Elazığ’ın Ağın ilçesinde 30 yıldır yalnız yaşayan 85 yaşındaki Servet dede, evinin bir odasını kütüphaneye çevirdi, yatağını bile koyduğu odada yüzlerce kitabı onun hayat arkadaşı oldu.

85 yaşındaki Servet Sakagil, 15 yıl Türkçe öğretmenliği yaptı, memleketi Elazığ’ın Ağın ilçesine yerleşti, kısa bir süre kitap evi işletti ve bir daha ayrılmadı. Kızını evlendirdikten sonra eşinden ayrıldığı için de son 30 yıldır tek başına yaşayan Servet dede tüm zamanını kitaplara adadı. İleri derecede astım hastası olan ve evinin sadece bir odasını kullanan Servet dede, yüzlerce kitaptan oluşan kendi kütüphanesini kurdu. Pandemi öncesinde olduğu gibi bu süreçte de kitaplarla yatıp, kalkan Servet dede evde bulunan tüm kitaplarını okudu. Yalnızlığını kitaplarla paylaşan dede, ilerlemiş yaşına rağmen bazen okuduğu kitapları tekrar tekrar okuyarak, bazen de kızının yeni gönderdiği kitapları okuyarak hayatının da önemli bir yeri olan kitaplardan biran olsun ayrılmadan yaşamını sürdürüyor.

Kitaplara karşı bir düşkünlüğünün olduğunu belirten Servet Sakagil, "15 yıl öğretmenlik yaptım, bu küçük kasabada bir dükkan açmak istedim. Açtım, 3-5 seneye yakın uğraştım ve bıraktım. Bu arada kendi kitaplarımı seçtim. Kütüphanemi kurdum. Bir köşede yatağım, karşımda ise kitaplarım. Astım hastasıyım, kalkmakta zorluk çeksem de kitaplarımı alıp okuyorum. Burada 400’e yakın kitap var, hepsini okudum, bir kısmını 2-3 defa okudum. Benim için kitap her şey. İnsanın aydınlanması, gelişmesi ve olgunlaşması için kitap çok önemli. Ama maalesef benim öğrencilerim arasında bile birkaç kişiden başka kitaba heves eden kimse olmadı" dedi.

“Kitap okuyacağım diye seviniyorum”

Yakın zamanda 86 yaşına gireceğini ve hala okumaya devam ettiğini dile getiren Sakagil, “Zaten günüm hep okumakla geçiyor. Yalnızım, kitaplara alışmışım da. Onlar bana zevk veriyor. Kitap okuyacağım diye seviniyorum. Kitap okumak bayağı bana bir neşe veriyor. Kitaplar arkadaşımdan daha öte. 30 seneye yakın tek yaşıyorum. Hastalığım da bir hayli ilerlemiş vaziyette. Zorlanıyorum, kendi günlük işlerimi yapmakta bile zorluk çekiyorum. Görüyorsunuz, konuşmakta bile güçlük çekiyorum. Kitaplar da olmazsa bunalırım. Her zaman kitap alıyorum. Liste yapıyorum, kızıma söylüyorum, geldiği zaman getiriyor veya kargo ile gönderiyor. Kitap yazmak bir istidat işi, kitap yazmak için çok okumak gerekir. Benim okumam da bir kitap yazmaya yetmez, yazmak bambaşka bir şey” diye konuştu.

"Bu sıkıntılı zamanlarında kitaplar onun yoldaşı, her şeyi"

Servet dedenin öğrencisi ve aynı zamanda meslektaşı olan Gürhan Gündüz ise, “Benim hayatımda çok önemli bir yeri olan bir insandır. Kitaplarla tanışmamda çok büyük katkısı var. Kitapsız hayat, eksik, ışıksız ve kuru bir hayattır. O bakımdan Servet ağabeyin gerçekten Ağın ya da onun ölçeğindeki yerleşim yerlerinde böyle bir kütüphaneye sahip insan sayısı çok azdır. Onun adına da çok seviniyorum. Bu sıkıntılı zamanlarında kitaplar onun yoldaşı, her şeyi. Aslında kitaplar hepimizin her şeyidir ve herkesin de her şeyi olması gerekir. Maalesef sağlık nedeniyle de vaktinin yarısı ve yarısından çoğu yatağında istirahat ederek geçiyor. Zamanının büyük bölümünü de okuyarak dolduruyor. Açıkçası başka da çok yapacak bir şeyi de yok. Ama her şeye rağmen büyük bir zenginliktir ve ciddi bir hayattır. Herkese tavsiye ederim, öneririm” ifadelerini kullandı.