Kastamonu’da hayata geçirilen "Doğada Atlı Terapi" projesi kapsamında atla terapi alan özel gereksinimli çocukların öz güven kazanması, farklı cümleler kurmaya başlaması ve hareketlerinde gelişim sağlanıyor.

Daday İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Nöbetçi Ekip Kaliteli Yaşam Derneği tarafından hazırlanıp İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından kabul edilen "Doğada Atlı Terapi" projesi kapsamında 35 özel birey, atlı terapist, ergoterapist, seyis ve yan tutucu eşliğinde atlı terapi eğitimlerine katılıyor. Hibe almaya hak kazanan proje ile dikkat bozukluğu, otizm, serebral palsi, down sendromu, bedensel ve zihinsel ve görme engelli, işitme kaybı teşhisi taşıyan 3-17 yaş aralığındaki 35 çocuğun atla terapi sonucunda duyu bütünlemesi, kas kuvveti, eklem hareketliliği ve el-göz koordinasyonunun artırılarak sosyal uyumlu, özgüvenli bireyler olarak yetiştirilmesi amaçlanıyor.

Terapi ailelerin de yüzünü güldürdü

Atlar sayesinde öz güven kazanan, farklı cümleler kuran ve vücut hareketlerinde gelişim sağlanan öğrencilerin aileleri de terapiden yüzleri gülerek ayrılıyor. Özem gereksinimli bireyler, 2 ay boyunca haftanın üç gününde il merkezi ve bulundukları ilçeden özel servis ile Daday Atlı Terapi Merkezine getirilerek, burada eğitime öncelikle çocuklara yemek servisi ile başlanılıyor. Özem gereksinimli bireylere verilen yemek sonrası hastalıklarına yönelik özel eğitimler veriliyor. Verilen eğitim sonrası çay molaları ile çocukların sosyal hayata uyumluluk kazanmaları amaçlanıyor.

“Çocuklarımızdaki gelişmeleri takip ediyoruz ve inanılmaz değişimlerini gözlemliyoruz”

Özel gereksinimli bireylere gereksinimlerine göre eğitim verildiğini belirten Kastamonu Nöbetçi Kaliteli Yaşam Derneği Başkanı Nihal Gül, “Biz bu projemizi yaparken çocuklarımıza nasıl bir faydamız olur diye çok araştırdık ve planlarımızı yaptık. İl Sivil Toplum Kuruluşlarıyla İlişkiler Müdürlüğüne sunduğumuz bir projemizi hayata geçirdik. Bu projemiz Daday İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz ve Nöbetçi Ekip Kaliteli Yaşam Derneğimiz ile birlikte yürütüyoruz. Bu bağlamda programımızın süresi 2 ay. Bu programımızda çocuklarımız Down Sendromlu, otizmli, hiperaktivite, serebral palsi ve görme engelli çocuklarımızı ağırlıklı olarak faydalandırdık. Çocuklarımızdaki gelişmelerimizi yakinen takip ediyoruz ve inanılmaz değişimlerini gözlemliyoruz. Bizi çok mutlu eden yanları var. Çoğu çocuklarımızda gelişmeler inanılmaz bir şekilde kendini gösterdi, tabii ki de ailelerimiz de bu durumdan çok memnunlar. Çünkü çoğu zaman ailelerimizin ev ortamından farklı bir ortama çıkmaları imkansızken biz onlara doğanın güzel eşliğinde atlarla buluşturmayı ve atlarla bir eğitim olanağı sağlamaktan dolayı çok mutluyuz. Özel bireylerimiz 2 aylık süre boyunca pazartesi, salı ve perşembe günleri olmak üzere 3 günlük eğitim programımız var. Bu eğitim programımızda çocuklarımız özel servis araçlarıyla Kastamonu merkezde ve Daday ilçemizden getirilerek önce karşılamalarını yapıyoruz. Daha sonra çocuklarımıza yemek ikramlarımız oluyor. Yemek ikramlarından sonra da atlarla terapi eğitimine başlıyoruz. Terapi eğitimlerimize ara verirken sadece atlı terapi olarak değil, ergoterapistimiz, fizyoterapistimiz de bize eşlik ediyor. Çünkü çoğu çocuğumuzun gereksinimleri kendilerine göre farklılar. Birçok çocuğumuz, özellikle de bedensel engelli çocuklarımızda fizyoterapist arkadaşlarımızdan, dokunma ve duyu bütünleme ihtiyaçları olan çocuklarımızda ergoterapi, diğer eğitimlerimiz için ise atlı terapi eğitimlerimizden faydalanıyoruz” dedi.

“Aileler, atlı terapinin çocukların bir sürü problem çözümlerinde çok faydası olduğunu söylüyorlar”

Özel gereksinimli bireylerin ailelerden verilen atlı terapi eğitimi ile ilgili olumlu geri dönüşler aldığını ifade eden Gül, “Biz, iki ay önce programımıza başlarken çoğu çocuğumuz ata dokunamazken bırakın atın üstüne binmeyi, ata dokunamazlar iken şu anda atlarla koşmaya başladık. Çocuklar, atlarla inanılmaz bir iletişim kurmaya başladılar. Ailelerimizin bize verdiği dönütlerde, çocuklar evde inanılmaz bir şekilde rahatlama, bir sürü problemlerini aşmada atlı terapinin çok faydası olduğunu söylüyorlar. Konuşma zorunluluğu çeken çocuklarımızda da konuşma üzerine güzel bir gelişme olduğunu gözlemledik. Down Sendromlu çocuklarımızda ise, sevgileri ve dikkatleri çok farklı bir yönde değişti. Çünkü at onlara çok farklı bir sinerji ile yaklaşıyor. İşin içinde, duygusallık ve sevgi olduğu için çocuklarımız atlarla bütünleşerek çok farklı bir eğitim modeli ile karşı karşıya geliyorlar” diye konuştu.

