Alman Dış Ticaret Odalarının dünya çapında 4 bin üyesinin katıldığı ankete göre firmaların üçte ikisi ekonomik konjonktürün kötüye gidecek olmasından endişeli. Katılımcı firmaların yarısı önümüzdeki 12 ay içerisinde işlerinin azalacağını düşünüyor, Türkiye’den katılan firmaların sonuçlarına bakıldığında ise bu oran yüzde 60’a yakın. Dünya genelindeki firmalar en büyük ticari riski ürün ve hizmetlerine talebin azalmasında görüyorlar. Yine dünya çapındaki şirketlerin yaklaşık yüzde 70’i korona salgınının etkisi olarak seyahat kısıtlamalarını görüyor, Türkiye’de ise bu oran daha da yüksek; yüzde 78. Türkiye’de şirketlerin sadece yüzde 16’sı, hastalık ve diğer nedenlerle üretimde aksamaları, salgının işlerine etkisi olarak görürken, dünya çapında bu oran yüzde 22 olarak rapor ediliyor. Bu anket sonucunda sanayide üretim kapasitesinin korunmasına büyük öncelik veren bir ekonomi politikasının etkisi görülüyor. Global ankete katılan Alman firmaları, temsilcilikleri ve Almanya ile yakın ticari ilişki içerisinde olan 4 bin firmanın yüzde 41’i hizmet, yüzde 38’i sanayi ve inşaat sektörlerinde, firmaların yüzde 21’i ise ticari işletme.

TÜRKIYE’YE YATIRIM PLANLARI SÜRÜYOR

Genel olarak anket sonuçlarına göre ticari beklentiler çok iyi olmasa da, ankete katılan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası üyelerinin yüzde 5’i daha çok yatırım yapmayı planladığını, yüzde 14’ü ise Türkiye’ye yatırımlarının aynen devam etmesini beklediğini belirtiyor. Uluslararası nakliye konusunda problem yaşadığını belirten firmalar ise ağırlıklı olarak Türkiye, bazı Asya ülkeleri ve Rusya’da faaliyet gösteriyor.

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Markus C. Slevogt, “Ankete Türkiye’den katılan firmalar için gelecek bir yıllık süreçte ticari gelişmelerini etkileyebilecek en büyük risklerin likidite ve finansman, döviz kurları ve ürün/hizmetlere talep olduğunu görüyoruz. Bizler AHK Türkiye olarak, üyelerimize bu alanlarda mümkün olan en iyi desteği sağlamak için çalışacağız. İçinde bulunduğumuz süreçte dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de ekonomik aktivitelerin devamlılığı büyük önem taşıyor. Bu süreçte birbirimizle dayanışma halinde olmamız, kendimizi ve çevremizi virüsün etkilerinden korumaya çalışırken geleceğe de umutla bakmamız faydalı olacak” şeklinde konuştu.

Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Dr. Thilo Pahl ise “Çoğu sektörün oldukça zor zamanlardan geçtiği bu dönemde, üyelerimizin ticari durum ve ekonomik beklentilerini kamuoyuna sunmak üzere bir anket gerçekleştirdik. Türkiye’den katılımcı firmaların, yüzde 44 sanayi/inşaat yüzde 31 hizmet sektöründen ve yüzde 25’inin diğer ticari işletmelerden oluştuğu ‘World Business Outlook’ anketinde, üyelerimizin yüzde 26’sının ticari durumlarının iyi, yüzde 51’inin ise normal seyrettiğini görüyoruz. Fakat üyelerimizin yüzde 59’u işletmelerinin durumlarının önümüzdeki 12 ay içerisinde kötüye gidebileceğini düşünüyor. Bu kaygıların küresel düzeyde de benzer oranlarda olduğunu görmek çok önemli. Bununla birlikte, bu tür salgınların sonrasındaki dönemlerde daha üretken ve yenilikçi bir ekonomik hayata yol açtığını da unutmamalıyız” dedi.