecek. Sadece pandemi dönemi ile sınırlı kalmak üzere, özellikle yiyecek ve içecek servis ve sunumları, ilgili sağlık otoriteleri tarafından alınacak kararlara göre düzenlenecek. İşletmelerimiz bu döneme yönelik gerekli uygulama önlemlerini almaya başladılar.

Turizm sektöründe normalleşme ne zaman sağlanır? Kültür ve Turizm Bakanlığı genelge yayımlayarak birtakım tedbirler açıkladı. Konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?

TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan genelge ile halen faal olan veya faaliyete geçecek olan konaklama işletmeleri tarafından, COVID-19 salgınının yayılmasının önlenmesine yönelik işletme bünyesinde alınması gereken tedbirler açıklandı. Bu tedbirlerin birçoğu zaten konaklama sektörü olarak genel olarak uyguladığımız kurallar. Yeni başlatılan uygulamalar ile kurallara daha da büyük bir hassasiyet ile uyulacak. Uygulamalar sürece bağlı olarak zaman içinde güncellenecek. Bu süreçte tüm üyelerimiz ile işbirliği içinde olacağız ve üyelerimize tüm desteği sağlayacağız.

Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıkladığı Sağlıklı Turizm Sertifikasyonu programının da başta tüketici güveni sağlanması, çalışan güvenliği ve olumlu algı dikkate alınarak kesinlikle ileriye dönük olarak sektörümüze büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Hijyen ve COVİD-19 önlemleri konusunda tüketici hassasiyeti artacak. Bu konularda önlemlerini alan işletmelerin tüketiciler tarafından öncelikle tercih edilmesi bekleniyor.

Hem konaklama tesislerinde normalleşme süreci hem sertifika programı TÜROB olarak bizim de görüşlerimiz alınarak hazırlandı. Önerilerimizin büyük bölümünün dikkate alındığını görüyoruz. Başta TC Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere tüm Bakanlıklar ile STK’lar olarak bizler bilgi ve görüş alışverişinde bulunduk. İnsan sağlığı önceliğimiz, bu nedenle zaten özellikle Sağlık Bakanlığımızın tavsiyelerini tamamen uygun bulduk ve değiştirilmesi için öneride bulunmadık. Bu süreç için TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ve TC Sağlık Bakanlığı’na teşekkürlerimizi sunuyoruz.

ÜYELERİMİZE EĞİTİM VERDİK”

TÜROB olarak pandemi sürecinde hangi hizmetlere ve çalışmalara imza attınız? İleriye yönelik hedefleriniz nelerdir?

TÜROB olarak, ECOLAB işbirliğinde, üyemiz konaklama tesisleri ve turizm işletmelerinin çalışanlarına yönelik, kişisel bilgisayarları veya cep telefonları aracılığıyla katılabilecekleri çevrimiçi ve ücretsiz ‘Covid-19 ve Hijyen Eğitimleri’ni Nisan 2020’de başlattık. Eğitimlerin sonunda, katılan çalışanların tamamına “katılım belgesi” veriyoruz. Bu bir anlamda hem bugüne yönelik hem koronavirüs sonrası dönem için belgelendirme ve uygulamalara hazırlık niteliğinde. Eğitimlerin sonunda katılım belgesi veriliyor olması hem sektör açısından hem de tüketici açısından bir güven ortamının oluşmasını da sağlayacak. Aldığımız çok olumlu geri dönüşler ve yoğun talep üzerine, eğitimleri Mayıs ayında tekrarladık. Böylece toplam iki etapta 2 bin 500’den fazla çalışana eğitimleri vermiş olacağız.

Korona sonrası en önemli konulardan biri de maliyet artışları ve satış fiyatlandırmaları olacak. TÜROB olarak üyelerimize başta gelir yönetimi (revenue management) olmak üzere fiyatlama, pazar analizi ve bütçe analizi gibi konularda eğitim programları planladık ve mayıs ayının ikinci haftasından itibaren bu eğitim ve seminerlere başladık.

Aynı şekilde otellerimizin açılışı sonrası satış pazarlama faaliyetlerinde de fazlaca değişim olacağını düşünüyoruz, bu konuda da üyelerimiz için Covid-19 sonrası satış pazarlama teknikleri konulu bir semineri haziran ayının ilk haftasında düzenleyeceğiz.

“DESTEKLER OLUMLU AMA YENİ DESTEKLER ŞART”

Son olarak özellikle vurgulamak istediğiniz bir mesaj var mı?

Sektöre destek amacıyla vergisel düzenlemeler, sosyal güvenlikle ilgili düzenlemelerin yanı sıra yargısal ve hukuki düzenlemeler devreye sokuldu. Açıklanan destek paketlerinin sektör açısından olumlu olduğunu düşünüyoruz. Ancak yeni desteklere de ihtiyaç bulunduğunu ve açıklanan erteleme sürelerinin uzatılması gereğini de özellikle belirtmek isteriz.

Atılan adımlar sayesinde, sektörün istikrarı ve istihdamın korunması yolunda, salgının etkileri giderildiğinde sektörümüzün en az zararla faaliyetlerine devam edeceği umudunu koruyoruz. TÜROB olarak imkanlarımız dahilinde devletimizin, milletimizin, çalışanlarımızın yanında olduğumuzu, elimizden gelen her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu özellikle belirtmek isteriz. Bu geçici bir süreç ve elbette sağlıklı ve güzel günler gelecek.