“Bu eğitimlerimizin bir veya iki aylık program ile değil bir eğitim modülü şeklinde devam etmesi gerekmektedir”

Projeye verdikleri desteklerden dolayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya teşekkür eden Dernek Başkanı Gül, verdikleri eğitimlerin bir veya iki aylık değil daha uzun süreli olması ve eğitim modülü şeklinde olmasını istediklerini belirterek, şöyle konuştu: “İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’ya inanılmaz şükran ve teşekkürlerimizi iletirken bu desteğimizi tabii ki de aldık ama bu desteğimiz 2 aylık bir program. Çocuklarımızın aslında bu eğitime en az 1 yıllık bir programa ihtiyaçları var. Gerçek gelişimlerini görebilmek adına ve uzun soluklu bir programa dahil olmaları gerektiğinden maalesef bu projemizi 2 ay ile sonlandırmak zorundayız. Ailelerimiz ve biz bu programın bitmesinden dolayı çok üzgünüz” şeklinde konuştu.

“Projenin çarpan etkisi oldu”

Projeyi geliştirdikleri aşamada hedef öğrenci sayısının ilk olarak 20 olduğunu ancak sponsorların desteği sayesinde katılımcı sayısını 30’a yükselttiklerini söyleyen Daday İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Şirin ise, şunları kaydetti:

“Özel öğrencilerimiz dezavantajlı grupta yer alıyorlar. Dolayısıyla pozitif olarak öğrencilerimize nasıl bir katkıda bulunabiliriz şeklinde sürekli kafa yoruyoruz. Hem Milli Eğitim Bakanlığımız hem İçişleri Bakanlığımız hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın çeşitli programları var. İçişleri Bakanlığımızın proje teklif çağrılarını da görünce bu kapsamda neler yapabiliriz, sivil toplum kamu işbirliği nasıl gerçekleşir, bunlara nasıl katkı sağlarız diye kafa yorduk. Bunun sonucunda da İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak proje yazımı ve yürütülmesini üstlendik. Nöbetçi Ekip Kaliteli Yaşam Derneği ile işbirliği yaparak, Valimizin de destekleriyle İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğüne projemizi sunduk. Proje kapsamında 20 öğrencimizi hedef almıştık. Özel öğrencilerimiz doğada at ile eğitim alacaklar, duyu bütünlemesi kapsamında nasıl bir gelişme yaşanacağını görecektik ve proje bu şekilde başladı. Projenin bir çarpan etkisi oldu, projeyi duyan sponsorlar, hayırseverler destekleriyle sayıyı 20 iken 35’e çıkarttılar. Şu anda 35 tane özel öğrencimiz at ile terapi eğitimi alıyor.”

“İlk ata bindiğimde özgür ve bağımsız olduğumu hissettim”

Ata ilk bindiğinde özgür ve bağımsız olduğunu hissettiğini söyleyen Mehmet Üyük de, “Bugün burada çok güzel duygular hissediyoruz. Atlar ile çok güzel birleştik, kalbimizdeki güzellikleri atlara vererek atlarla çok güzel bir birleşim sağladık ve atlar bizim gözlerimi, ellerimiz yani her şeyimiz oldu. İlk gün ata bindiğimizde çok güzel ve heyecanlı bir duyguydu, Atlı terapiye denge çalışmasıyla başladık, dengeyi sağladıktan sonra yavaş yavaş koşmaya başladık ve şu anda atlarla çok güzel bir birleşim olarak koşuyoruz. İlk ata bindiğimde özgür ve bağımsız olduğumu hissettim” dedi.

“Bu eğitimler sayesinde çok büyük ilerleme kaydettik”

Ebeveynlerden Nurcan Demirtaş ise, eğitimlerin çocuğunun özgüvenini arttırdığını ve gelişiminde ilerleme kaydettiğini belirterek, “Çok memnunuz, kızım çok memnun. Çok büyük bir ilerleme kaydettik. Özel eğitim öğretmenlerimiz de çok memnun kaldılar, çocuğumun özgüveninin arttığını çok büyük bir ilerleme kaydettiğini bize ilettiler. Bu konuda çok mutlu oldum, çok seviniyorum. Buranın bize çok büyük bir faydası olduğunu düşünüyorum. İnşallah bu projenin devamını bekliyoruz, devamı gelir. Kızım severek geliyor. Buradan ayrıldıktan sonra çocuğum evde, ‘ata gideceğiz ata gideceğiz’ diye evde sürekli ağlıyor. Biz at ile yatıp at ile kalkıyoruz. Özgüveni çok artı. Kesinlikle buraya gelmeden önce ders yapmak istemiyor, hiçbir etkinliğe katılmıyor, içine kapanık ve kendi halindeydi. Biz özel öğrenci anneleri olarak bu projeden gerçekten de çok memnunuz. Atın kızıma çok iyi geldiğini düşünüyorum. Biz çok iyi bir ilerleme kat ettik” ifadelerini kullandı.